Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, açıklamalarının satır başları şöyle;
Sözlerimin hemen başında, ebediyete irtihal eden değerli hocamız Prof. Dr. Şaban Teoman Duralı Beyefendiye Allah’tan rahmet diliyorum. Rabbim taksiratını hasenata tebdil etsin; cennetiyle, cemaliyle müşerref kılsın. Oğlu Deniz’le görüşerek başsağlığı dileklerimi ilettim. Teoman Hoca gerçekten felsefe alanında ülkemizin müstesna isimlerinden biriydi. Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülüne de layık görülmüştü. Çok dinç bir dimağa sahipti. Teoman Duralı hocamızı ilmiyle, birikimiyle, yetiştirdiği öğrencileriyle ülkemizin kültür hazinesine yaptığı eşsiz katkılarla daima hayırla yâd edeceğiz. Milletimize, talebelerine, ailesine başsağlığı diliyorum. Rabbim makamını âli, mekanını cennet eylesin diyorum. Rabbim inşallah cennetinde bizleri haşr-u cem eyler. Aziz kardeşim Katar Emiri Şeyh Temim’in davetine icabetle Yüksek Stratejik Komitemizin Yedinci toplantısını Doha’da gerçekleştirdik. Değerli Kardeşim Şeyh Temim’le ikili ve heyetler arası olmak üzere son derece verimli görüşmeler yaptık. Katar’la iş birliğimizin derinleştirilmesi ve yeni alanlara genişletilmesi hususunda karşılıklı siyasi irademizi teyit ettik. Yaptığımız anlaşmalarla birlikte Türkiye-Katar ilişkileri çok daha farklı bir zemine kavuşmuş oldu. İkili ilişkilerimizde son yıllarda kaydedilen mesafeden duyduğumuz memnuniyeti karşılıklı olarak dile getirdik. Bölgesel ve küresel meselelere yönelik tutumlarımızın örtüştüğünü bir kez daha müşahede ettik.
Farklı alanlarda iş birliğimizi daha da güçlendirecek 15 anlaşmanın imza törenini yaptık. Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite Yedinci Toplantısı Ortak Bildirisini imzaladık. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ile Katar İş İnsanları Derneği, KOSGEB ile Katar Kalkınma Bankası, AFAD ile Katar Sivil Savunma Genel Müdürlüğü, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Katar Vakıflar ve İslam İşleri Bakanlığı mutabakat zaptı imzaladı. Sağlık ve tıp bilimleri, kültür, gençlik ve spor ile standardizasyon alanlarındaki iş birliklerimizin uygulama programlarını imza altına aldık. Büyük çaplı organizasyonların yerine getirilmesine ve Antalya Diplomasi Forumu ile Doha Forum arasında kurumsal iş birliği tesis edilmesine yönelik anlaşmaların yanı sıra protokol alanında iş birliği mutabakat zaptını da imzaladık. Ayrıca Anadolu Ajansı ile Katar Haber Ajansı, Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi ile Qatar Debate, İbn Haldun Üniversitesi ile Katar Üniversitesi de iş birliği anlaşması imzaladı.
Ardından Doha’da konuşlu Türk-Katar Birleşik Müşterek Kuvvet Komutanlığını ziyaret ettik ve tüm Mehmetçiklerimize hitap etme fırsatını bulduk. Ülkemizi ve milletimizi fedakârca temsil eden Mehmetçiğimizle bir araya gelerek hasret gidermiş olduk.
Katar’la karşılıklı temas ve istişareler neticesinde ikili ilişkilerimizi güçlendiriyoruz. Türkiye-Katar ilişkileri bölgenin güvenlik ve istikrarına da önemli katkılar sağlıyor. Türkiye ve Katar zor dönemlerde dayanışma içinde hareket ederek, gerçek birer dost olduklarını göstermişlerdir. Bilhassa 15 Temmuz ihaneti sonrasında Katar’ın ülkemizle sergilediği dayanışmayı unutamayız. Bizler de Katarlı kardeşlerimize yönelik haksız abluka ve yaptırımların boşa çıkarılması için her türlü adımı attık. İnşallah bundan sonra da Katar’ın ve Katarlı kardeşlerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz.
Türkiye olarak Körfez bölgesinin istikrarını, güvenliğini ve refahını kendimizden ayrı tutmuyoruz. Katar ile diğer bazı bölge ülkeleri arasında yaşanan ihtilafın çözüme kavuşturulmasından da büyük bir memnuniyet duydum. Temennimiz önümüzdeki süreçte bölgedeki tüm kardeş ülkeler arasındaki ilişkilerin çok daha ileriye ulaşmasıdır.
Katar’a geldiğimiz akşam Baba Emir Şeyh Halife bin Hamed El Sani ve Şeyha Moza ile de ailece bir yemeğimiz oldu. Onlarla da geçmişten bugüne süreci değerlendirme fırsatımız oldu.
Bu vesileyle, Türkiye’nin bölgede yaşanan gerginliklerin aşılmasına katkı sunmaya her zaman hazır olduğunu bir kez daha tekrarlamakta fayda görüyorum. Bu düşüncelerle, bu ziyaretin ve yaptığımız anlaşmaların ülkelerimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Kabil Havalimanı’nın işletilmesi
Bu konuyla ilgili olarak şu anda Katar tarafı özel sektörden bir isim belirledi. Aynı şekilde Türkiye tarafı bir isim belirledi. Bu firmalar birbirleriyle görüşmek suretiyle, aynı zamanda Taliban’la da görüşmeleri yaparak, ilgili arkadaşlarımızla bu işe müzaheret edecekler. Başta güvenlik hususu olmak üzere uygun şartlar sağlanırsa Kabil’deki bu havalimanının işletilmesi sürecini ele alacaklar.
“Ruhsat sahasının bir kısmı Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığını ihlal ediyor”
Kıbrıs Rum Kesiminin Türkiye’nin kıta sahanlığını da kapsayacak şekilde 5. parselde Amerikan firması ile Katar Petrolleri ortaklığına verilen bir arama izni var. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bu tek taraflı adımının ülkemizin ve Kıbrıs Türklerinin haklarını görmezden geldiğini belirttik. Çünkü söz konusu ruhsat sahasının bir kısmı Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığını ihlal ediyor ve Ada’nın ortak sahibi Kıbrıs Türklerinin haklarını yok sayıyor. Bu konuyla ilgili tabi hatırlatma yaptık. Üzüntümüzü de belirttik. Temenni ederim ki bunu aşarlar. Tabi Dışişleri Bakanlığımız da bunun takipçisi olacaktır.
“Bizim derdimiz düşük faizle yatırımı teşvik etmek suretiyle istihdamı artırmak”
Biz bir defa yüksek faize kesinlikle inanmıyoruz. Düşük faiz politikasıyla kuru da enflasyonu da aşağı çekeceğiz ve bunu düzenleyeceğiz. Kesinlikle yüksek faizin, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bir anlayış olduğuna inanıyorum. Buna asla müsaade edemeyiz. Dolayısıyla da bu işi bir defa bu güzergahta, bu düzlemde devam ettireceğiz. Bizim derdimiz düşük faizle yatırımı teşvik etmek suretiyle istihdamı artırmak; istihdamı artırmak suretiyle üretimi ve ihracatı artırmak... Bunu sağladığımız zaman bu bize büyümeyi getirecek. Kaldı ki bu zaten OECD içinde de görülüyor. OECD’nin en yüksek oranda büyüyen ikinci ülkesiyiz. Türkiye’nin 2021 yılı büyüme tahminlerini yüzde 10 olarak ifade eden uluslararası kurumlar var. Biz de zaten şu anda o oranı yakalayacağımızı ifade ediyoruz. Şu anda üçüncü çeyrekte malum yüzde 7,4’ü hamdolsun yakaladık. Yıl sonunda da inşallah bunun fazlası olacak, azı olmayacak. Bu konuda da kendimizden eminiz.
"Hem ellerindekine el koyacağız hem de cezai müeyyideleri yüksek tutacağız"
Tabi şu anda kimi ürünlerde görülen fiyat artışlarının bir sebebi küresel emtia fiyatlarının yükselişiyken, bir sebebi de maalesef piyasadaki açgözlü fırsatçılardır. Bu özellikle de stokçuluktan kaynaklanıyor. Şimdi bu bütçe müzakerelerinden sonra hemen bir yasal düzenleme yapacağız ve bu stokçuların üzerine ciddi manada gideceğiz. Bundan sonraki süreçte cezai müeyyidelerin çok daha yüksek olacağının sinyalini şimdiden veriyorum. Bunu bilsinler ve bu stokçuluğa tevessül etmesinler. Hem ellerindekine el koyacağız hem de cezai müeyyideleri yüksek tutacağız. Stokçuluk bizim dinimizde de haramdır. Bunun adı ihtikardır. Buna fırsat veremeyiz. Kimse yaptığı işle vatandaşımıza zulüm edemez. Vatandaşımıza yaptıkları bu zulümle, oradan kazandıklarıyla helal lokma yediklerini zannetmesinler. Fakir fukaranın hakkını gasp ediyorlar, bunu yiyorlar, buna fırsat vermeyeceğiz. Bunu da bilmelerini istiyorum. Yeni ekonomik düzenin en önemli adımlarından bir tanesi de bu olacak. Çalışsın, kazansın. Şu anda Türkiye, imkanlarıyla buna çok büyük fırsatlar veren bir ülke. Niye helalinden çalışmıyorsun arkadaş? Niye haram yollara başvuruyorsun? Stokçuluğu bırakacaksın bir defa. Kim olursa olsun, her alanda stokçuluk yapanın tepesindeyiz.
“Küfür eden bir ana muhalefetin başına nereye kadar sabredeceksiniz?”
Bir yandan da yatırımla, üretimle, istihdamla ve ihracatla ekonomimizi daha da güçlendireceğiz. Ama tabi bunu anlamayan bir ana muhalefet var. İşte Meclis’teki konuşmasında Meclis’in kutlu diyebileceğim kürsüsünde ana muhalefetin başındaki adamın el kol hareketlerini izlediniz, gördünüz. Türkiye Cumhuriyeti’nde ana muhalefetin başındaki bir adamın yaptığı hareketlere bakın. Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde böyle bir olay yaşandı mı? Bundan sonra da yaşanmaz herhalde. Bu, tam bir ibret vesikası. CHP’ye gönül veren tüm kardeşlerime de özellikle sesleniyorum, acaba böyle bir adama nereye kadar sabredeceksiniz? Yani ülkedeki iktidar partisine ve oraya gönül veren insanlara bu şekilde küfür eden bir ana muhalefetin başına nereye kadar sabredeceksiniz? Herhalde 2023’e kadar.
Bir taraftan “helalleşmek” diyeceksin, öbür taraftan milletin Meclisinde bu edepsiz el kol hareketini yapabilme cüreti göstereceksin. Kim öğrettiyse buna bunları... Sen zaten kasetle geldin. Kasetle gelen bir adam olarak şimdi yerini bu şekilde mi koruyacaksın? Bu millet bu tür ahlaksızlara, böyle bir yolu “hadi yürü” demez. Ona başka türlü “yürü” der. O ne kadar böyle yaparsa yapsın, biz aynı dille ona cevap vermeyiz. Çünkü biz iktidar olarak, onun gibi edepsiz, ahlaksız bir yapıya, bir karaktere sahip değiliz.
Kurdaki hareketlilik
Bu konuda Devlet Denetleme Kurulu’na talimatımızı verdik. Devlet Denetleme Kurulu bu işin arkasında kimlerin olduğu konusunda araştırmalarını yapıyor, yapacak. Buralardan kimler çıkacak onları da görme fırsatımız olacak. Ayrıca tabi şunu yine çok açık, net söyleyeyim; bizim rezervler noktasında ciddi bir sıkıntımız söz konusu değil. İnşallah rezervlerimizi de yine tırmandırmaya devam edeceğiz. Rezervlerimiz inşallah daha da artacak. Rezervlerde son rakam 124 milyar dolar. Şu anda bu rezerv miktarı, herhangi bir korkuya yer olmadığının bir alametidir. Bu rezerv, bundan sonraki süreçte daha da artacak inşallah. Dolayısıyla bir rezerv sıkıntımız söz konusu değil. Yeter ki yatırımcı bulalım. Yeter ki bu konuda yatırımcılarla beraber geleceğe daha güçlü bir şekilde yürüyelim.
Şu anda Merkez Bankamız birçok ülkenin Merkez Bankalarıyla da dayanışma içerisinde. Onlarla da birçok görüşmeler yapılıyor. Buralardan da tabi çok daha büyük güç kaynaklarını inşallah elde edecektir. Bizim bu noktada da herhangi bir sıkıntımız söz konusu değil. Ben bu kur ataklarını da tersine çevireceğimize inanıyorum. Her zaman söylediğim gibi, inşallah bu da bizi teğet geçecektir. Bunu herkes böyle bilsin.
“TÜİK neyle uğraşır, Emniyet neyle uğraşır, bundan da haberi yok”
Meydanların dili bana “AK iktidar, ak günlere yürüyüşünü aynen devam ettirsin” diyor. Geçen gün çok rahatsız olmuş Bay Kemal. Biz Siirt’te köprü, baraj, fabrika ve diğer projelerin toplu açılış törenini yaptık. Siirt’teki o meydan yıllar önce bana cezaevi yolunu göstermişti. Biz oradan cezaevine yürümüştük. Fakat o gün baktım ki Siirt’te o meydan neredeyse iki katı dolu. Aynı anda bu beyefendi de Mersin’deydi. Ama tabi Siirt, Mersin’den daha kalabalıktı. Oradan bize bir laf attı; “Herhalde bu rakamı TÜİK’ten aldı” dedi. Çok zavallı bu adam.
TÜİK neyle uğraşır, Emniyet neyle uğraşır, bundan da haberi yok. Emniyet’ten aldığımız rakamlarla Siirt’teki katılımın Mersin’e göre daha yüksek olduğunu öğrenmiş olduk. Kıskanma, çalış senin de olur. Biz çalışıyoruz, bunun neticesinde de Siirt’te elhamdülillah meydanlar tıklım tıklım doluyor. Halbuki ondan öncekileri de takip etmiş olsa; Mersin’e biz de gittik, Mersin’de nasıl bir katılım olduğunu öğrenirdi. Ama tabi takip edemiyor zavallı. Aynı şekilde Adana’yı bir takip et bakalım, neredeydik, nasıl oldu… Bundan sonraki süreçte de bunlar aynı şekilde evelallah devam ediyor, devam edecek. Hiç endişemiz yok. Meydanların dili şu anda çok çok olumlu bir şekilde gelişiyor. Bundan sonraki süreçte de böyle gelişecek. Yağmur, çamur demeden evelallah meydanlar bizimle hemhal oluyor, bizimle bütünleşiyor.
“Bu nasıl dostluktur, bu nasıl NATO’da beraberliktir?”
Biz Amerika’ya şunu söylüyoruz; “Siz teröre karşı birleşelim derken, öbür taraftan teröristlere silah, mühimmat, her türlü yardımı veriyorsunuz. Bu nasıl dostluktur, bu nasıl NATO’da beraberliktir? Bize, bunun cevabını verin?” Tabi bize bunun cevabını veremiyorlar. Daha yeni görüştük Biden’la. Dışişleri Bakanım muhatabıyla bunları konuşuyor. Onlara da bunlar söyleniyor. Ama bütün bunlara rağmen maalesef Amerika bölgede yanlış bir politika yürütüyor. Biz bunu kendilerine söylemeye yine devam edeceğiz. Çünkü ne Cudi’de ne Gabar’da ne Tendürek’te ne Bestler-Dereler’de, aklınıza neresi gelirse, bütün buralarda biz terörle mücadeleye asla ara vermeyiz.
“Milletim teröristlere veya terörizme asla taviz vermeyecektir”
Diğer taraftan Edirne’de cezaevindeki zat bunlara diyor ki “bir araya gelin, birlikte mitingler yapın.” Bunu söyleyeceğine sen bir tane miting yap bakalım orada. Sen önce kendi tabanına bir sinyal ver bakalım. Senin tabanının şu anda miting yapacak mecali kaldı mı? Biz tabi bunlarla muhatap olacak durumda değiliz. Böyle bir derdimiz yok. Eğer hala bunlar oradan idare ediliyorsa, benim milletimin özellikle bu konudaki tavrı çok açık, net ortaya çıkacaktır ve ortadadır. Milletim teröristlere veya terörizme asla taviz vermeyecektir.
Teröristlerle mücadelede şu anda güvenlik güçlerimiz her türlü tedbirini almış vaziyette. Bunlara her türlü darbeyi vuruyor, operasyonu yapıyor ve buna devam edecek. Buradan taviz vermemiz mümkün değil. Terörizm ve terörist… Bu iki kavramı unutmayalım. Terörizme karşı bir mücadelemiz var, bir de teröristlere karşı mücadelemiz var. Bu mücadelelerde şehitler de veriyoruz ama ciddi manada da bunlardan binlerce teröristi gömdük. Gömmeye de devam edeceğiz. Buradan geri dönüş olamaz. Elhamdülillah bunu gittiğimiz güneydoğu illerinde, doğu illerinde çok açık, net görüyoruz. Bakıyoruz ki artık sokaklara, caddelere huzur gelmiş. Bu huzurdan geri gidilmesine ve tekrar o terör dönemlerine dönülmesine asla fırsat veremeyiz. Bu kararlılığımızı böylece devam ettireceğiz ki Türkiye’nin huzur ülkesi olma konumunu daha da pekiştirelim.
“Bizim yargımızın vermiş olduğu kararın üzerinde biz, AB’nin kararlarını tanımıyoruz”
Biz, Avrupa Birliği’nin Kavala’yla, Demirtaş’la, şununla, bununla ilgili aldığı kararları tanımıyoruz. Olay bu kadar basit. Yok farz ediyoruz. Bizim indimizde bunlar yok hükmündedir. Bunları kaç kez açıkladık. İster anlasınlar ister anlamasınlar. Bizim yargımızın vermiş olduğu kararın üzerinde biz, Avrupa Birliği kararı tanımıyoruz. Ne biliyorlarsa onu yapsınlar.
Seçim yasası
Bununla ilgili Cumhur İttifakı olarak yapılmış bir çalışma var. Bu çalışmaya bizim taraftan Hayati Bey riyasetinde bir ekip, MHP tarafından da Feti Bey riyasetinde bir ekip katıldı. Bu çalışmaların neticesini paylaşıp adımı atacağız. Mevcut durumu inşallah daha adil bir konuma getireceğiz.
“Bölgenin barışı için üzerimize düşeni çekinmeden yaparız”
Ukrayna ve yakın çevresindeki gelişmeleri yakından takip etmeyi sürdürüyoruz. Temennimiz, gerilimin daha fazla artmaması ve bölgede istikrarın korunmasıdır. Rusya ile Ukrayna arasında son haftalarda yükselen gerilimi düşürmek ve bir diyalog kanalı tesis etmek amacıyla elimizden gelen desteği vermeye hazırız. İki tarafın rızasıyla kolaylaştırıcılık, arabuluculuk veya arzu edilecek herhangi bir formatta destek sunabiliriz. Elbette bölgenin barışı için üzerimize düşeni çekinmeden yaparız.
“Hassasiyetleri gördüğümüz anda biz de elimizden geleni yaparız, adımlarımızı da atarız”
Abu Dabi yönetimiyle, böyle bir talep, teklif geldiği için tabi ki biz de bu işi memnuniyetle kabullendik ve görüşmeleri istihbaratımızı, Dışişleri Bakanımızı göndermek suretiyle kademe kademe yürüttük. Burada şimdi de yine Dışişleri Bakanımız, istihbarat, Abu Dabi ile ilgili ilişkilerde aktif rol oynayacaklar. Böyle bir süreç İsrail’le ilgili de niye olmasın. Çünkü biz bir barış dünyası içerisinde, barışın egemenliği için çalışıyoruz ve bölge barışı için de bunu isabetli buluruz, hayırlı buluruz. Geçmişte benim İsrail ile görüşmelerim oldu. Fakat İsrail’in bu noktada, bölgede Filistin politikası üzerinde daha hassas davranması gerekir. Kudüs üzerinde, Mescid-i Aksa üzerinde hassas davranması gerekir. Buradaki hassasiyetleri gördüğümüz anda biz de elimizden geleni yaparız, adımlarımızı da atarız.
Bizim hassas olduklarımız nelerdir bunu zaten İsrail tarafı biliyor. Biz de İsrail’in hassasiyetlerini biliyoruz. Dolayısıyla bu hassasiyetlerden hareketle işi çözeriz.
“Kaçak yapılaşmaya izin vermeyiz”
Kıyılarımızda kaçak yapılaşmaya izin vermeyiz. Elbette bunların da üzerine gideriz. Bu noktada belediye başkanlarının da müsamahasız şekilde bu sürece destek olması son derece önemli. Kanunun öngördüğü şartlar ne ise o çerçevede hareket edilmeye devam edilecek.
Kaynak: