İzmir'de Foça Açık Ceza İnfaz Kurumu'ndaki törene katılan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ülke genelindeki merkezlerin toplu açılışını gerçekleştirdi.
Törende konuşan Bakan Gül, geçen yıl Sincan'da hizmete alınanla birlikte toplam 19 mesleki eğitim merkezinde eğitimin başladığını belirterek, temel amaçlarının cezaların infazı sonrasında da bireylerin topluma katkı sağlaması olduğunu söyledi.
Ceza infaz kurumlarında okuryazarlığın artırılması için yürütülen seferberliğin sürdüğünü vurgulayan Gül, bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı ve kurumlarında özveriyle çalışan personele gayretlerinden dolayı teşekkür etti. Bakan Gül, şöyle konuştu:
"Hangi cezayı verirseniz verin, bu ceza bir gün infaz edilip, o kişi ceza infaz kurumundan çıkıp aileye, topluma, sosyal hayata karışacaktır. O kişinin bir daha o suçu tekrar etmemesi, topluma faydalı birey olması için bu çalışmalarımızı yapıyoruz. İnfazın asıl amacı da budur. Bu kişi topluma adapte olabilecek mi, toplumla bütünleşebilecek mi? Tüm çalışmalarımızı bu çerçevede ortaya koyuyoruz. Yoksa 'Ceza infaz kurumunun kapısından çıktı, ne halin varsa gör.' Bu anlayışın ülkemize, toplumumuza hiçbir katkısı olmamaktadır."
Bu yöndeki çabaların meyvelerini vermeye başladığını, hükümlülerin infaz kurumundan bir altın bilezik takarak çıkma ve onlarca meslek sahibi olma imkanına kavuştuğunu aktaran Bakan Gül, Foça Açık Ceza İnfaz Kurumunda geçen yıl 10 bin zeytin ağacı dikildiğini, 28 bin ağaçtan sofralık zeytin ve zeytinyağı üretildiğini, 100 bin zeytin ağacı dikme hedefinin bulunduğunu aktardı.
İnfaz kurumlarında okul sıralarından süt ürünlerine, mobilyadan sanayi ürünlerine varıncaya kadar geniş bir alanda çıraklık, kalfalık ve ustalık belgesiyle eğitim verildiğini belirten Gül, bu eğitimler sayesinde tahliye sonrası istihdama da önemli katkı sunduklarını ifade etti.
Bakan Gül, ceza infaz kurumlarında meslek edindirme anlamında iş yurtlarının önemli bir milat olduğunu, bu sürecin Adalet Mesleki Eğitim merkezleriyle zirveye taşınacağına inandığını kaydetti.
Kovid-19 sürecinde mesleki eğitimin önemi
Bakan Özer ise 1999'da "28 Şubat" uygulaması olarak hayata geçirilen katsayı uygulamasının imam hatip ve meslek liselerindeki eğitime yaşattığı travmanın 10 yıldan uzun sürdüğünü söyledi.
Bunun kaldırılmasının ardından Milli Eğitim Bakanlığının mesleki eğitimi güçlendirmek için birçok adım attığını vurgulayan Özer, şöyle konuştu:
"Bugün mesleki eğitimde şikayet edilen konuların çoğu o dönemin mirasıdır. 'Aradığım elemanı bulamıyorum, gelen eleman istenilen yeterlilikte değildir.' söylemi, retoriği tamamen eğitim sistemine yapılan dış müdahalenin iş gücü piyasasına ilettiği çok ciddi bir maliyettir. Allah'a şükür Milli Eğitim Bakanlığı hem imam hatiplerde hem mesleki eğitimde bu travmaların üstesinden geldi. Hem imam hatipler toparlandı hem de mesleki eğitim Türkiye'de geleceğin umudu olmaya başladı."
Kovid-19 salgını sürecinde mesleki eğitimdeki üretim kapasitesi sayesinde, maske, dezenfektan, yüz koruyucu siperlik, tek kullanımlık önlük, tulum, solunum cihazı, maske makinesi gibi ürünlerde toplumun ihtiyaçlarının karşılandığını belirten Özer, daha önce yılda 1-2 patent tescili alamayan mesleki eğitim kurumlarının artık yılda 200'ün üzerinde patent, faydalı marka ve tasarım tescili almaya başladığını dile getirdi.
Bakan Özer, şunları kaydetti:
"İnşallah 2022 yılında da bu tescili alınan ürünlerin ticarileşmesiyle ilgili süreç gerçekleşmiş olacak. İlk defa dün itibarıyla Milli Eğitim Bakanlığı Ders Aletleri Yapım Merkezi, ihracat belgesi aldı. Mesleki eğitimde üretilen ürünleri dünyanın farklı noktalarına ihraç edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımız en son grup konuşmasında, mesleki eğitimdeki üretim kapasitesini 2022 için 1,5 milyar lira olarak açıkladı. Şu anda biz 700-800 milyon bandında bir üretime geldik. 2018'de 217 milyondu. 217 milyonlardan 800 milyonluk bir banda geldik. İnşallah önümüzdeki sene de 1,5 milyar lirayı yakalayacağız."
Özer, mesleki eğitimdeki öğrencilerin bu süreçte kendi kapasitelerini artırırken gelir de kazandığını, bu yılın 10 ayında öğrencilere 42 milyon, öğretmenlere de 102 milyon liralık pay dağıttıklarını söyledi.
Bakan Özer, 25 Aralık 2021'de kanunlaşan 3309 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'nun çok önemli olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz bir taraftan normal hayat içindeki mesleki eğitim merkezi kapasitesini artırmaya çalışırken diğer taraftan Adalet Bakanlığımızla ceza ve infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlülerin mesleki becerilerini geliştirip maddi destek kazanma, zamanı verimli kullanma ve hüküm sona erdikten sonra sosyal yaşamla entegrasyon ve iş gücü piyasasına kolay geçişleriyle ilgili bir mekanizma tesis ettik."
12 eğitim merkezi daha açılacak
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Yunus Alkaç da mevcut Adalet Mesleki Eğitim merkezlerinde 335 hükümlünün eğitim almayı sürdürdüğünü söyledi. Salgın nedeniyle izinli hükümlülerin kurumlarına dönmesiyle bu sayının binlerle ifade edileceğini belirten Alkaç, 12 merkez için de çalışmanın sürdüğünü dile getirdi.
İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ da protokol kapsamında eğitime açılan merkezlerin önemine işaret ederek, ilgili bakanlıklara teşekkür etti.
Konuşmalar sonrası, ülke genelindeki infaz kurumlarına yapılan çevrim içi bağlantıyla merkezlerin açılışı gerçekleştirildi.
Törene, AK Parti İzmir milletvekilleri Atilla Kaya, Yaşar Kırkpınar, Cemal Bekle, AK Parti İl Başkanı Kerem Ali Sürekli ve MHP İl Başkanı Veysel Şahin de katıldı.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.