Bozdağ, COVID-19'la mücadelede Bakan Koca ve sağlık çalışanlarının dünyaya örnek olduğunu belirterek, teşekkür etti.
Hastalıkla mücadelenin yanında haksızlık ve hukuksuzlukla mücadelenin gerekli olduğunu vurgulayan Bozdağ, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı sonucu büyük bir yıkımın devam ettiğini, uluslararası hukukun çiğnendiğini ve hukuku korumakla hükümlü olanların da öğüt vermekle yetindiğini kaydetti.
Türkiye'nin, Ukrayna ile Rusya arasında çözüm bulmaya çalıştığını ifade eden Bozdağ, savaşın bitmesi çağrısında bulunarak, "Lütfen kanı durdurun, lütfen savaşı durdurun, lütfen sürgünlere, göçlere, yerinden yurdundan insanların edilmesine son verin. Lütfen insanların yaşamasına izin verin" diye konuştu.
"Şehir hastaneleri artık milletin hastaneleridir"
Şehir hastanelerinin ilk yapıldığı dönemde çeşitli tartışmaların yaşandığını anımsatan Bozdağ, gelinen noktada ise bu hastanelerin Kovid-19 salgınında insanların şifa bulduğu yerler olduğunu söyledi.
Türkiye'de, "Gelirsek biz şehir hastanelerini kapatacağız" diyen bir zihniyetin bulunduğunu ifade eden Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Siz ne gelirsiniz ne de bunları kapatmaya gücünüz yeter. Çünkü şehir hastaneleri artık milletin hastaneleridir. Şehir hastanelerinin sahibi görünüşte Sağlık Bakanlığı olsa bile esasında Türk milletinin ta kendisidir. Türk milleti kendi yararına ve hayrına olan hizmetlerin durmasına da durdurulmasına da asla izin vermeyecektir. Böylesi niyeti taşıyanları da hizmetleri budamayı, biçmeyi hizmet zanneden ilkel anlayışın sahiplerini de iktidara taşımayacaktır."
Eski dönemde vatandaşların yaşanan bir olay karşısında ambulans bile çağırmadığını, devletin yeterli sayıda ambulansının olmadığını bildiğini belirten Bozdağ, şimdi ise köylere, yurt dışındaki vatandaşları almaya bile ambulans gönderilebildiğine dikkati çekti.
"Hekimlerimiz de hakimlerimiz gibi korunmalı"
Sağlık çalışanlarının sorunlarını çözmek ve oradaki haksızlık ve hukuksuzluklara son vermenin çok önemli olduğuna inandığını söyleyen Bozdağ, hekimler ve sağlık çalışanlarının insanların yaşam hakkı ve daha iyi yaşama için büyük görev yaptığını kaydetti.
Hekim ve hakimlerin her ikisinin de hizmet ettiği değerlerin herkesin hayatı için son derece anlamlı olduğuna işaret eden Bozdağ, şöyle devam etti:
"Bizim anayasamız ve yasalarımız, yaptıkları işler dolayısıyla aldıkları kararlar nedeniyle hakim ve savcılar için ne tür bir teminat öngörüyorsa hekimler, diş hekimleri ve sağlık çalışanları için de aynı güvenceyi, teminatı öngören tarihi adımı atmalıyız. Hekimlerimiz de hakimlerimiz gibi korunmalı, ikisi de bizim hayatımızı, bizi koruyan, kollayan bize değer veren önemli görevleri ifa ediyorlar."
Sağlık Bakanı Koca ile sağlık çalışanlarının sorunlarının çözümü için görüşmeler yaptıklarını belirten Bozdağ, "Sağlık çalışanlarının ben Bakan olarak da emrindeyim, vatandaş Bekir Bozdağ olarak da emrindeyim" dedi.
Tazminat davaları konusu
Sağlık çalışanlarına yönelik tazminat davalarına değinen Bozdağ, tazminat davaları karşısında hekimlerimizi ve sağlık çalışanlarını korumanın çift yönlü faydasının olduğuna inandığını söyledi. Bu yolla hem vatandaşı hem de sağlık çalışanlarını koruyacaklarını kaydeden Bozdağ, böylece vatandaşın şifasını bulmasını hızlandırmayı sağladıklarını belirtti.
Sağlık çalışanının tedavide hataya düşme konusunda, tazminatla karşı karşıya kalma riski karşısında tedavide karar vermekte zorlanabileceğini belirten Bozdağ, bu sebeple kalp ve damar cerrahisi gibi alanların diğer alanlara göre daha az tercih edilmeye başlandığını söyledi.
Tazminat riskinin hekimleri daha mesleğin başında korku ve baskı altında bıraktığını belirten Bozdağ, tıbbın gerekliliğine uymayan hekimlerin ise tazminatla karşılaşabileceğini kaydetti.
Bakan Bozdağ, şöyle devam etti:
"Tıbbın gereklerine kasten aykırı davrandığı sabit olmadıkça tazminata konu olmayacaktır. Bile bile tıbbın gerekliliklerine aykırı olduğunu bile bile davrandığı takdirde, bu da yargı kararıyla sabit olduğu takdirde ancak tazminata konu olabilecek. Ama onun da rücusu, mesleki sorumluluk kurulu kararıyla verecektir. Bu büyük bir güvencedir. İnşallah bu güvence hekimlerimiz için hayırlı olur, vatandaşlarımız için de hayırlı olur."
"Merhameti değil adaleti esas almak lazım"
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddete de değinen Bekir Bozdağ, görevi sağlık dağıtmak olan kişilere şiddeti anlamakta zorluk çektiğini söyledi.
Bu konuda hakim ve savcılara büyük görevler düştüğünü belirten Bozdağ, kanun ne olursa olsun kanunun, uygulayıcının kararına kaldığını söyledi. Bozdağ, "Kararları verirken de kadına şiddetle ilgili de söyledim, merhameti değil adaleti esas almak lazım" diye konuştu.
Bozdağ, uygulama konusunda hakimlere çok iş düştüğünü belirterek, Yargıtay'ın birkaç içtihadıyla bu konunun yeni bir düzene kavuşabileceğini vurguladı.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, hekimler ve sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramı'nı kutladı.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.