AMMAN (AA) - LEYS EL-CUNEYDİ - Suriye'de olayların patlak verdiği 2011 yılından bu yana Ürdün ile Esed rejimi arasında esen soğuk rüzgarlar, son dönemde atılan karşılıklı adımlarla yerini yumuşamaya bırakırken diplomatik ilişkilerde de ilerleme sürecine girildi.
Ürdün, kuzey komşusuyla olan coğrafi ve demografik bağımlılığını göz önüne alarak bu ülkedeki olaylara mümkün olduğunca tarafsız kalsa da Esed rejimi Amman'ı "silahlı gruplara destek vermekle" suçlamaya devam etti.
Ürdün, Esed rejiminin vahşetinden kaçan binlerce Suriyeliye sınırlarını açarak zaten sıkıntılı olan ekonomisine ek bir yük bindirdi.
Amman yönetimi Haziran 2016'da Ürdün ordusuna ait bir ileri sınır karakolunu hedef alan ve 7 askerinin öldüğü Rakban patlaması sonrası Suriye ile olan 375 kilometrelik sınırını kapatma kararı aldı.
Ürdün'de sayıları 1 milyon 300 bine ulaşan Suriyelilerin yaklaşık yarısı mülteci statüsünde, geri kalanları ise 2011'den önce yıllar içinde soy, evlilik ve ticaret sebebiyle bu ülkeye gelmiş.
Ürdün, kuzey komşusunda yaşanan krizde olumlu bir siyasi rol oynamaya çalıştı ancak Esed rejimi şüpheci yaklaşımını sürdürerek Amman'ı "silahlı grupları desteklemekle" suçladı.
İki ülke arasındaki ana sınır kapıları olan "Ramsa (El-Cumruk el-Kadim)" ve "Nasib (Cabir)", Suriye'nin Dera kentindeki çatışmalar nedeniyle kapatılmıştı.
Ürdün'deki Ramsa Sınır Kapısı'nın karşısındaki El-Cumruk el-Kadim çatışmalar nedeniyle tamamen kullanılamaz hale gelirken, rejim ve destekçileri tarafından ele geçirilmeden önce 3 yıl boyunca muhaliflerin elinde kalmıştı.
Nasib-Cabir geçişi Ağustos 2018 ortalarında yeniden açılsa da 2020'de önce Kovid-19 salgını, temmuz ayında da Dera'daki çatışmalar nedeniyle iki kez kapatıldı.
Siyasi ilişkilerde yaşanan gerginlik, 2014'te Ürdün yönetiminin Suriye'nin Amman Büyükelçisi'ni "istenmeyen adam" ilan ederek ülkeden kovması üzerine yeni bir boyut kazandı.
Ancak Ürdün'ün bu adımına rağmen diplomatik ilişkiler kesintiye uğramadı ve büyükelçilikler idari personelle sınırlı olarak faaliyet göstermeye devam etti.
- İlişkilerde normalleşme sinyalleri
Ürdün, Ocak 2019'da Esed rejimiyle diplomatik ilişkisini maslahatgüzar seviyesine yükselttiğini duyurdu.
Amman yönetiminin bu kararı, dönemin Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir'in Şam ziyareti ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile Bahreyn'in Suriye'deki büyükelçiliklerinin yeniden faaliyete geçtiğini duyurduğu Aralık 2018'de başlayan Esed rejimiyle normalleşme adımları bağlamında alındı.
Ürdün'ün bu diplomatik hamlesinin ardından, Esed rejiminin Meclis Başkanı'nın Şubat 2019'da Amman'da düzenlenen Arap Parlamenterler Birliği konferansına katılmasıyla iki ülke ilişkilerindeki normalleşme süreci hızlandı.
Ürdün Sanayi Bakanı Tarık el-Hammuri, Mart 2020'de Şam'da Suriyeli mevkidaşı Muhammed Samir el- Halil ile bir araya geldi ve iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin geleceğinin ele alındığı bir görüşme gerçekleştirdi.
Geçen haziran ayında Ürdün Enerji ve Maden Kaynakları Bakanı Hala Zevati ile Esed rejiminin Petrol ve Maden Kaynakları Bakanı Bassam Toma ve Elektrik Bakanı Gassan Zamil Amman'da enerji iş birliğinin güçlendirilmesi konusunu görüştü.
Bu görüşmelerden sonra iki ülke arasındaki koordinasyon düzeyi arttı ve bölgenin sorunlarını çözmeye yönelik iş birliği güçlenmeye başladı. Esed rejiminin yanı sıra Ürdün, Mısır ve Lübnan da Enerji bakanları düzeyinde bir toplantı yaparak Mısır gazını Lübnan'a ulaştırmanın yollarını görüştü.
Son olarak, Suriye'de devrimin başladığı 2011'den bu yana ilk defa Ürdün Genelkurmay Başkanı Yusuf el-Huneyti, Esed rejimi Savunma Bakanı Ali Abdullah Eyyüb ile bir araya gelerek iki ülke sınır güvenliğini görüştü. Görüşmede tüm ortak alanlarda koordinasyonun ve istişarenin devam ettiği vurgulandı.
Ürdünlü gözlemcilere göre, iki ülke ilişkileri, esas olarak Amman ile Şam arasındaki jeopolitik nedenlerle önemli ölçüde gelişti ve iki taraf da birbirini siyasi uyuma ihtiyaç duyulan coğrafi bir derinlik olarak görüyor.
Kaynak: