Yıldırım, Türkiye'nin NATO'ya üye oluşunun 67. yıl dönümü dolayısıyla yayımladığı mesajda, NATO'ya 18 Şubat 1952'de üye olan Türkiye'nin, ittifakın en önemli üyelerinden biri olarak ortak savunma ihtiyaçlarının giderilmesinde önemli bir rol oynadığını hatırlattı.
Soğuk Savaş sonrasında asimetrik güvenlik tehditlerinin ortaya çıkmasının, NATO'nun da dönüşümünü gerekli kıldığına dikkati çeken Yıldırım, "Güvenlik sınamalarının çeşitlenerek arttığı ve hibrit nitelikler içerdiği günümüzde, kaynağı ne olursa olsun terörizmin küresel güvenliğe en büyük tehdidi arz ettiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Bu bağlamda ittifak ve üyelerinin bu sınamalara karşı ortak güvenliği sağlamak için üzerlerine düşeni yapması büyük önem arz etmektedir." ifadelerini kullandı.
Üyeliğinin ilk gününden bu yana NATO üyesi ülkelerle iş birliği ve dayanışmayı en temel siyasi ilkelerinden kabul eden Türkiye'nin, bugün de terörizmle mücadelesini aynı anlayış çerçevesinde kararlılık ve ivedilikle yürüttüğünün altını çizen Yıldırım, "Bu bağlamda Türkiye'nin PKK/PYD/YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı üstün gayret ve özveriyle yürüttüğü operasyonlara müttefik ülkelerin, ittifakın gerektirdiği şekilde destek olması beklenmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırım, TBMM üyelerinden oluşan NATO Parlamenter Asamblesi Türk Grubu'nun hem müttefik ülkelerdeki muhataplarına Türkiye'nin teröre karşı haklı mücadelesini anlattığını hem de demokrasinin dayanağı olan halk iradesinin İttifak politikalarına yansıtılmasına yardımcı olduğunu belirtti.
NATO Parlamenter Asamblesi'nin, bu işlevi itibarıyla ittifakın yumuşak gücünün önemli bir unsuru olmayı sürdürdüğüne işaret eden Yıldırım, Türkiye'nin NATO'ya ve dünya barışına her türlü desteği geçmişteki gibi gelecekte de vereceğini kaydetti.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
