Ünal, kentteki sivil toplum kuruluşları ile bir araya geldi.
Özel bir restoranda düzenlenen programa Ünal'ın yanı sıra, AK Parti Sivas Milletvekili Semiha Ekinci, İl Başkanı Hakan Aksu, Sivas Belediye Başkanı Hilmi Bilgin, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve çok sayıda partili katıldı.
Ünal burada bir konuşma yaparak gündemi değerlendirdi.
"TURKOVAC'I MAZLUM ÜLKELERE SUNACAĞIZ"
Türkiye'nin geleceğe dair umudun ve inancın yanında olduklarını söyleyen Ünal, "Son 2 yıldır evet yaşanan sorunları var. Ama asıl mesele umursuzluğu ve inançsızlığı mı artıracağız? Yoksa umudu ve inancı kuşanıp Türkiye'nin önündeki fırsatları, potansiyelini ve gelişim yeteneğini önümüze alıp yol mu yürüyeceğiz? Biz umudun ve inancın yanındayız. Bugün her zamankinden daha çok hangi siyasi görüşten olursak olalım Türkiye'nin geleceğine dair büyük hayallere ihtiyacımız var. Biz bin yıldan beri bu coğrafyadayız. İnşallah bin yıl daha bu coğrafya da olacağız. Türkiye savunma sanayide olduğu gibi biyoteknoloji alanında da bölgenin merkezi olacak. Türkiye şu anda kendi aşısı TURKOVAC'ı üretti. Önümüzdeki günlerde Ekim ayında piyasaya çıkacak. Biz ihtiyacı olan ülkelere, mazlumlara bu aşılarımızı sunacağız. Biz sadece biyoteknoloji alanında değil sağlık alanında da bölgenin merkeziyiz. Biz yine gıda ve üretim alanında da bölgenin deposu durumundayız" ifadelerini kullandı.
"HEPİMİZ TÜRKİYE İTTİFAKININ PARÇALARIYIZ"
Mahir Ünal, Türkiye'nin yaşadığı her sıkıntıda birlik ve beraberlik içerisinde olduğunu söyleyerek "Birçok ülke, küresel salgınla beraber, market yağmaları, yaşlıların huzur evinde unutulması, dayanışmanın, iyiliğin ve merhamet duygusunun kaybolduğu gibi sorunlar yaşarken biz bu 2 yılda bu toplumda merhamet duygusunu kalbinde muhafaza ettiği iyilik duygusunun, Anadolu irfanı dediğiniz insanı ve insanı yaşatmak için ortaya konulan değerleri daha yakından hissettik. O yüzden bizim toplumumuz birlikte yaşama toplumdur. Tek bir doğrunun, düşüncenin ve inancın dayatılmadığı herkesin kendi inancıyla, düşüncesiyle, doğrusuyla kabul edildiği ve bu farklılıkların bir arada yaşadığı bir topluma sahibiz. Bu korumamız ve yaşatmamız gereken büyük bir zenginliktir. 2002'den bugüne hep bu toplumda en başından Kürt meselesini, alevi meselesini, dindarların yaşadığı sorunları ele alırken geçtiğimiz 20 yılda 'insanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışını ele aldık. Çünkü insanı yaşatmadığımız zaman insanın inancı, düşüncesi, etnik kimliği ve siyasi görüşü ne olursa olsun 'önce insan' demediğimiz sürece birlikte yaşama tecrübesini inkıtaaya uğratırız. Türkiye'de bin yıldan beri bu topraklarda birlikte yaşama tecrübesiyle harmanlanmış insanlar olarak bugün 20 yılın sonunda sizlerle farklı görüş, kesim ve düşüncelerle aynı çatının altında toplanabiliyorsak bu çok kıymetli bir şeydir. Hepimiz Türkiye ittifakının parçalarıyız" dedi.
"TÜRKİYE'NİN YANINDA OLAN VE DURAN HERKESLE BERABERİZ"
Türkiye söz konusu olduğunda ve sınır güvenliğinin korunmasında verilen mücadelenin önemine değinen Ünal, "Eğer mavi vatanı saldırganlık olarak nitelendirebiliyorsa bir siyasi anlayış, bu siyasi anlayışla ilgili bir sorun vardır. Bütün siyasi mülahazalardan bağımsız olarak bunu ifade ediyorum. Türkiye'nin Suriye ile 910 kilometre sınırıyla ilgili güvenliği sağlamak, toprak bütünlüğüne dönük saldırıları sınır ötesinde göğüslemek, terörü Türkiye içerisinde değil Türkiye dışarısında karşılamak ve terörü kaynağında kurutmak için verdiğimiz mücadeleyi eğer birileri anlamıyorsa bunu siyasetle izah etmemiz mümkün değil. Bu yüzden biz Türkiye'nin yanında olan ve duran herkesle siyasi görüşü ne olursa olsun beraberiz. Çünkü biz biliyoruz ki dünya büyük bir dar boğazdan geçiyor. Küresel salgının oluşturduğu ekonomik daralma bugün bütün ülkeleri adeta çaresiz bırakıyor." diye konuştu.
Kaynak: