İSTANBUL (AA) - Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İklim Değişikliği ve Uyum Dairesi Başkanı Orhan Solak, Türkiye'nin Paris İklim Anlaşması'na taraf olması ve 2053 net sıfır hedefi açıklamalarına işaret ederek, "Politik kararlar ciddi bir çalışmayı da gerektiriyor. Asıl süreç bundan sonra başlıyor diyebiliriz. Tüm kurumlarımız, sektörlerimiz bu anlamda ciddi bir dönüşümün içerisinde yer alacak." dedi.
"İklim Dirençli Türkiye İçin Yeşil Toparlanma Atık ve Enerji Yönetiminin Rolü" başlığı ile Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D), Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ana desteğiyle 7. İstanbul Karbon E-Zirvesi çevrim içi düzenlendi.
Solak, zirve kapsamında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Türkiye'nin Paris İklim Anlaşması'na taraf olacağı" ve "2053 net sıfır hedefi" açıklamalarının önemine işaret etti.
İklim değişikliği etkilerine ilişkin bilgi veren Solak, şöyle devam etti:
"Afetler açısından baktığımızda son 20 yılda önemli artış olduğu, artışın özellikle iklimle ilişkili afetlerde gerçekleştiği ve bunun da toplam afetlerde yüzde 91'lik oranı kapsadığı gözleniyor. Dünya genelinde can kaybı yanında bunun ciddi anlamda ekonomik maliyeti de söz konusu. Avusturalya'da 2020 yılında yaşanan çok üzün süren orman yangınları, 17 milyon hektarlık bir alanın yanmasına sebep oldu, 1,5 milyar canlı yok oldu. Grönland'a tarihte ilk defa yağmur yağdı ağustos ayında. Son dönemde Hindistan'da, Endonezya'da, Japonya'daki felaketler, ABD'deki kasırga felaketleri, Almanya'da bu yaz yaşanan sel felaketi, Yunanistan, İtalya ve Sibirya'daki orman yangınları küresel anlamda iklim değişikliğinin etkilerini ve sonuçlarını bize gösteriyor."
Solak, Türkiye'nin iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek bölgelerden birinde bulunduğuna değinirken, "Son yıllarda yaşanan sel, dolu felaketlerinin yanı sıra İç Anadolu Bölgesi'nde ciddi kuraklık sorunuyla da karşı karşıyayız. Karadeniz Bölgesi'nde yaşanan sel felaketleri de aslında her yıl giderek artan sonuçlarla bizi karşı karşıya getiriyor. Orman yangınları da bu yıl karşılaştığımız bir başka iklim felaketi. Orta ve uzun vadede bu etkilerin sıklık ve şiddetinin artacağı öngörülüyor. Marmara Denizi'ndeki müsilaj sorunu da deniz suyu sıcaklığındaki artışın etkilerinden biriydi." diye konuştu.
Türkiye'nin 2053 yılı net sıfır hedefinin açıklandığını hatırlatan Solak, "Son bir haftadaki önemli iki gelişmeyle Türkiye'nin küresel iklim değişikliğiyle mücadelede öncü ülkeler arasında yerini aldığını söyleyebiliriz. Politik kararlar ciddi bir çalışmayı da gerektiriyor. Asıl süreç bundan sonra başlıyor diyebiliriz. Tüm kurumlarımız, tüm sektörlerimiz bu anlamda ciddi bir dönüşümün içerisinde yer alacak." dedi.
- "İklim krizine yönelik çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz"
İTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu, İTÜ'nün üniversite kampüslerinin yeşil ve sürdürülebilirlik açısından değerlendirildiği Green Metric (Yeşil Ölçüm) sıralamasında Türkiye'de ilk, Avrupa'da 37. ve dünyada 71. sırada yer aldığını kaydetti.
Küresel anlamda bir iklim kriziyle karşı karşıya kalındığını ve şartları gitgide ağırlaşan bir kriz sürecinin içinden geçildiğini anlatan Koyuncu, "Öncelikle yapmamız gerekenin vakayı iyi anlamak, durumu bilimsel anlamda analiz etmek ve sorunu tüm yönleriyle ortaya koyabilmek olduğunu düşünüyorum. Eğer sorunu net bir biçimde ortaya koyabilirsek, meselenin çok boyutlu bir fotoğrafını çekebilirsek işte o zaman iyi bir tedavi sürecini de başlatabiliriz." diye konuştu.
Koyuncu, Türkiye'nin iklim kriziyle mücadelesinde İTÜ'nün etkin bir rolü olduğuna değinerek, bir araştırma üniversitesi olan İTÜ'nün eğitim öğretim faaliyetli yürütmesinin yanı sıra ulusal ve uluslararası düzeyde temas edebileceği her kurumla ortak işler yapmaya gayret ettiğini ve sürdürülebilirliğin merkezde olduğu her projede devletin, sanayicilerin ve girişimcilerin yanında olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye'nin Paris İklim Anlaşması'nı onaylayarak iklim değişikliğiyle mücadelesine devam edeceğini vurguladığını aktaran Koyuncu, şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanımızın önemli açıklamasıyla ülkemizin 2015 yılından bu yana yoğun biçimde sürdürdüğü iklim değişikliğiyle mücadele vizyonuna taviz verilmeden devam edileceği bir kez daha küresel düzeyde deklare edilmiş oldu. Biz de elbette ülkemizin en köklü teknik üniversitelerinden birisi olarak bu vizyonu takip ediyoruz ve tüm paydaşlarımızla iklim krizine yönelik çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz."
İTÜ Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu da küresel sıcaklık artışını durdurmak için sanayide, imalat ve üretimin iklim direncini artırmak, dayanıklılık ve esneklik kazandırmak gerektiğini dile getirdi.
Geçen hafta düzenlenen BM Genel Kurulunun gerçek liderinin "iklim krizi" olduğunu belirten Karaosmanoğlu, Türkiye'nin önünde yoğun bir iklim diplomasisi olduğuna işaret etti.
E-Zirve kapsamında "Yeni Yeşil Yol: Fırsatlar ve Zorluklar", "Karbon Yönetimi ve Enerji", "Karbon Yönetimi ve Endüstri" oturumları ile Düşük Karbon Kahramanları Ödül Töreni yapılıyor.
Kaynak: