Bekçi V.A. önce Avukat Nazan Akça Subaşı’na gitti ardından banka hakkında icra takibi başlattı. Banka mahkeme kararıyla icra takibini durdurunca Subaşı konuyu Adalet Bakanlığı’na taşıdı.
Bakanlık ise, taraflar arasında bir sözleşme olmadığını iddiasını dikkat çekerek davalı bankanın ürünün satışına yönelik tüketicinin onayını ispat edemediğini vurguladı.Kararın, kanun yararına bozulması talebiyle dosya Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’ne gönderildi.
Yargıtay, haciz işlemini haklı buldu
Yargıtay da konuya ilgili emsal bir karar verdi. İHA’nın haberine göre; Yargıtay’ın kararında, tüketici ile aralarında yazılı bir sözleşmenin yapıldığı, kesintinin de hukuka uygun olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle tüketicinin, banka hakkındaki haciz işlemini haklı buldu.
“Full paket ücreti hukuka aykırıdır”
Müvekkilinden yapılan kesintinin hukuka aykırı olduğunu belirten Avukat Nazan Akça Subaşı, şu açıklamalarda bulundu:
“Müvekkilimiz bir konut kredisi çekiyor, çektiği bu kredisinin ödemesi devam ederken kendinden bir takım kesintiler yapıldığını fark ediyor. Yani kredi ödemeleri dışında bir takım farklı kesintilerin yapıldığını fark ediyor. Bunun üzerine bankayla görüşüyor, bankada konut kredisi yapılırken başka paket ücretlerini, full paket ücreti adı altında kendisinden kesileceğini söylüyor. Bunun üzerine müvekkilimiz bize geldi. Hukuka aykırı olup olmadığını sordu, biz de aykırı olduğunu söyledik. Bankaya ’aldığınız bu full paket ücreti hukuka aykırıdır siz bu söyleşmeyi yaparken müvekkile bunu paylaşmadınız, sonradan kesinti yaptınız hukuka aykırıdır’ diyerek bir icra takibi başlattık. Bizim icra takibimize banka itiraz etti. Banka itiraz edince, biz de itirazın iptali davası açtık. İtizarın iptali davası Adana 4’üncü Tüketici Mahkemesi’ne düştü. Adana 4’üncü Tüketici Mahkemesi de ’Bankalar kar amacı güden ticari kuruluşlardır. Dolayısıyla kredi verirken bir kısım paket ücretleri almaları hukuka uygundur’ diyerek davamızı reddetti.”
“Masrafın hukuka aykırı olduğunu tüketicinin ispatlaması gerekmiyor”
Hukukta bütün kararlara karşı üst kanun yollarına gitmenin mümkün olmadığına dikkat çeken Subaşı, "Adana 4’üncü Tüketici Mahkemesi’nin verdiği karar kesin nitelikte olduğu için olağan kanun yolları tüketilmişti. Biz de olağanüstü kanun yollarına gidelim dedik. Çünkü emsal olması gereken bir karar vardı burada. Hukuka aykırı bir karar vardı. Adalet Bakanlığı’na kanun yararına bozma talepli dilekçemizi yazdık. Adalet Bakanlığı’na bu dilekçeyi biz Adana 4’üncü Tüketici Mahkemesi vasıtasıyla gönderdik. Kanun yararına bozma talepli dilekçemiz Bakanlık tarafından Yargıtay’a gönderildi. Yargıtay’ın 3’üncü hukuk dairesi 13 Aralık 2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlayarak bizim talebimizi uygun bulduğunu bankaların sözleşmeleri yaparken her bir sözleşme için ayrı ayrı tüketiciyle bunu onaylatması gerektiğinİ, kaldı ki masrafın hukuka aykırı olduğunu tüketicinin ispatlaması gerekmiyor. Burada ispat kuralları da tersine çevriliyor. Banka kestiği kesintinin hukuka uygun olduğunu kendisi ispatlamak zorundadır diye kanun yararına bozma kararını verdi. Bu şekilde tüketicilere ve yargı camiasına emsal örnek bir karar oldu." şeklinde konuştu.
“Masrafın hukuka uygun olduğunu banka ispatlamak zorunda”
Kararın Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra artık bağlayıcı bir karar haline geldiğini vurgulayan Subaşı, "Bundan sonrası için tüketici bu masrafın hukuka aykırı olduğunu ispatlaması gerekmiyor. Yargıtay’ın kanun yararına bozma kararına göre davalının sözleşme çerçevesinde alınan masrafın hukuka uygun masraf olduğunu ispatlaması gerekiyor şeklindeki kararlarda ispat külfeti de tersine dönüyor. Yani masrafın hukuka uygun olduğunu banka ispatlamak zorunda, bu masraflar bir daha tüketiciden alınamaz haline geliyor. Bu karar emsal niteliğinde bir karar." diye bilgi verdi.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.