Programda konuşan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, “Vuslat, En Sevgili’ye kavuşmanın en güzel nişanıdır. Vuslat, ömrün bütün ikbalinin, aşkın en güzeline adanmasıdır; ruhun huzur güneşidir. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Hazretleri buyurur ki; “Her ayrılığın, uzak düşüşün aslı, kavuşmadır. Ey beladan ürküp kaçan can, vuslat kapımızı açtık, haydi gel!” Vuslata giden yollar, çoğu zaman dikenlerle kaplıdır. Fakat sabır, vuslatı güzelleştirir. Bu yüzdendir ki Mevlânâ Hazretleri bâki âleme göç edişinin, “Düğün Gecesi” olarak gönüllere yerleşmesini ister. Onun için ölüm, cennet mekânına açılan bir perdedir, tohumun toprağa düşüp bir başka âlemde yeniden yeşermesidir. Vuslat yıl dönümü anma törenlerinin bu yılki teması olan "İrfan Vakti", oldukça anlamlı bir kavrama atfedilerek belirlendi. Çünkü bilmek ayrı; tanımak, hissetmek, idrak etmek ve o idrakle tefekkür etmek ayrı şeylerdir. Her âlim, irfan yolculuğuna çıkamaz. Bunu başarabilmek, çok az insana nasip olan bir nimettir." ifadelerini kullandı.
Başkan Altay sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dinimiz İslam, ilmin de irfanın da en güzel yaşandığı ve yaşatıldığı manevi bir iklimdir. İslam; kurtuluşun, iyiliğin, güzelliğin ve huzurun yegâne anahtarıdır. Dinimizin tüm güzelliklerini; barışla ve hoşgörüyle anlatmak, bütün Müslümanların üzerine düşen bir vazifedir. Özellikle İslamofobi hastalığının giderek yayıldığı çağımızda, dinimizi en doğru şekilde insanların kalplerine yerleştirebilmek büyük bir meziyettir.
Hiç şüphesiz tüm insanlığın barışa ve koşulsuz sevgiye ihtiyacı var. İslam’ın bu güzelliğini bütün dünyaya yaymanın en etkili yollarından biri ise Mevlana Hazretleri’nin felsefesiyle hareket etmektir. O, kapılarını hiçbir zaman, hiç kimseye kapatmadı. Tam da dinimizin ve Fahri Kâinat Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v)’in de istediği şekilde; bütün insanları sevgiyle kucakladı.
Mevlana’nın sevgi ve hoşgörü güneşi, Konya’mızdan doğup; doğunun ve batının bütün iklimlerini yüzyıllardır aydınlatıyor. Mesnevi’nin, Divan-ı Kebir’in, Fîh-i Mâ-Fîh’in, Mecâlis-i Seb’â’nın ve Mektûbât’ın izleri, Konya’dan yola revan olup; Buhara’dan Bosna’ya, Kahire’den Kırım’a, Tebriz’den Şam’a kadar nice şehirlerin sokaklarına yüzyıllardır mührünü kazıyor.
Bugün burada, bu gönül ikliminin ruhlara dolduğu yerde sizlerle birlikte bulunmaktan çok derin bahtiyarlık duyuyorum. “Manevî denize susadıysan, Mesnevi adasında bir ark açıver” der Hazreti Mevlâna… Hangimizin yüreği Mesnevi’den bir söz işitince aşkla yanıp tutuşmaz. O’nun gül bahçesinde soluklanan hangi insanın gönlüne huzur dolmaz…
Bugün yeryüzünde Mevlânâ Hazretleri’nin ve Mesnevi’sinin tanınmadığı, duyulmadığı neredeyse hiçbir diyar yoktur. Çünkü gönül, Hazreti Pîr’in de dediği gibi “Âlemin kutbu ve Âdem’in canının canıdır.”
Gönül ki iyiliğin, vuslatın, ilmin ve irfanın kapılarını açar. Bu kapılardan birinin önünde dahi durmak bir insan için ne büyük bir sevinçtir.
Sevgiyle yanıp tutuşanlar sevgi kapısından; kavuşmanın hasreti yüreğinde kor gibi yananlar vuslat kapısından; ilmin dipsiz kuyusuna revan olanlar ilim kapısından ve arif olanlar irfan kapısından devam eder yolculuğuna.
Fakat bütün diğer kapılar en sonunda yine irfan kapısına çıkar. Çünkü iyiliğin aslı hissetmektir, vuslatın aslı sevgiliyi görmektedir. Hazreti Pîr’in de söylediği gibi; “Bütün ilimlerin aslı kişinin kendisini bilmesidir…”
İrfan Vakti’mizin; Konya’nın kadim topraklarından, bütün dünyaya iyilik ve güzellik taşıyacak daha nice ariflerin yetişeceği günlerin yeni bir başlangıcı olmasını diliyorum.
Bu duygularla Vuslat’ın 748. yılında gerçekleştireceğimiz programların ülkemiz ve tüm insanlık için birlik, beraberlik ve kardeşlik bağlarının güçlenmesine vesile olmasını diliyor; sizleri ve tüm dünyadaki Mevlânâ dostlarını saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.”
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.