Açılış konuşmasını gerçekleştiren NEÜ Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nuran Koyuncu, gerçekleştirdikleri hukuk kongresinin temelde adalet ve hakkaniyet kavramlarını merkeze alması nedeniyle çok önemli olduğunu, adalet ve hakkaniyet kavramlarının insan vicdanından doğan bir ilke olduğunu, dolayısıyla bu sorumluluk duygusunun kongrenin iklimini belirlediği ifade etti. Adalet ilkesinin doğu ve batı kültürlerinde farklı tanımları olsa da ilke olarak aynı amacı taşıdığını belirten Koyuncu, bunun da güçlünün güçsüze vereceği zararı önlemeye yönelik olduğunu söyledi. Prof. Dr. Nuran Koyuncu adaletin herkes için gerçekleşmesini sağlayacak yargı mercilerinin uyuşmazlıkları çözerken günceli yakalamak ve adalete ışık tutabilmek amacıyla çağdaş, tarafsız ve hakkıyla yapılmış çalışmalara ihtiyaç duyulduğunu, bu kongrenin yapılma amacının altında yatan motivasyonun da güncel hukuki meselelerin farklı hukuk dallarından uzmanlarca ele alınmasıyla uygulamacılara yönelik olası katkıları olduğunu belirtti. Koyuncu, kongreyi bu sebeple oldukça geniş tuttuklarını, adaletin nihai amacına hizmet edecek her bildiriyi kabul ederek programı hazırladıklarını ifade etti. Akademisyenlerin dışında hukukun uygulayıcılarının da kongre programında yer almalarının pratik alandaki uygulamalara yönelik değerli kazanımlar katacağının altını çizen Koyuncu, buna ek olarak uluslararası alanda sağlanan katılımların da kongreye geniş bir perspektif sağlayacağını vurgulayarak emeği geçenlere teşekkür ederek konuşmasını tamamladı.
Medeni ve özel hukukun duayen isimlerinden Prof. Dr. Fikret Eren de, konuşmacı olarak çağrıldığı için teşekkür ederek, hukukun bir toplum düzeni sağlamak gayesine yönelik hayati bir bilim ve sanat alanı olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Eren, hukukun yüce bir gönül, yüce bir dağ ve büyük bir okyanus olarak betimlenebileceğini ve bu alanın zevkine varmanın, zevkini yaşamanın en büyük mutluluk olduğunu belirtti. Eren, hukukun insandan sonra, devletten önce var olduğunu, bu sebeple devlete kimliğini veren ve devleti tanımlayan bir alan olarak anlaşılması gerektiğini söyledi. Yaptırımı olan bir alan olmasıyla hukukun ahlak, din ve görgü kurallarından ayrıldığını, hukukun hem kurucu hem de yaşatıcı kurallar bütünü olduğunun altını çizen Prof. Dr. Eren, hukukun bir toplum rehberi olarak görülmesi gerektiğini belirtti. Hukuk öğrenciliği yıllarından anektodlar eşliğinde hukuk eğitimine de değinen Prof. Dr. Fikret Eren, iyi bir hukuk öğrenciliğinin anadildeki yeterlilik, uluslararası kültüre ve hukuk sistemlerine vakıf olma ve yabancı dil bilme gibi hususlar içerdiğini ve bu yüzden çok yönlü bir öğrenimi gerektirdiğini belirterek konuşmasını tamamladı.
Hukukun çeşitli alt dallarında hazırlanan akademik çalışmaların ilgili akademisyenler tarafından tartışıldığı uluslararası nitelikte ve ÜAK Doçentlik Kriterleri’ndeki “Uluslararası Bilimsel Toplantı” olma şartlarını taşıyan kongreye ilgi oldukça yoğun oldu. Çevrimiçi (online) olarak gerçekleşen Uluslararası Necmettin Erbakan Hukuk Kongresi, tamamlanan 37 oturumun ardından kapanış programıyla sona erdi.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.