Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Konya Şubesi, edebiyat ve teknolojiyi bir araya getiren önemli bir konferansa ev sahipliği yaptı. Ahmet Melih Karauğuz’un konuşmacı olarak katıldığı “Yapay Zeka ve Düşünce, Kültür, Edebiyat İlişkileri” başlıklı konferans, katılımcılara hem derinlemesine bir analiz hem de düşündürücü bakış açıları sundu. Programda, yapay zekanın kültürel ve edebi üretim süreçlerine etkisi, insan duyguları ve düşünce sistemleri ile teknolojik gelişmeler arasındaki ilişki kapsamlı bir şekilde ele alındı.
Ahmet Melih Karauğuz, “Yapay zekanın gelişim süreci 80 yıl gibi uzun bir sürede ancak bugünkü seviyesine ulaşabilmiştir. Teknolojinin bu dengeyi koruyarak ilerlemesi, toplumsal korkular yerine faydalarının ön plana çıkarılmasını gerektiriyor. Örneğin, doğuştan işitme kaybı yaşayan bireylerin bu yetiyi geri kazanabilmesi, bu gelişimin ne kadar kıymetli olduğunu gösteriyor,” ifadelerini kullandı.
Yapay zeka kavramının tarihçesine değinen Karauğuz “1970'lere kadar bu alanda ciddi çalışmalar ve yatırımlar yapıldı. Ancak istenilen sonuçlara ulaşılamadığı için bu yatırımlar büyük ölçüde kesildi. Sadece birkaç üniversitede araştırma laboratuvarlarında çalışmalar devam etti. 1980'lere doğru Japonya'da yapay zeka alanında bir hareketlilik görüldü, ancak burada da büyük başarılar elde edilemedi. Bu dönemlere "yapay zekanın karakışı" deniyor. Çalışmalar tamamen bitmese de en aza indirildi.
2000'lere geldiğimizde ise yapay zeka alanında ciddi ilerlemeler kaydedildi. Bunun üç temel sebebi vardı: yazılım, donanım ve veri. 2000'lere kadar yazılım alanında belli ilerlemeler olmuştu, ancak donanımlar yetersizdi. Örneğin ekran kartı, anakart, işlemci gibi bileşenler ya da veri depolama teknolojileri yeterince gelişmemişti. Ayrıca, verilere ulaşmak zorlu ve pahalı bir süreçti. Sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle birlikte veri toplama işi kolaylaştı. Kullanıcılar, sosyal medya platformlarında veri paylaşırken kullanıcı sözleşmelerini okumadığı için şirketler bu verileri işleyebildi ve hatta üçüncü taraflarla paylaşabildi. Bu durum, makine öğrenmesi süreçlerini destekledi.
Bugün yapay zeka dediğimizde kavramsal anlamda bir karmaşa yaşanabiliyor. Mevcut teknolojinin temelinde aslında "makine öğrenmesi" bulunuyor. Eskiden ‘yapay zeka’ kavramı yerine daha çok makine öğrenmesi kullanılıyordu. Ancak bu teknoloji bir gecede hayatımıza girmedi; her teknoloji gibi uzun bir süreçten geçti. Televizyonda veya internette, bir ürünü "devrimsel" olarak lanse eden reklamlarla karşılaşıyoruz. Ancak önemli olan prototip üretmek değil, bu prototipi seri üretime geçirecek ve son kullanıcıya ulaştıracak bir yapıya sahip olmaktır.” dedi.
Kelimeler her şeyin başlangıcıdır. Yapay zekâ da matematik de dil üzerine yükselir. Doğru kelimeyi bulup ona sımsıkı sarılmak, anlam dünyalarının kapısını aralamak için ilk adımdır. Bu anlayışla, dilin ve kelimelerin kıymetini bilmek ve gelecek nesillere aktarmak en temelsorumluluğumuzdur.”
Konferansın sonunda, TYB Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu ve Prof. Dr. Ahmet Çaycı, Ahmet Melih Karauğuz’a katılımından dolayı teşekkürlerini sundular. TYB Konya Şubesi tarafından hazırlanan teşekkür beratları ve şube yayınları takdim edildi.(Veli Şengül)