Twitter’ın eski yönetiminin COVID-19 salgınına yönelik içeriklere dair iç yazışmalarını paylaşan Zweig, ABD yönetimlerinin sadece Twitter’a değil aynı zamanda Facebook, Google ve Microsoft’a da COVID-19 salgınına ilişkin tartışmalar konusunda baskı uyguladığını yazdı.
Trump yönetiminin salgının başlangıcında halkı paniğe sevk edecek içerikler konusunda endişeler taşıdığını ve şirkete bu konuda baskı yaptığını ifade eden Zweig, Başkan Joe Biden yönetiminin ise Amerikan halkına COVID-19 salgını için verdiği mesajın, “COVID-19’dan çok korkun ve güvende olmak için bizim dediğimizi yapın şeklinde olduğunu ve Twitter’a bu yönde baskı yaptığını belirtti.
David Zweig, Biden yönetiminin Twitter ile yaptığı ilk toplantının konusunun COVID-19 olduğunu ve toplantının ana gündeminin aşı karşıtı hesaplara müdahale olduğunu kaydetti.
Eski New York Times muhabiri ve aşı karşıtlığı ile bilinen Twitter fenomeni Alex Berenson’ın hesabının askıya alınmasının da bu süreçte olduğunu belirten Zweig, Biden’ın sosyal medyadaki COVID-19 salgınına ilişkin içeriklerin insanları öldürdüğü ifadesinin ardından Berenson’un hesabının askıya alındığını yazdı.
Biden yönetiminin Twitter'dan Berenson’ı hesabını askıya almasını talep ettiği ortaya çıkan yazışmalarda, Twitter'ın ABD Kamu Politikası Direktörü Lauren Culbertson tarafından Aralık 2022’de Beyaz Saray'la yapılan toplantıların özetine ilişkin çalışanlara yolladığı e-posta da yer aldı.
Culbertson'un, elektronik postada Biden ekibinin Twitter'ın birçok hesabı askıya almaması konusunda "çok kızdığını", Twitter'ın daha fazla çaba göstermesini istediklerini yazdığı görüldü.
Diğer taraftan, Zweig, Twitter’ın, yalnızca Berenson gibi gazetecilerin görüşlerini değil, aynı zamanda hükümetin resmi görüşleriyle çelişen bakış açılarını ifade eden ve hatta akredite akademik dergilerden elde edilen bulgulara atıfta bulunan birçok tıp ve halk sağlığı uzmanının da hedef alındığını vurguladı.
Twitter’ın resmi söylemle çelişen birçok doktor ve uzmanın görüşlerine de platformda çeşitli müdahalelerde bulunduğunu ifade eden Zweig, Harvard Tıp Fakültesi'nde Epidemiyolog Dr. Martin Kulldorff’un “Herkesin aşı olmasını istemek de kimsenin aşı olmasına gerek yok demek kadar hatalı bir görüş" paylaşımının Twitter'da tartışıldığını kaydetti.
Zweig, Kulldorff’un paylaşımına müdahale edileceğini çünkü bunun şirketin COVID-19 politikasına aykırı olduğunu anlatan yazışmayı da paylaştı.
Bu yazışmadan sonra Kulldorff’un paylaşımının altına “Yanıltıcı” etiketinin eklendiğini belirten Zweig, iç yazışmalarda buna benzer çok sayıda müdahaleye denk geldiğini kaydetti.
Trump’ın virüsten kurtulmasının ardından yaptığı paylaşım da tartışıldı
Zweig, COVID-19 testi pozitif çıkan Trump'ın, Walter Reed askeri hastanesindeki tedavisinin ardından taburcu olduktan sonra, “Gayet iyiyim. Kovid’den korkmayın ve hayatınızı domine etmesine müsaade etmeyin.” şeklindeki paylaşımının da şirket içinde tartışıldığını yazdı.
Twitter yetkililerinden birinin “COVID’den korkmayın” ifadelerinin şirketin politikasını ihlal edip etmediğini sorduğu ve bunun bir dezenformasyon olmadığı, sadece bir temenni olduğu şeklinde yanıt aldığı da Zweig'in paylaşımları arasında yer aldı.
"Twitter Dosyaları"
Elon Musk üç haftadır, Twitter'in eski yönetiminin kurum içi yazışmalarını bir grup gazeteciyle paylaşarak ifşa ediyor.
Twitter'in yeni yöneticisi ve bağımsız gazetecilerin "Twitter Dosyaları" olarak adlandırılan bu tweet dizileri, Twitter'ın eski yönetiminin, siyasi görüşleri nedeniyle içeriklere taraflı olarak müdahale ettiğini ortaya koyuyor.
Şimdiye kadar yapılan ifşaatlarda ABD Başkanı Joe Biden’ın ekibinin talebi üzerine seçim sürecinde ortaya çıkan Biden’ın oğlu Hunter Biden’a ait sızıntıların sansürlenmesi, Trump’ın hesabının askıya alınması gibi konuların yanı sıra Twitter’ın eski yönetiminin ABD ordusunun Orta Doğu’daki manipülasyonlarına alet olduğu da ortaya çıkmıştı.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.