Kuzey yarım kürenin büyük kısmının katıldığı sayımların Türkiye'de 1967 yılından beri gerçekleştirildiğini bildiren Yavuz, her sene sulak alanlarda kuş sayımı yapıldığını anlattı.
Kuşları izlemenin, sayılarındaki artışı ve azalışı tespit etmenin doğayı koruma açısından son derece önemli olduğunu vurgulayan Yavuz, şöyle devam etti:"Dünya ölçeğinde doğal kaynakların ve biyolojik çeşitliliğin korunması her geçen gün daha da önem kazanmaktadır. Bu kapsamda doğal alanların izlenmesi, bu alanların durumu ve barındırdıkları biyoçeşitlilik durumu hakkında bize fikir verecek temel yöntemlerden biridir. Kuşlar besin zincirinin önemli halkalarını oluşturdukları için sıklıkla ekosistemin sağlık ve işlerliğinin belirlenmesinde biyoindikatör olarak kullanılmaktadır. Sulak alanlar söz konusu olduğunda kuşlar, en sık kullanılan göstergeler arasında yer almaktadır. Kış ortası su kuşu sayımları, su kuşu popülasyonlarındaki değişikliğin yanı sıra sulak alan ekosistemlerindeki değişimlerin uzun dönemde izlenebilmesi için kullanılan temel yöntemlerden biridir. Bu yıl Türkiye genelinde 142 sulak alanda 2 milyon 41 bin 479 su kuşu sayıldı. Kızılırmak Deltası en çok su kuşu sayılan 4. alan iken, tür çeşitliliği bakımından 62 su kuşu ile en zengin alan olmuştur. Kızılırmak Deltası'nda 68 türden 171 bin 544 su kuşu sayıldı."
Yavuz, kış ortası su kuşu sayımının Orta ve Doğu Karadeniz bölgesinde Kızılırmak Deltası, Yeşilırmak Deltası, Ladik Gölü, Amasya Yedikır Barajı, Tokat Kaz Gölü, Almus Barajı, Derbent Barajı, Altınkaya Barajı, Sinop Sarıkum Gölü, Sinop kıyıları, Samsun kıyıları, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin kıyıları olmak üzere 16 alanda gerçekleştirildiğini aktardı.Ramsar Sözleşmesi'nde yer alan tanıma göre su kuşunun, ekolojik olarak sulak alanlara bağlı kuşlar olarak tanımlandığına dikkati çeken Yavuz, "Bu sayımlardaki amaç, sulak alanlarda kışlayan su kuşu tür ve popülasyonlarını tespit etmektir. Her yıl tekrarlanan bu sayımlarla su kuşu nüfusunun yıllara göre nasıl değişiklik gösterdiğini belirlemek mümkündür. Ayrıca belli türlerdeki sürekli seyreden azalma ya da artışlar da sulak alanın durumu hakkında size ipuçları sağlamaktadır. En fazla sayılan türler ise çamurcun, sakarmeke, yeşilbaş, gümüş martı, karabatak, karabaş martı, kızkuşu, bahri, tepeli patka ve karagerdanlı dalgıç olmuştur." diye konuştu.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
