Bu konuda TÜBİTAK'a görev verildiğini belirten Mandal, bu kapsamda bölgeden müsilaj odaklı değişik numuneler alındığını anlattı.
Bu numunelerle ilgili olarak 2 grup çalışma yapılmasının istendiğini kaydeden Mandal, "Bunlardan bir tanesi bunun analizi. Hem fiziksel hem kimyasal hem de toksikolojik anlamda. Bu çalışmaların önemli bir kısmını tamamladık. Hafta ortasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığımıza teslim etmiş olacağız" diye konuştu.
"Bu süreçte katkı vermeye devam edeceğiz"
Bu konudaki çalışmaların bilimsel veriye dayanmasının önemini vurgulayan Mandal, şöyle devam etti:
"Bizim şu an elimizde veriler var ama açıklayacak olan kurum Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız. Şu an bunun bertarafı konuşuluyor tabi ama bu sürecin yanında bu bir biokütle, gübre olarak kullanılabilir mi, ikinci kapsamda da bu çalışma TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezince gerçekleştiriliyor. Diğer kurumlarımızla iş birliğindeyiz. Bu süreçte katkı vermeye devam edeceğiz."
Mandal, müsilaj sürecinde yasal yaptırımlar ve mühendislik odaklı hızlı bir çözümün yanı sıra bilimsel çalışmaların da büyük önem taşıdığının altını çizerek, bilim temelli çözümlerin sadece bugün için değil gelecek için de çözüm sağlayacağını söyledi.
Müsilajın Ege Denizi'ne etki edip etmeyeceği sorusu üzerine Mandal, "Buna sebep veren gerekçeler Ege Denizi'nin kıyılarında da olduğu sürece tabii ki aynı risk bölgesi orada da yaşanacaktır" dedi.
Mandal, deprem çalışmalarının ardından ilk seferini tamamlayan TÜBİTAK Marmara Araştırma Gemisi'nin de Marmara'da müsilajla ilgili görev icra edeceğini de sözlerine ekledi.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
