İsrail'in uzun süredir ambargo uygulayıp ablukaya aldığı Gazze halkına yardım götürmek ve bölgede yaşanan insanlık dramına dikkati çekmek isteyen İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı, The European Campaign to End the Siege on Gaza, The Free Gaza Movement, The International Committee to Lift the Siege on Gaza, Ship to Gaza Greece ve Ship to Gaza Sweden adlı sivil toplum kuruluşları, Mayıs 2010'da bir araya gelerek yardım filosu oluşturdu."Rotamız Filistin, Yükümüz Özgürlük..."
"Gazze Özgürlük Filosu" adı verilen bu filo için "Rotamız Filistin, Yükümüz Özgürlük" sloganıyla yardım kampanyası başlatan kuruluşlara dünyanın birçok bölgesinden binlerce STK ve aktivist destek verdi.Kampanya kapsamında toplanan bağışlarla yiyecek ve tekstil gibi temel ihtiyaçlar, tıbbi gereçler, inşaat malzemeleri ve teknik malzemeler temin edildi.
Söz konusu malzemelerin bir kısmının Türkiye'den yüklendiği ve 22 Mayıs 2010'da İstanbul Sarayburnu Limanı'ndan uğurlanan kuru yük gemileri "Defne Y" ve "Gazze 1" ile yolcu gemisi "Mavi Marmara", ilk olarak Antalya Limanı'na vardı. Buradan yolcularını alan Mavi Marmara, diğer iki gemiyle birlikte 28 Mayıs 2010'da saat 00.30'da hareket ederek, Akdeniz'e açıldı.
Yardım filosu Güney Kıbrıs açıklarında buluştu
Bu üç gemi dışında, Yunanistan bayraklı "Eleftheri Mesogios" ve Togo bayraklı "Sfendoni" Yunanistan'dan; ABD bayraklı "Challenger 1" İrlanda'dan, ABD bayraklı "Challenger 2" ülkesinden yola çıktı. Kamboçya bayraklı "Rachel Corrie" gemisi ise arıza nedeniyle Avrupa'dan bir gün gecikmeli olarak seyahatine başladı.
6 bin tonluk insani yardım ve 36 ülkeden 750 aktivist de yer alıyordu
Filoyu oluşturan gemilerde, 6 bin tonluk insani yardımla birlikte 36 ülkeden 750 aktivist de yer alıyordu. Almanya, Kuveyt, İsrail, İrlanda, İsveç, Yunanistan, Güney Kıbrıs, Fas, Yemen, Mısır ve Cezayir gibi ülkelerden gelen aktivistler arasında 15'den fazla milletvekili, 60'ın üzerinde uluslararası basın mensubu, sanatçılar ve Nobel Barış Ödüllü aktivistler de bulunuyordu.
Güney Kıbrıs'ın 30 mil güneyinde 30 Mayıs'ta bir araya gelen gemiler, aynı gün saat 16.30 sıralarında güneye doğru hareket etti. Gemilerin rotası, açık denizden kıyıya paralel olarak 70-80 mil mesafedeydi. Bu arada, yük bulunmayan Challenger 2'de meydana gelen arıza nedeniyle gemideki 20 yolcu Akdeniz açıklarında Mavi Marmara'ya aktarıldı.
Mavi Marmara gemisine taciz ve tehdit mesajları
Gemiler, yola çıktıkları günün ertesi sabahında, saat 10.00 civarında Gazze kıyılarının 75 mil açığına ulaşarak, rotalarını Gazze yönüne çevirip gündüz saatlerinde Gazze Limanı'na varmayı hedefliyordu. İnsani yardım filosu, Gazze halkına umut vermeyi, bölgedeki ambargonun sonlandırılmasını, barışa katkıda bulunmayı amaçlarken uluslararası sularda İsrail'in saldırısıyla karşı karşıya kaldı. 30 Mayıs Pazar akşamı saat 22.30 civarında İsrail tarafından Mavi Marmara gemisinin kaptanına taciz ve tehdit mesajları gelmeye başladı. Radarda İsrail savaş gemileri ilk kez görüldü. Geminin kaptanı, İsrail tarafından gönderilen mesajlara karşılık olarak, "Açık denizden hareketle güneye doğru gidildiğini" ve "filoda bulunan insani yardım malzemelerinin Gazze'ye götürüleceğini" iletti. Buna karşın, İsrail'in gemiye yönelik tehdit ve taciz mesajları devam etti. Bu esnada İsrail, gemiden medyaya ve dünya kamuoyuna yayın yapan Türksat uydu frekansı ve uydu telefonlarının iletişimini kesmeye başladı ve filoyu yakın takibe aldı. Savaş gemilerinin yaklaşması nedeniyle filodaki yetkililer, bir müdahaleye karşı yolcuların can yeleklerini giymelerini istedi.
Helikopterlerden inen askerler etrafa hedef gözetmeksizin ateş açtı
Saat 03.00'e kadar savaş gemilerinin yakın takibi sürerken daha sonra yaklaşık 30 zodyak ve 4 savaş gemisinin filonun etrafını saracak şekilde her yönden yaklaştığı görüldü. Bu esnada yardım filosunun etrafında denizaltılar ve üzerinde helikopterler de belirdi. Saat 04.30 civarında yüzleri maskeli, elleri silahlı askerleri taşıyan hücumbotlar gemiye yanaştı. Bir yandan gemiye botlardaki askerler çıkmaya çalışırken bir yandan da ateş edilmeye başlandı. Askeri helikopterlerden geminin en üst katına inen silahlı İsrail askerleri etrafa hedef gözetmeksizin ateş açtı. Gemi yolcularından birkaçı yakın mesafeden vurularak öldürülürken birçoğu da yaralandı. Etkisiz hale getirilen 3 İsrail askeri, silahları alınarak denize atıldı, yaşanan arbedede hafif yaralanan İsrail askerleri ise tedavi için doktorların yanına götürüldü.
9 Türk yardım gönüllüsü yaşamını yitirdi
Bu sırada, gemide bulunan ve İsrail'in ilk anda fark etmediği için karartma uygulamadığı başka bir uydu frekansından televizyon yayını yapılarak İsrail askerlerinin Mavi Marmara'ya ses ve sis bombaları, plastik ve gerçek mermiyle yaptıkları saldırı dünyaya duyuruldu. Düzenlenen silahlı saldırıda 9 Türk yardım gönüllüsü yaşamını yitirdi. Bu gönüllülerden, İHH'da basın danışmanı olarak çalışan Cevdet Kılıçlar saldırı anını fotoğraflarken 19 yaşındaki aktivist Furkan Doğan ise kamerayla kayıt alırken helikopterden açılan ateşle vurularak hayatını kaybetti. Saldırıda 56 gönüllü ise ağır yaralandı.
Yaralılar saatlerce bekletildi
İsrail donanmasına ait birçok helikopter, hücumbot, fırkateyn ve bir denizaltının da destek verdiği yoğun saldırı sonucu Mavi Marmara ile filoda bulunan gemiler, İsrail donanması tarafından ele geçirildi. Gemideki herkes kelepçe takılarak güvertede toplandı.İsrail askerleri, yaralılara yardım etmek isteyen yolcuları engelledi, yaralılar ancak birkaç saat sonra helikopterlerle götürüldü.
Saldırı sonrası Aşdod Limanı'na doğru yola çıkan gemi seyir halindeyken gazetecilere ve yolculara İsrail askerlerince kötü muamelede bulunuldu. Gemidekilerin cüzdan, bilgisayar, kamera, fotoğraf makinesi ile cep telefonu gibi eşyasına ve gazetecilerin görevlerini yaparken kullandıkları teknik malzemelere el konuldu.
Yolcular 2 gün cezaevinde tutuldu
Mavi Marmara, Aşdod Limanı'na ulaştıktan sonra da saatlerce bekletilirken, gemide bulunanlara sadece su verildi. İsrail devlet görevlilerinin eşliğinde gemiden çıkarılan yolcular liman içerisine alındı. Liman içerisindeki özel odalarda tek tek fotoğrafları çekilen, tam araması yapılan gazeteci ve aktivistler, İsrail istihbarat görevlileri tarafından saatlerce sorgulandı. Daha sonra elleri kelepçeli yolcular 4'er ve 5'erli gruplar halinde cezaevi araçlarına bindirilerek Ber Şeva Cezaevi'ne götürüldü. Cezaevinde 4'er kişilik hücrelere konulan aktivist ve gazeteciler burada 2 gün geçirdi. Gazze'ye insani yardım götürmek için yola çıkan ancak İsrail'in saldırısı nedeniyle amaçlarına ulaşamayan aktivistler, 2 Haziran'da sabah saatlerinde Tel Aviv'deki Ben Gurion Havalimanı'na getirildi. Burada tüm gün sınır dışı işlemleri devam ederken 16'sı Türk 50 gazeteci ve aktivist, THY'ye ait uçaklarla 3 Haziran Perşembe sabahı Atatürk Havalimanı'na geldi.
Yaşamını yitirenlerin sayısı 10'a yükseldi
Saldırı esnasında başından vurulan yardım gönüllüsü Uğur Süleyman Söylemez, 4 yıl bitkisel hayatta kaldı. Söylemez'in vefat etmesi sonucunda saldırıda yaşamını yitirenlerin sayısı 10'a yükseldi.
Hayatını kaybedenlerin isimleri kalıcı eserlerde yaşatılıyor
İsrail'in uluslararası sularda Mavi Marmara gemisine düzenlediği saldırının üzerinden geçen 14 yılda yaşamını yitirenler unutulmadı. Hayatını kaybeden Ali Haydar Bengi, Cengiz Songür, Çetin Topçuoğlu, Necdet Yıldırım, Cevdet Kılıçlar, İbrahim Bilgen, Fahri Yaldız, Furkan Doğan, Cengiz Akyüz ve Uğur Süleyman Söylemez'in isimleri, Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde ve Gazze'de yaptırılan birçok kalıcı eserle yaşatılıyor. "Tarih zalim devletlerin yıkılışına çok kez şahitlik etmiştir"
İsrail'in uluslararası sularda Mavi Marmara gemisine düzenlediği saldırının üzerinden geçen 14 yıl geçti. Açıklama yapan Mavi Marmara aktivisti Mustafa Tatlısu: "Dünya soykırımcı, lanetli kavim İsrail’in bitişine şahitlik edecek. Bu süre çok uzun değil. Tarih zalim devletlerin yıkılışına çok kez şahitlik etmiştir. Zulmün en yoğun olduğu dönemler, bitişlerin, yok oluşların en yakın olduğu dönemlerdir. Bugünler tamda o döneme sancılı. Sancı varsa doğum yakındır. O doğum bağımsız Filistin’i müjdelemektedir. Asrın zalimi Netanyahu’yla ülkesini ne Amerika, ne İngiltere ne de soykırım seyircisi batı kurtaracaktır. İslam Dünyasının en etkili sesi Recep Tayyip Erdoğan’ın başta BM olmak üzere önemli toplantılarda savaş suçu işleyen terör devleti İsrail’e karşı güç birliği çağrısı boşa bir çağrı değildir. Artık bıçak kemiğe hatta iliğe dayanmıştır. Askeri seçenekler dâhil müdahale her yönü ile değerlendirilmeli, gereken bir an önce yapılmalıdır" dedi."Gazze’de çoğu çocuk ve kadın olmak üzere Müslüman katledilmiştir"
Mustafa Tatlısu: "ABD’nin İsrail’i durdurmak yerine destek vermesi bardağı taşıran son damla olmuştur. Gazze’de çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 40 bin Müslüman katledilmiştir. Yaralıların sayısı bilinmemekte, yapılan katliamın şiddeti karşısında maddi hasar ise kimsenin aklından dahi geçmemektedir. İsrail Gazze’de taş üstünde taş, gövde üstünde baş bırakmaksızın saldırmakta, yıkmakta, yok etmektedir. ‘Her zorlukla birlikte bir kolaylık vardır’ ilahi kelamının mucizevi tezahürlerine şahit olmaktayız. Filistinliler ölümü öldüren direnişleri ile batıl dünyanın aklını başından almakta, zaferi silah ve teknolojik üstünlükte gören zihniyet Gazze’nin nasıl olup da düşmediğini anlayamamaktadır. Batı dünyasının önemli ülkelerinin Filistin’i devlet olarak tanımaya başlaması İsrail için zor günlerin başladığını ortaya koymaktadır. Canımızı yakan, bebeklerimize, çocuklarımıza, gençlerimize kadınlarımıza kısacası din kardeşlerimizin canına kasteden alçak, terör devleti İsrail’in de canı yanacaktır. İsrail mutlak surette dağılacak, yıkılacak, yerle yeksan olacaktır. ‘Hak gelecek batıl zail olacaktır.’ Bu Allah’ın vaadidir. Bunda şüphemiz yoktur ve o yok oluş yakındır. Hem de çok yakındır” ifadelerine yer verdi.
Kaynak: AA