Kitap, "Barışın Dünyasını Kurmada Küresel Liderlik", "Türkiye'nin Savaşa Karşı Duruşu", "Diyalog Kanallarının Açık Tutulması", "İnsani ve Girişimci Diplomasi" olmak üzere 4 bölümden oluşuyor.
Kitabın ilk bölümünde Ukrayna-Rusya krizinin başladığı günden itibaren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ukrayna ve Rusya tarafları, NATO ve AB gibi uluslararası kuruluşlar ve bölgesel aktörler ile gerçekleştirdiği yoğun diplomasi trafiğine yer veriliyor.
Kitapta, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Dünya 5'ten Büyüktür" ve "Daha Adil Bir Dünya Mümkün" söylemleri ışığında küresel güvenlik mimarisinde düzenlemeler yapılması gerektiği vurgulanıyor.
Türkiye'nin savaşın önlenmesine dönük çabalarının ele alındığı ikinci bölümde ise Ukrayna'nın toprak bütünlüğü vurgusu ve ateşkes çağrısı kapsamında yapılan diplomatik girişimler detaylı şekilde işleniyor.
Türkiye'nin Ukrayna-Rusya krizinde diyalog kanallarının açık tutulmasındaki rolünü anlatan üçüncü bölümde, Ukrayna ve Rusya tarafları arasında bir denge unsuru olarak Türkiye'nin pozisyonuna dikkat çekiliyor. Türkiye'nin her iki ülke ile diyaloğu sürdürebilen ender ülkelerden biri olduğu belirtilen kitapta, bu bağlamda Türkiye'nin barış görüşmelerinde ev sahibi olmasının önemine işaret ediliyor.
Kitabın son bölümünde ise Türkiye'nin insanı merkeze alan diplomasi anlayışı üzerinde duruluyor. Türkiye'nin krizin başından bu yana sivil unsurların korunmasına dönük hassasiyetinin, Ukrayna'ya yapılan insani yardımların, Türkiye'nin çatışma bölgelerindeki insani koridorların açık tutulmasına yönelik gayretlerinin ele alındığı kitapta Karadeniz'in güvenliğinin temini, tahıl koridorunun açılmasında Türkiye'nin öncü rolünün altı çiziliyor.
Kitapta, Ukrayna'nın tahrip olan altyapısının yeniden inşasına dönük girişimler ile Türkiye'nin barış ve istikrar eksenli kamu diplomasisi faaliyetlerine de yer veriliyor.
"NATO'ya önemli sorumluluklar düşüyor"
Türkçe ve İngilizce olarak hazırlanan kitabın takdim yazısı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kaleme alındı.
Erdoğan, dünyanın koronavirüs salgınının etkilerini her alanda hissettiği, bölgesel siyasi ve ekonomik gerilimler ile sıcak çatışmaların küresel dengeleri sarstığı bir dönemden geçtiğini belirterek Suriye, Yemen, Afganistan, Libya, Irak ve Arakan gibi kriz bölgelerindeki insani trajediye ve siyasi sorunlara henüz çözüm bulunamamışken, Doğu Avrupa ile birlikte tüm dünyanın Ukrayna-Rusya savaşının yıkıcı ve can yakıcı sonuçlarıyla yüzleşmek durumunda kaldığını ifade etti.
Görmezden gelinen en küçük bir problemin bile ne tür felaketlere yol açacağının, bu süreçte bir kez daha ortaya çıktığına işaret eden Erdoğan, bu savaşın aynı zamanda güvenlik ve istikrarı korumak için oluşturulan uluslararası yapıların daha etkin olması ve kararlı adımlar atması gerektiği gerçeğini tekrar gözler önüne serdiğini vurguladı.
Erdoğan, kurulduğu günden bu yana güvenlik ve istikrar adına çok önemli roller üstlenen NATO'ya yine önemli sorumluluklar düştüğüne işaret ederek, küresel güvenlik mimarisindeki sorunların vakit kaybetmeden çözüme kavuşturulmasının, üye ülkelerin hem ittifak içinde hem de ikili ilişkilerde tam bir dayanışma ortaya koymalarının NATO'nun geleceğinde belirleyici olacağını kaydetti.
"Türkiye barışın tesisi için yoğun bir gayret gösteriyor"
Türkiye'nin 70 yıldır üyesi olduğu NATO'ya en çok katkı sağlayan beş ülkeden biri olarak ittifak ruhunun tüm gerekliliklerini kararlı ve etkin bir şekilde yerine getirdiğini ifade eden Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: "Afganistan'dan Balkanlar'a, Afrika'dan Kafkaslar'a bölgesel ve küresel krizlerde çözüm, barış ve istikrara hizmet eden yaklaşımıyla aktif roller üstlenen Türkiye, Rusya ve Ukrayna arasında barışın tesisi için de diplomasi kulvarında yoğun bir gayret göstermektedir. Can kayıpları ve zorunlu göç başta olmak üzere yeni insani trajedilerin yaşanmasını önlemek adına herkesin aynı sorumluluk duygusuyla hareket etmesi gerekmektedir.
Türkiye, müttefiklik hukuku yanında komşularıyla ilişkilerde de uluslararası kurallara, adalete, hakkaniyete, karşılıklı hak ve çıkarlara saygıyı gözetmektedir. NATO ittifakının karşı karşıya kaldığı sınamalar karşısında güvenilir bir müttefik olarak üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmekteyiz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra girişimci ve insani dış politikamız çerçevesinde küresel barış, refah ve istikrarın tesisine katkı vermeyi sürdüreceğiz."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.