Daha önce de Konya Şeker’in kamış şekeri ithal ettiğini ve ithal edilen şekerin birkaç işadamı üzerinden iç pazara sürüldüğünü, o birkaç kişi para kazanırken ithalat karşısında uzun yıllar emek verilerek örülen bariyerlerin pancar çiftçisinin başkanı tarafından bizzat yıkıldığını iddia eden ve bu iddiası mevcut yönetimin ithalatı kabul etmesiyle doğrulanan Recep Konuk, dün akşam Yaşar Toy’a seyircilerden gelen bir soru üzerine termik santrallerde yaşanan bir ihale skandalı ile ilgili iddiada bulundu. Çevre mevzuatı gereği termik santrallere baca gazı arıtma sistemleri kurulma zorunluluğu olduğunu hatırlatan Konuk “söz konusu sistemlerin ihale süreci benim başkanlığım dönemimde başlatılmış, teknik şartname hazırlanmış, söz konusu sistemleri kurabilecek firmaların yeterlilikleri üzerine de bir çalışma başlatılmıştı. Çinli bir firmanın ciddi bir teklifi de vardı. O dönemde mevcut Başkan Ramazan Erkoyuncu kendisinin de ortağı olduğu bir firmanın bu işe talip olduğunu şirketimize bildirmiş ve ihaleye girmek istediklerini söylemiş. Ben de Çinli firmadan aşağı fiyat verirlerse ihaleyi zaten alırlar, Çinli firma ile aynı fiyatı verirlerse yerli firma olduğu için onların tercih edilmesi doğaldır dedim. Benim görev dönemimde ihale süreci tamamlanamadı. Bu yönetim bu ihaleyi yaptı, bilin bakalım ihaleyi kim aldı. Şimdi kendisi ortak mı bilmem ama Mevcut Başkan’ın en azından 2,5 sene önce ortağı olduğu ve ihaleye girmesi için aracılık ettiği firma aldı. Bu izaha muhtaç bir ihaledir. Kaç kişi ihaleye girdi, kim ne teklif verdi? Bu firmaya ayrıcalık tanındı mı? Ben onun için diyorum günlerdir benim 22 yılımı kendinizin 3 yılını götürün savcılığa verin diye. Siz bunu yapmazsanız ben yapacağım zaten” dedi.“KURUMU YÖNETENLER KURUMUN İŞTİRAKLERİ İLE REKABET EDEMEZ”
Mevcut yönetimin ciddi bir etik problemi olduğunu söyleyen Recep Konuk, kurumun başkanlık makamının şahsi işler için bir pazarlık kozu olarak kullanıldığını düşündürecek işler yapıldığını belirterek “nereden tutsanız elinizde kalıyor maalesef. Tohum alımını serbest bıraktım diyorsun. Peşinden bir sene sonra BETA’nın tohumlarının kalitesi birden düşüyor. Sonra öğreniyoruz ki ana-baba hatları için lisans anlaşmamız olan yabancı bir firma bizimle sözleşmesini haklı fesih gerekçesi ile feshetmiş. Neden çünkü mevcut başkanın çocukları BETA’nın, yani kooperatifimizin tohum firmasının rakibi bir firmanın bayiliğini almışlar. Ne zaman? Seçimlerden sonra. Bayilik alınır alınmaz tohum dağıtımı kaldırılmış, BETA’nın bir rakibinin Konya’da önü açılmış. Bitti mi? Bitmedi. PANPLAST’ta üretim 10’da bire düşmüş. Damla sulama üretimi tamamen durdurulmuş. Halbuki orası uyguladıkları fiyatla Türk çiftçisini sömüren 3-5 yabancı marka karşısında bölge üreticisini korumak için kurulmuştu. Diyorlar ki makinaları eskimiş. Bir sanayi tesisinin ekonomik ömrünün ne kadar olacağını bilmediğimizi sanıyorlar. Yok öyle bir şey. Asıl sebep başka. Türk çiftçisini sömürmesinler diye karşılarına PANPLAT’ı çıkardığımız firmalardan biri kime bayilik vermiş bilin bakalım? Mevcut Başkan’ın çocuklarına. O bayiliğin diyetidir. PANPLAST’ta damla sulama boruları üretiminin durdurulması, yağmurlamanın azaltılması. Bitti mi? Bitmedi. Küspeyi serbest bıraktımi diyenler küspenin reelde fiyatını dibe düşürenler şimdi de çiftçinin küspesini 850-900 TL’ye kapatıp, Konya Şeker’in sahasında depolayıp, Konya Şeker’in personeline bekletip, Konya Şeker’in kepçeleri ile yükleyip 1.300-1.400 TL’ye satanları yönetime yazmış. Bu makamlar kendi işini büyütme, üstelik de kurumun işlerini küçültecek diyetler vererek kendi işini kurma ve büyütme makamları değildir. Bu makama gelenin kendi özel işlerinin bu kurumun işleri ile alakası olamayacak. Bu kurumu yönetenler bu kurum ile çiftçi ile rekabet edemez. Ağzına sürülen bir parmak bala kanamaz” şeklinde konuştu.“TORKU’NUN MARKA DEĞERİ BECERİKSİZLİKTEN Mİ DÜŞTÜ, ART NİYET Mİ VAR?”
Meyve suyu, sirke, bulgur ve bakliyat üretmeyen Torku’nun çikolata, gofret, bisküvi, kraker, süt, peynir, yoğurt, fındık kreması, kek gibi ürünlerinin de 10 markette girin 8’inde, 10 bakkaldan 9’unda, 10 benzinliğin hiçbirinde artık bulunmadığını vurgulayan Başkan Adayı Recep Konuk “en son 2017’de Torku’nun marka değerini bir uluslararası firmaya ölçtürmüştük 724 Milyon USD değer biçmişlerdi markaya. Yani sadece Torku Markasının logosunun değeri idi bu. Biz artık Torku markası ile üretim yapmayacağız bu markayı satılığa çıkardık desek bu marka ile üretim yapmak isteyeceklerin 3 aşağı 5 yukarı ödemesi gereken rakam bu idi. Artık raflarda yer almayan, tüketici ile iletişimi kesmiş, sağlıklı ve doğal ürün kategorisinde yerini Tarım Krediye ve yeni çıkan birçok markaya kaptırmış Torku’nun marka değerine verdikleri zararı düşünmek bile istemiyorum. Marka’nın durumunu düşündükçe uyku uyuyamıyorum. Ben bunu beceriksizliğe vermek istiyorum ama maalesef beceriksizlik bile markaya bu kadar zarar veremez ve şeytan dürtüklüyor, markanın değerini 50-100 milyon dolara düşürüp birilerine peşkeş mi çekmek istiyorsunuz. Haraç mezat üretim tesislerini de marka ile birlikte elden çıkarmanın alt yapısı mı bu? Yoksa atıştırmalık için de Torku’nun rakipleri ile de bir bayilik pazarlığı derdinde misiniz?” dedi. “TERMİK SANTRALLER ÜRETECEK, KONYA ÇİFTÇİSİ MALİYETİNE ELEKTRİK KULLANACAK”
Şu anda üretimini durduran tesisleri yeniden çalıştıracaklarını, düşük kapasite çalışan tesisleri tekrar tam kapasite çalıştırmaya başlayacaklarını söyleyen Recep Konuk Torku’yu da tekrar Türkiye’nin en itibarlı markası haline getireceklerini söyledi. Yeniden Başkanlığa seçilmesi halinde yeni dönemde yeniden Türk Şeker’in açıkladığı fiyatın üstünde pancar fiyatı açıklayacaklarının sözünü veren ve pancar münavebesinde ekilen arpa, mısır, buğday, patates ve ayçiçeğinin yanı sıra süt ve besi alımlarında Konya Şeker iştiraklerinin ortaktan alımlarda ortak dışı alımlara göre ilave ortaklık primi ödeyeceğinin, avansları 2 katına çıkaracağının, Konya Şeker çiftçisinin motorin ve gübreyi Türkiye’de en ucuz fiyattan kullanmasını sağlayacağının müjdesini veren Konuk’tan bir müjde de sulama elektriği ve tarımsal amaçlı kullanılan elektrik için geldi. Ovadaki taban sularının 400-450 metreye düşmesi ile üreticinin sulama suyunu çekmek için kullandığı elektriğin maliyetinin artık tarımsal üretimi sürdürülemeyecek hale getirdiğini söyleyen Recep Konuk “elimizde santrallerimiz var. Biz bu santralleri alırken de zaten ifade etmiştik, bu santraller üreticinin ve bu santrallerde üretilen elektriğin bir kısmı ortaklarımızın enerji maliyetleri düşürmek için kullanılacak diye. Bunun hazırlığı içinde olduğumuz dönemde maalesef elektrik satış fiyatları santralleri aldığımız döneme göre yarı yarıya düştü ve devlet tüketici elektriğini sübvanse etmeye başladı. Yani biz santrallerden Ovada çiftçimize maliyetine elektrik versek bile ödemek zorunda olduğumuzu nakliye, dağıtım bedelleri ve vergilerle dağıtım şirketi ile hemen hemen aynı fiyata verebilecektik. Ancak 2021’den sonra hem santrallerin elektrik satış fiyatları yükseldi, hem de bireysel tüketicinin, konutların, işyerlerinin ve tabii ki tarımsal amaçlı kullanılan elektriğin satış fiyatları yükseldi. Santrallerimiz ile kooperatifimizin yapacağı bir serbest tüketici sözleşmesi ile biz Kangal ve Soma Santrallerinde ürettiğimiz elektriğimizi ortaklarımıza üretim maliyeti artı TEDAŞ’a ödememiz gereken nakliye bedeli artı MEDAŞ’a ödememiz gereken dağıtım bedeli ve Vergileri ekledikten sonra mevcut fiyatların oldukça altında kullandıracağız. Bu rakamın kesin olmamakla birlikte %10-15 olacağını öngörüyoruz. Bu hizmeti 2024-25 tarımsal üretim sezonunda inşallah ortaklarımızla buluşturmayı hedefliyoruz” dedi. (Yunus Köroğlu)