Ramazan ayı hiç şüphesiz ki rahmet, mağfiret ve kurtuluş ümidinin tazelendiği, ibadet ve nefis muhasebesi ile gönüllerin arındığı, yardımlaşma ve dayanışma, duygularının canlanarak ayrı bir sosyal bütünleşmenin yaşandığı en müstesna zaman dilimi.
Bu mübarek ay tutulan oruçları, kılınan teravih namazları, okunan hatim ve mukabeleleriyle de oldukça karlı, uhrevi bir kazanç mevsimi.Vatandaşlar bu mübarek ayı en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyor.
Vakit namazları ve teravihlerde camiler cemaatin akınına uğruyor… Kutsal kitabımız Kur’an–ı Kerim ellerden hiç inmiyor. Konya’da birçok camide gün içerisinde okunan mukabeleler cemaat tarafından yakından takip ediliyor.
Cennetin kapılarının açılıp cehennemin kapılarının kapandığı, şeytanların zincirlere vurulduğu, yani şeytanların bizleri günaha sokacağı yolların Rabb’imizin lütfu ile azaldığı bu ay, aynı zamanda başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennem azabından kurtuluş ayı. Artık son on gününe girmeye hazırlandığımız bu özel günlerin en iyi şekilde değerlendirilmesi gerekiyor.
Cenab-ı Allah’ın cehennem azabından kurtuluşla müjdelediği Ramazan’ın son on günü bizleri önemli bir fırsat bekliyor.
Yüce Allah’ın en büyük mucizesi olan Kur’an-ı Kerim’in Hz. Peygamberimize indirilmeye başlandığı, “bin aydan daha hayırlı” olduğu bildirilen Kadir Gecesi’ni bu on gün içinde aramak gerekiyor. Yani af ve bağışlanmanın çok bol olduğu bu zaman dilimini fırsata dönüştürmeliyiz. İki cihan güneşi sevgili Peygamberimiz Ramazan ayının kıymetini şöyle açıklıyor; “Eğer insanlar, Ramazan-ı Şerîf'in ne olduğunu lâyıkıyla bilselerdi, senenin tamamının Ramazan olmasını arzu ederlerdi.”…
Kaynak: Haber Merkezi