Yapay zekâdan bahsederek sözlerine başlayan Güntürkün “Dünyada değişim ve dönüşüm süreci hızla devam etmektedir. Dönüşümü tetikleyen en önemli üç unsur, yapay zekâ, enformatik teknolojileri ve robotik bilimdeki gelişmelerdir. Yapay Zekâ; en kısa tanımı ile bir bilgisayar programının insan gibi düşünebilecek hâle getirilmesi veya ‘insan beyninin ve düşünme sisteminin kopya edilmesi’ olarak tanımlanabilir” dedi.
Yapay zekânın; makinalara ve insan zekâsına ihtiyaç duyulan işleri yaptırma teknolojisi olduğuna vurgu yaparak devam eden Güntürkün “Yapay zekânın gelişmesini bir dağdan kopan çığa benzetebiliriz. Bu çığ ne kadar büyük olacak bunu kimse bilmez. Burada önemli olan bu çığın insanlığa faydalı mı yoksa zararlı mı olacağıdır” diye konuştu.
ASİMETRİK SAVAŞ
Asimetrik savaşın günümüzde daha ön plana çıktığını anlatan Güntürkün sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle son yıllarda Devletlerarası savaş sayıları azalmış olsa da buna karşın devletle devlet olmayan gruplar arasındaki savaş sayılarında ciddi artış yaşanmaktadır. Konvansiyonel savaş, iki devlet arasında düzenli ordular kullanılarak yapılan savaştır. Ama günümüzdeki savaşların birçoğu birbirine benzemeyen aktörler arasında cereyan etmektedir ve ciddi bir güç asimetrisine dayanmaktadır. Dolayısıyla hepsine birden ‘asimetrik savaşlar’ ismi verilebilir. Asimetrik savaş en genel haliyle güçlü ile zayıf arasındaki savaş demektir. Bu tür savaşlar bazen güçlü ile zayıf, bazen devlet ile terör örgütleri, bazen de düzenli ordular ile düzensiz kuvvetler arasında cereyan etmektedir.”
Türkiye’nin geliştirdiği SİHA ve İHA’ların özelliklerini ve yeteneklerini de anlatıp diğer devletlerin bu sahadaki ürünleri ile kıyaslayan Prof. Dr. Güntürkün konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “STM, sürü zekâsının ilk milli örneğini teşkil etmek üzere geliştirilmiş olan, Türkiye’nin ilk milli kamikaze droneları KARGU ve ALPAGU ile gözetleme droneu TOGAN’ı gruplar halinde çoklu drone harekâtı yapacak şekilde kullanmayı planlanmaktadır. STM, otonom hareket edebilen, öğrenebilen, karar verebilen ve verilen görevi sürü olarak yerine getirebilen sistem çözümleri geliştirmektedir. Bu çözümler; derin öğrenme tabanlı bilgisayarlı görüş teknikleri marifetiyle gerçek zamanlı nesne tespit, teşhis, takip ve sınıflandırması gibi gelişmiş işlevleri içeriyor.”
DÖRDÜNCÜ NESİL SAVAŞ
“Günümüzün savaşını yansıtan yeni nesil savaş sistemleriyle, orduların etkisinin azaldığı anlatan Güntürkün “Vekil olarak adlandırılan silahlı grupların mücadele sahasında daha fazla rol almaya başladığı bir dönemdeyiz. Harp stratejileri olarak düzenli bir saldırıdan ziyade dağınık ve gerilla tipi saldırı olarak nitelendirilen mücadeleler ön plana çıkmaktadır. Harp stratejilerinin değişmesiyle beraber mücadele sahalarında da bir takım değişiklikler olmuştur. Yeni nesil savaşın mücadele sahaları meskun mahaller ve dağınık bir şekilde karşı koymayı gerektiren bölgeler olmuştur. Operatör müdahalesi olmadan fonksiyonlarını yerine getirebilen otonom sistemler, her ne kadar günümüzde muharebe sahalarına inmemiş olsalar da yarı-otonom sistemler olarak bilinen silahlı insansız hava araçları aktif bir şekilde kullanılmaktadır” dedi.
“Otonom silahların, barut ve nükleer silahların ardından savaşta üçüncü devrim olduğunu anlatan Güntürkün, “Bugün kullanılan otonom silahlara bir örnek, belirli bir bölgeye uçmak, belirli hedefleri avlamak ve ardından ‘Ateş Et ve Unut’ lakaplı yüksek patlayıcı bir savaş başlığı kullanarak onları yok etmek üzere programlanmış insansız hava araçlarıdır” diyerek sözlerini tamamladı.
TEŞEKKÜR BERATI VE ÇİNİ PLAKET VERİLDİ
Soru cevap faslı ile kapanış yapılan programdan sonra TYB Konya Yönetim Kurulu Üyesi Salih Sedat Ersöz çini plâket ve katılım beratının takdimi için TYB Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu ve Eskişehir Odunpazarı Eski Belediye Başkanı Burhan Sakallı’yı kürsüye davet etti.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.