Son Dakika Haberler

Bu haberi daha sonra okumak için kaydedebilir ve sağ üst köşedeki butona basarak haberi okuyabilirsiniz!

Prof. Dr. Aytekin: Polikliniğe gelen hastaların yaklaşık yüzde 10'unda uyuza rastlandı

Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sema Aytekin, "Polikliniğe gelen hastaların yaklaşık yüzde10'u uyuzlu hastalar diyebiliriz. Bazen bu daha fazla artabiliyor. Yüzde 10 düşündüğümüz hastaların aile bireylerini de düşünürsek uyuzun aslında toplumumuzda giderek sıklığının arttığını söyleyebiliriz. Bazı polikliniklerimizde yüzde 30'a çıktığı oluyor" dedi.

Prof. Dr. Aytekin: Polikliniğe gelen hastaların yaklaşık yüzde 10’unda uyuza rastlandı
NKÜ Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sema Aytekin, uyuz hastalığının tedavisinin olduğunu ve kısa süreli temasla bulaşan bir hastalık olmadığını söyledi. Uyuzun tokalaşmayla, yan yana oturmakla kolay bulaşmayacağını belirten Aytekin, "Uzun süre temas, özellikle aynı yatakta yatmak, aynı eşyaları kullanmak şeklinde özellikle aile bireyleri içerisinde bulaş olur. O nedenle toplumun çok da o yüzden korkmaması gerekir. Gece kaşıntısı şeklinde başlar, gündüz kaşıntı tolere edilebilir ama hasta yatağı yattıktan sonra kaşıntıları belirginleşir. Hastalar kaşıntıyla geliyorlar. Tüm vücudunda kaşıntı olabiliyor ya da daha önceden eksik tedaviler almış olabiliyor. Birkaç bölgede kaşıntılı lezyonlar olabiliyor. Polikliniğe gelen hastaların yaklaşık yüzde10'u uyuzlu hastalar diyebiliriz ama bazen bu sıklık daha fazla artabiliyor. Yüzde 10 düşündüğümüz hastaların aile bireylerini de düşünürsek uyuzun aslında toplumumuzda giderek sıklığının arttığını söyleyebiliriz. Bazı polikliniklerimizde yüzde 30'a çıktığı oluyor" diye konuştu.

'ORTAK EŞYA KULLANIMINI KISITLAMAK ÖNEMLİ'
Hastalığın bulaşma yollarını anlatan Aytekin, "Hastalığın bulaşmaması için özellikle orta eşya kullanımını kısıtlamamız lazım. Günümüzde ortak havlu kullanımı, çarşafların temizliği önemli. Bu uyuzu oluşturan parazit 50 derecede yaklaşık 10 dakikada canlılığını yitiriyor. Yani daha önceden uyuzlu bir kişinin yattığı yatak takımı aslında 50 derecede yıkanırsa bulaşma olasılığı azalacak. Tedavilerde hekimlerin verdiği ilaçların kullanılması çok önemli. Günümüzde sosyal medyanın da çok kullanılmasıyla birlikte ilaç dışı tedaviler, geleneksel tedaviler, bitkisel yağlar tedavide gündemde, birtakım bitkisel yağlar uyuz tedavisine eklenebilir. Mesela çay ağacı yağı tedaviye eklenebilir ama tek başına tedavide yeterli değildir. Hekimlerin verdiği ilaçlar ve hekimlerin önerdiği şekilde tedavinin kullanılması gereklidir" dedi.

'AİLE İÇİ SIKINTILI'
Uyuz hastalığının çocuklarda birbirileriyle sarılarak bulaşmasının pek olası olmadığını söyleyen Prof. Dr. Aytekin, "Şimdi çocuklarda da var ama çocuklarla temas, çocukların birbiriyle temasıyla bulaşması pek olası değil. Kısa süreli sarılmakla bulaşmıyor ama kıyafetlerinin yan yana asılmasıyla, uzun süre temasla çok az bir olasılıkla bulaşabilir. Aslında esas aile içi temasta bulaşıyor. Önemli nokta, aile bireylerinde kaşıntı olmasa dahi mutlaka herkesin aynı anda, aynı günde tedavi olması gerekiyor. Farklı zamanlarda tedavi olduğu zaman tekrar tekrar aile içinde bulaşılar olabiliyor" dedi.

Prof. Dr. Aytekin, sokak ve evcil hayvanlarda görülen uyuz nedeniyle birkaç gün ayrı kalınmasının uygun olacağını kaydederek, "Her türe özgü uyuz paraziti vardır. İnsanın, kedinin, köpeğin parazite ayrıdır. Hastalık yapmaz ama uyuz paraziti dış ortamda 48-72 saat kadar canlı kalabilir. O nedenle eğer bir köpekten insana uyuz bulaşmışsa 2-3 gün kadar kaşıntı yapar. Sonra geçer ama şu önemli eğer aile bireyleri uyuz olmuş ve evlerinde köpek varsa 2-3 gün kadar köpekleriyle teması azaltmalarını istiyoruz. Çünkü tüyleri arasına kendi uyuz parazitleri geçip tekrar ondan bulaşma olabilir. Bu açıdan eşya temizliğini öneriyoruz. Biz hastalara, 'Eşyalarınızı 50 derecede yıkayın, ütüleyin, bunu yapamadığınız yünlü, naylon kıyafetler veya çantanız, ayakkabınız, terliğiniz gibi eşyaları da 1 hafta kadar kapalı poşette bekletin' diyoruz. Çünkü bazen insan deri artıklarıyla beraber uyuz paraziti düşerse 48-72 saatten biraz daha uzun yaşayabiliyor. Onu 1 haftaya kadar uzatıyoruz, o nedenle eşyalarınızı poşet içerisinde 1 hafta kapalı tutun" ifadelerini kullandı.

KARANTİNA SÖZ KONUSU DEĞİL
Uyuz hastalığında karantinanın söz konusu olmadığını söyleyen Aytekin, "Fakat ilaçların uygulanması bir emek istiyor. Bazı ilaçlar kokulu olabiliyor. İlacın uygulandığı sürece evde kalabilir kişiler, bu maksimum 3 gündür. 3 gün ilacını kullandıktan sonra zaten parazitler ölmüş olacak. Sadece yumurtaları kalacak. Bu 3 günden sonra çocuksa okuluna gidebilir, erişkinse işine gidebilir. Bir hafta sonra yalnız tekrar 3 günü üst üste tedavisini kullanması gerekecek bu ilacına göre. Her kaşıntı uyuz olmaz, birçok hastalık kaşıntı yapabilir. Uyuzda özellikle gece olan kaşıntılar belirgindir. Biz kaşıntıyla gelen bir hastaya öncelikle 'Gece kaşınıyor musun?' diye sorarız. Sonra da 'Ailede başka kaşınan var mı?' diye sorarız. Çünkü aile bireylerine bulaşan bir hastalıktır" diye konuştu. 

Kaynak: DHA

Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te KONHABER'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yasal Uyarı:

Yayınlanan haberler, köşe yazıları, fotoğraflar, yazı dizileri ve her türlü eserin tüm hakları Mirajans Medya İletişim Reklam Haber ve Prodüksiyon A.Ş.’ye aittir. Kaynak gösterilerek bile olsa eserin bütünü veya bir kısmı özel izin alınmadan kullanılamaz.

Bu İçeriğe Emoji İle Tepki Ver!

  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • Begendim
  • Kalp
  • Begenmedim
  • Gülen Surat
  • Kalpli Göz
  • Kızgın
  • Şokta
  • Üzgün

Yorumlar (0)

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”