"Yoğun baş ağrıları ve bulantıları başlamıştı. Biz de doğal olarak hamilelik sürecinde yaşanabileceğinden hiçbir şekilde şüphelenmedik. Biraz denge kaybı ile birlikte sağ kulağında hafif işitme kaybı yaşandı. 11 Eylül'de hastaneye gittik. Kulak doktoru yüzde 75 işitme kaybı olduğunu söyledi ve gözünde lekelenme olduğunu öğrendik. Birkaç gün sonra da göz doktoruna başvurduk. Beyin emarı çekildi. 18 Eylül'de sonuçları görmeye ve bebeğin kontrolüne gitmiştik. Beyin cerrahına yönlendirdiler ve tümörün varlığını öğrendik."
Doktorların beyindeki bu büyüklükteki bir tümörle hastanın, yürüyerek kontrole gelmesine şaşırdıklarını anlatan Togay Serbes, "Doktorlar hamilelik sürecinde herhangi bir belirtinin olmamasını da mucize olarak değerlendirdiler. Eşimi acilen doğuma aldılar. Doğum başarılı geçti. Oğlumuz oldu. Annesi onu doğduğu gün gördü. Anneyi yormamak için bir gün sonrasına ameliyathaneyi hazırladılar. Beyin ameliyatına girdi. 19 Eylül'de ameliyattan çıktıktan sonra 1 hafta boyunca yoğun bakımda kaldı. O sürede bilinci hep kapalıydı. Beyin ameliyatı başarılı geçmiş, tümör alınmıştı. Doktor olumlu konuşmuştu. Hatta birden fazla profesör karşılıklı iletişim halinde eşimin beyin ameliyatıyla ilgili süreci takip etti ama tümörün büyüklüğü ileri safhaya ulaştığı ve beyne baskı yaptığı için beyin ödemi atamadı ve bir hata sonra eşimin beyin ölümü gerçekleşti" dedi.
'EŞİM DE İNANIYORUM Kİ BÖYLE BİR KARARI VERİRDİ'
Ailede benzer bir hastalığın daha önce yaşanmadığını da belirten Togay Serbes, eşinin organlarının nakil bekleyen toplam 6 hastaya ulaştığını söyleyerek "Organ bağışını eşimle öncesinde konuşmamıştık. Zaten insanlar sağlıklıyken genelde aklına bu tip şeyleri pek getirmiyor. Benim aklıma geldi. Beyin ölümü gerçekleşmeden önce doktorlar son aşamaya gelindiğini söylemişti. Böyle bir durum olursa diye ailemle paylaştım. Onlar biraz duygusal yaklaştı. Onlara, 'Biz burada tümör için değil nakil bekleyen bir hasta olarak da bulunuyor olabilirdik' dedim. Bir hafta boyunca hastanede kaldığımız sürede oradaki hastaları gördük. Eşim de inanıyorum ki böyle bir kararı verirdi. Ailemizin rızasını alarak eşimin organlarının bağışlanmasına onay verdim" dedi. Serbes, 'Artun' ismini verdikleri oğullarının ise sağlıklı bir şekilde evlerinde olduğunu söyledi.
Biri İstanbul'da olmak üzere Türkiye'nin farklı illerindeki hastalara umut olan Özlem Serbes'in organlarından karaciğer, böbrek, kalp, ince bağırsak ve korneaları uygun hastalarla eşleştirildiği öğrenildi. Özlem Serbes'ten geriye ise 18 Eylül'de bebeği doğduktan sonra elini tuttuğu fotoğraf kaldı.
Kaynak: DHA
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.