Y.G'nin bu duruma sinirlenip özel güvenlik görevlileriyle tartışması üzerine konu savcılığa taşındı.
Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı, Y.G. hakkında, iki güvenlik görevlisine yönelik eylemi nedeniyle "kamu görevlisine karşı alenen hakaret" ve "tehdit" suçlarından dava açtı.
Gaziosmanpaşa 20. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanan Y.G. savunmasında, olay günü çocuğuyla siteye girerken güvenlik görevlilerinin kendisine zorluk çıkardığını, siteye giremeyeceğine dair koruma kararı bulunduğunun söylendiğini savundu.
Olay tarihinde herhangi bir koruma kararı bulunmadığını kaydeden Y.G, kirayı, aidatları kendisinin ödediğini, kira kontratının adına olduğunu, buna rağmen içeri alınmadığını, kızının yanında küçük düştüğünü, kimseye tehdit ve hakarette bulunmadığını, eşi E.G'nin söylemiyle iş yaptıklarını ileri sürdü.
"Ayrı ayrı tarihlerde 4 kez sıkıntı çıkardı"
Olayın meydana geldiği sitede güvenlik görevlisi olarak çalışan E.T, sertifikası olduğunu, sanığın ayrı ayrı tarihlerde 4 kez sıkıntı çıkardığını, hakkındaki uzaklaştırma kararı panoda asılı olduğu için sanığı içeri almadıklarını ancak sanık tarafından hakaret ve tehdide maruz kaldıklarını anlattı.
Diğer güvenlik görevlisi O.Ş. de meslektaşıyla benzer ifade verdi fakat sanıktan şikayetçi olmadığını beyan etti ve "Sanığın siteye girişi mahkeme kararı ile yasak olduğundan, bu hususu belirttik. Sinirlendi ve 'Açmazsanız, bariyeri kırarım, siz kimsiniz.' dedi." diye konuştu.
Mahkeme, dosyadaki ifadeler, güvenlik kamerası kayıtlar ve delilleri dikkate alarak, sanık Y.G'yi "kamu görevlisine karşı hakaret" suçundan 8 bin 840 lira adli para cezasına çarptırdı.
Sanık, güvenlik görevlisi E.T'ye yönelik "tehdit" suçundan da 5 ay hapis cezasına mahkum edildi.
Mahkeme, sanığın her iki suçtan aldığı cezada da "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" uygulanmasına ve sanığın 5 yıl denetime tabi tutulmasına karar verdi.
Güvenlik görevlisi Y.G'ye tazminat davası açtı
Bu kararın ardından güvenlik görevlisi E.T, avukatı Burak Temizer aracılığıyla Y.G' ye tazminat davası açtı.
Avukat Temizer, Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde, davalı Y.G'nin güvenlik personelini hiçe sayarak ve ayrı olduğu eşinin güvenlik personeline "içeri almayın" talimatına rağmen zorla girmeye çalıştığını belirtti.
Siteye girmesine izin verilmeyen davalının davacıya küfür ettiğini ve bu nedenle hem "hakaret" hem de "tehdit" suçundan cezalandırıldığını vurgulayan Temizer, dava dilekçesinde, müvekkilinin tüm bu olaylar nedeniyle uğradığı manevi kayıp, iş ortamında yaşadığı itibar kaybı, şahsına edilen hakaretler ve canına karşı yönelen tehdit ve duyduğu kaygıdan dolayı manevi kaybının giderilmesi için dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davanın kabulüne ve 25 bin lira manevi tazminatın ödenmesine hükmedilmesine karar verilmesini istedi.
Davacı Y.G'nin avukatı ise cevap dilekçesinde müvekkilinin hakaret ve tehditte bulunmadığını savunarak, davanın reddini istedi.
Mahkeme, olayın gelişimi, tarafların konumu, olay tarihi, davalının kullandığı ifadeler, eylemin davacı üzerindeki etkisi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile paranın satın alma gücü, meydana gelen zarar miktarı hususlarını birlikte değerlendirerek davayı kısmen kabul etti. Mahkeme, davalı Y.G'nin 5 bin lira manevi tazminatı yasal faiziyle birlikte davacı E.T'ye ödemesine karar verdi.
"Görevi başında cereyan eden olayda 'kamu görevlisi' gibi kabul edildi"
Kararı AA muhabirine değerlendiren E.T'nin avukatı Burak Temizer, Türk Ceza Kanunu'nda bazı suçlar yönünden failin ya da mağdurun kamu görevlisi olmasının cezayı ağırlaştırıcı neden olarak kabul edildiğini söyledi.
Özel güvenlik görevlilerinin, görevleriyle bağlantılı olarak başkalarına karşı işledikleri suçlardan dolayı kamu görevlisi gibi cezalandırıldıklarını hatırlatan avukat Temizer, "Aynı şekilde özel güvenlik görevlilerine karşı görevleri dolayısıyla suç işleyenler de kamu görevlisine karşı suç işlemiş gibi cezalandırılmaktadırlar. Ancak özel güvenlik hizmetleri kapsamında çalışan personelin ceza hukuku yönünden görevleriyle ilgili hususlarda veya görevi başında cereyan eden olaylar kapsamında 'kamu görevlisi' gibi kabul edilmesinin özel güvenlik görevlilerinin doğrudan kamu görevlisi statüsüne sahip oldukları anlamına gelmeyeceği de unutulmamalıdır." diye konuştu.
Temizer, müvekkilinin de aynı şekilde İstanbul'da bilinen ve on binlerce kişinin yaşadığı bir sitede özel güvenlik görevlisi olduğunu kaydederek, "Müvekkil, görevini yapmak üzere gerekli tedbiri aldığı sırada görevinden ötürü, sanık tarafından hakaret ve tehdide uğramış, devam eden süreçte yapılan yargılama neticesinde de sanığın müvekkile karşı 'kamu görevlisine hakaret' ve de tehdit suçlarını ayrı ayrı işlediği yönünde mahkemece hüküm kurulmuştur. Bunun yanı sıra karara çıkan ve kesinleşen ceza davası sonrası aynı olaya ilişkin tarafımızca açılan manevi tazminat davasında da yine müvekkilin özel güvenlik personeli olduğu gözetilerek müvekkil lehine manevi tazminata hükmedilmiştir." ifadelerini kullandı.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.