Birçok besicinin evinin yanı sıra, yetiştirdiği hayvanları yanarak telef oldu, ağıl, ahır ve otlakiye olarak kullandıkları meralar ise yangınlardan olumsuz etkilendi. Manavgat ilçesinde ikamet eden ancak yaz dönemi ile sonbahar mevsiminin bazı aylarını Konya’nın Beyşehir ilçesindeki yaylalarda geçiren besiciler ise sürdükleri göçebe hayat dolayısıyla hayvanlarını yangınlardan korumayı başardı.
Adaköy bölgesindeki yaylada kurdukları çadırlarda kalan Yusuf Şetir, her yıl yaz ayının başlangıcında yetiştirdikleri küçükbaş hayvanları sürüler halinde Beyşehir’e getirerek bu bölgede beslediklerini söyledi. Yaklaşık 600-700 civarında bir küçükbaş hayvan varlığına sahip olduklarını anlatan Şetir, dayısıyla birlikte kurdukları iki farklı çadırda yaz dönemini geçirdiklerini aktardı. Küçükbaş hayvanlarını sabah erken saatlerde sıcak basmadan ağıldan saldıklarını, ardından gölgeye yatarak istirahat ettiklerini vurgulayan Şetir, “Öğlenleri ise hayvanlarımızın sağımı yapılır, oğlaklar emişir. İkindin vakti ise tekrar meraya götürürüz, hayvanlarımızı otlatırız, akşamüzeri ise dönerler yatağına. Hayvanlarımızı bu bölgedeki su ihtiyacını ise su kaynaklarından gideriyoruz” dedi.
“Manavgat’ta olsaydık hayvanlarımızı kurtarmamız imkansızdı”
Yusuf Şetir, yaylaya çıkmamaları halinde Manavgat’ta küçükbaş hayvanlarını orman yangınından kurtarmalarının imkansız olduğunu belirterek, Manavgat’ta Yaylaalan Mahallesinde ikamet ediyoruz. Yaylaalan bölgesi ve yakın köylerimiz son orman yangınlarında yandı, büyük zarar var. Kışlaklarımız da, hayvanlarımızın hiçbir ağılı, yeri evimiz her şeyimiz yandı. Köydeki evimiz, meralarımız ve hayvanlarımızın yiyeceği bir şey kalmadı. Orada olup buradaki yaylalara gelmeseydik, hayvanlarımızı oradaki yangından kurtarmamız imkansızdı. Tamamen bir ateş çemberinin içinde kalacaklardı. Burada olmamızla hayvanlarımız kurtuldu diyebiliriz. Haziran ayı başlarında geldiğimiz Beyşehir’deki yaylalardan Kasım ayı gibi tekrar Manavgat’a döneriz. Şu anda Yaylaalan Mahallesinde, yaklaşık 15 ağılımız tamamen yanmış durumda. Köydeki oturduğumuz ev, meramız tamamen yandı, defne ağaçlarımız yandı. Köyümüzde büyük zarar var. Bizim gibi orada nice insanlar aynı durumda, herkes zarar gördü. Dönüşte ne yapacağız bilmiyoruz. Şu anda çaresisiz, kara kara düşünüyoruz. Mağdur duruma düştük, bir dikili ağacımız kalmadı. Biz yangın olaylarını duyduğumuzda bu kadar büyüyeceğini düşünmemiştik. Hayvanlarımızı ne yapsak, satsak mı, onu düşünüyoruz şu anda. Bir çıkmazın içine girmiş durumdayız. Devletimizin bizlere sahip çıkacağını umuyoruz” diye konuştu.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.