Gerekçeli kararda, sanıkların, Dedeoğulları ailesi fertlerine yönelik eylemlerinin kastına ilişkin değerlendirmede, "Yargılama konusu olayda kavganın herhangi bir engel olmadan kendiliğinden son bulduğu, tarafların önceye dair husumetinin olduğuna ilişkin dosyamıza herhangi bir delilin yansımadığı, yaralamalarda sopa kullanıldığı, sanıkların mağdurlara yönelik kastının yaralamaya yönelik olduğu kanaatine varılmıştır." ifadelerine yer verildi.
Katılan vekillerinin olayda "soykırım" yapıldığına ilişkin iddiasına da yer verilen söz konusu kararda, "Tüm deliller değerlendirildiğinde sanıkların soykırım kastıyla hareket ettiğine, yahut insanlığa karşı suçta belirtilen unsurlardan herhangi birini gerçekleştirmeye yönelik eylemlerinin bulunmadığı, olayın komşu olan iki ailenin tartışması ve kavgaya dönüşmesi şeklinde vuku bulduğu, bu haliyle sanıkların eylemlerini soykırım veyahut insanlığa karşı suç kapsamında değerlendirilmenin mümkün olmadığı kanaatine varılmıştır." değerlendirmesi yapıldı.
Aynı kararda, sanıklara Türk Ceza Kanunu'nun 29. maddesi uyarınca yapılan indirimin gerekçesine ilişkin, "Meydana gelen kavganın çıkış sebebi konusunda tarafların karşılıklı olarak birbirlerini suçladıkları, bu hususa ilişkin herhangi bir tanık beyanı veya başkaca delil bulunmadığı, bu haliyle dosya içeriğine göre kavganın hangi tarafın ilk haksız hareketi sonucu başladığı kesin olarak saptanamamıştır." denildi.
Olayın geçmişi
Dedeoğulları ailesinden 7 kişinin öldürüldüğü olaydan yaklaşık 2,5 ay önce Dedeoğulları ve Keleş ailesi arasında çıkan kavgada 13 kişi yaralanmış, olaya ilişkin 9 kişi hakkında çeşitli suçlamalarla dava açılmıştı.
Sanıklardan 8'ine, 2 yıl 9 aydan 6 yıl 4 ay arasında çeşitli hapis cezaları verilen davada diğer sanığa verilen 1 yıl 1 ay 3 günlük hapis cezası ise ertelenmişti.
Kaynak: