Son Dakika Haberler

Bu haberi daha sonra okumak için kaydedebilir ve sağ üst köşedeki butona basarak haberi okuyabilirsiniz!

Hollywood filmlerindeki 'Müslüman imajı' işgalleri meşrulaştırıyor

ABD'nin, Hollywood filmlerinde Müslümanları "şiddet yanlısı, barbar, vahşi ve evrensel değerlere karşı insanlar" olarak sunarak özellikle Orta Doğu'daki işgallerini "meşrulaştırmaya" çalıştığı ifade edildi.

Hollywood filmlerindeki ’Müslüman imajı’ işgalleri meşrulaştırıyor
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Felsefe Tarihi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Enes Kala, AA muhabirine, ABD Savunma Bakanlığının (Pentagon) hedefleri ile Hollywood filmleri arasındaki ilişkiyi değerlendirdi.

Kala, Batı'da Müslüman karşıtlığının "İslamofobi endüstrisi" tarafından planlı şekilde üretilip yayıldığını belirterek, bu kapsamda Hollywood'a Müslümanları "barbar, vahşi ve Batılı değerlerle bağdaşmayan" kişiler olarak sunma misyonunun yüklendiğini söyledi.

Pentagon'un özellikle Orta Doğu ülkelerindeki işgallerine kamuoyu oluşturmak için sinema endüstrisini kullandığını kaydeden Kala, "Orta Doğu enerji kaynaklarının, özellikle petrolün kaynağı. Bu kaynağa ulaşabilmek için de bir perdelemeye ihtiyaç var. ABD'nin her türlü işgaline meşru zemin oluşturabilmek için böyle bir endüstriden güç alması son derece önemli." değerlendirmesinde bulundu.

"Hollywood, ABD'nin ateşsiz ama ateşleyici silahı"
Kala, "Müslüman ötekisinin" üretilmesi, zor durumda bırakılması ve hatta gerektiğinde yok edilmesinin meşrulaştırılmasında sinemanın çok önemli rol oynadığını ifade ederek, Pentagon'un Hollywood'a pek çok film sipariş ettiğini veya filmlere maddi destek sağladığını dile getirdi.

Hollywood'u "ABD'nin ateşsiz ama ateşleyici silahı" olarak niteleyen Kala, "Bu silah sayesinde Amerikan bayrağı tüm dünyada dalgalandı. Amerika'nın siyasi ayağı Washington, teknoloji ayağı Silikon Vadisi, kültür ayağı Hollywood ve askeri ayağı Pentagon aynı DNA'dan çıkmıştır ve aynı amaca hizmet etmektedir." ifadesini kullandı.

Kala, ABD'nin Vietnam Savaşı'nda kaybettiği itibarını kurtarmak için de sinemayı aktif şekilde kullanıldığına dikkati çekerek, dünyaca ünlü aktör Tom Cruise'un rol aldığı 1986 yapımı "Top Gun" filmini örnek verdi.

ABD'nin soğuk savaş dönemi sonrasında Rusya'ya yönelik benzer çalışmalar yaptığına işaret eden Kala, iki nükleer güç sahibi ülkenin daha güvenli bir dünya için birbirini anlaması gerektiğini anlatan, 1983 yapımı "Ertesi Gün/The Day After" filminde, Rus askerlerin de korku, duygu ve hayal sahibi insanlar olarak canlandırılmasının Pentagon'un tepkisini çektiğini ifade etti. Kala, daha sonra şunları söyledi: "Aynı şekilde Müslümanlar da filmlerde farklı şekillerde tasvir ediliyor bunun oldukça eski bir geçmişi var. 1981 yapımı Steven Spielberg'in yönetmenliğini yaptığı 'Kutsal Hazine Avcıları' filminde Müslümanlar kurnaz olsa da 'yarım akıllı, cehaletin ve rehavetin' temsilcileri olarak anlatılıyor. 1986'da William Hale'in yönetmenliğini yaptığı 'Harem' filminde Araplar özelinde Müslümanlar 'şehvet düşkünü' olarak canlandırılıyor. 1991'de yayınlanan 'Kızım Olmadan Asla' filminde Müslümanların, cinsiyetçi ve kadın karşıtı olarak gösterildiğini görüyoruz. 2012'de Ben Affleck'in 'Operasyon: Argo' filmi de Müslümanları cani olarak tasvir ettiği için eleştirildi. İslamofobik filmlerin eleştiri aldıktan sonra bir daha çekilmemesi gerekiyor çünkü burada ayrımcılık var, ırkçılık var, Müslüman karşıtlığı var."

Kala, Yahudilere yönelik nefret söyleminin ve suçlarının olması gerektiği gibi yaptırımları bulunduğunu hatırlatarak, "Bir dine yapılan bu muamelenin her dine yapılması gerekir çünkü din, özü itibarıyla kutsaldır ve hürmeti hak eder. Müslümanlara karşı nefret söylemine hiçbir yaptırım olmadığı gibi Müslümanlar beyaz perdede sıklıkla çok kötü şekilde temsil ediliyor." diye konuştu.
"Cennetin Krallığı" ve "Benim Adım Khan" gibi filmlerde Müslüman temsilinin olumlu olmasının İslam dünyasında memnuniyetle karşılandığını belirten Kala, ancak Batı sinemasındaki olumlu Müslüman temsillerinin çok az ve istisnai olduğunun altını çizdi.

"11 Eylül sonrası filmler Irak işgalini meşrulaştırmaya çalıştı"
Kala, Pentagon'un kınadığı veya maddi olarak desteklediği filmler gibi sipariş filmler de hazırlattığını dile getirerek, medyada Arap ve Müslüman temsilleri üzerine araştırmalar yapan akademisyen Jack Shaheen'in çalışmalarından hareketle sinema ile Pentagon ilişkisinin Müslüman imajı açısından yıkıcı sonuçları olabileceğine değindi.

11 Eylül sonrasında Müslümanların Hollywood'da daha sık konu edildiğine işaret eden Kala, sözlerini şöyle tamamladı: "Kathryn Bigelow'un yönetmenliğini yaptığı 2009'da yayınlanan 'Ölümcül Tuzak' adlı filmde Amerikan askerleri üzerinden kahramanlık mitosu inşa edildiğini görürüz. Müslümanları ekrana taşırken ise seccadeyle silahın, camiyle bombanın yan yana getirildiğini görürüz. Özenle seçilen müziklerle algı operasyonunun desteklendiğini görüyoruz. Tüm medeniyetlerin gıpta ile baktığı Bağdat'a rağmen Müslümanlar medeniyetin olmadığı coğrafyada yaşayan insanlar olarak sunuluyor. Esasında 11 Eylül sonrası filmlerde Amerikan işgalinin sinemayla meşrulaştırılmaya çalışıldığını söyleyebiliriz."

Kaynak:

Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te KONHABER'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yasal Uyarı:

Yayınlanan haberler, köşe yazıları, fotoğraflar, yazı dizileri ve her türlü eserin tüm hakları Mirajans Medya İletişim Reklam Haber ve Prodüksiyon A.Ş.’ye aittir. Kaynak gösterilerek bile olsa eserin bütünü veya bir kısmı özel izin alınmadan kullanılamaz.

Bu İçeriğe Emoji İle Tepki Ver!

  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • Begendim
  • Kalp
  • Begenmedim
  • Gülen Surat
  • Kalpli Göz
  • Kızgın
  • Şokta
  • Üzgün

Yorumlar (0)

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”