Kürtlerin kendi devleti olmayan en büyük etnik grup olarak ifade edildiği haberde, Kürtlerin Osmanlı'nın yıkılışından bu yana kendi devletlerini kurma arayışında olduğu ve Türkiye, Irak, Suriye ve İran'ın baskılarına maruz kaldığı iddia edildi.
Teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın resimlerini taşıyan PKK yandaşlarına ait görüntülerin kullanıldığı haberde, Türkiye topraklarının bir kısmın Kürdistan olarak gösterildi.
Türkiye'nin Kürt kimliğini reddettiği iddia edilen haberde AB tarafından da terör örgütü kabul edilen PKK'dan terör örgütü olarak söz edilmemesi dikkati çekti.
Haberde FETÖ iltisaklı polis ve yargı mensuplarının gerçekleştirdiği 17-25 Aralık operasyonlarından 1,5 ay sonra elebaşı Fetullah Gülen'le söyleşi yapan Güney Yıldız'ın yorumlarına da yer verildi.
Yıldız, bağımsız bir Kürdistan kurulması halinde bu devletin denize kıyısı olmayan bir ülke olarak "düşman" ülkelerce çevreleneceğini savundu.
"Haberle olumsuz görüntü meşrulaştırılmak isteniyor"
SETA Brüksel Koordinatörü Talha Köse, Fransa'da yapılan protestolar için "Fransa'nın kendisinin izin verdiği ve desteklediği örgütlü bir yapı var. Ortaya çıkan protestoyu bir ölçüde örgütün gövde gösterisi ve gözdağı olarak algılamamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Yapılan eylemlerin insanları rahatsız etmesi ve kamu güvenliğine tehdit oluşturması nedeniyle kabul edilebilir olmadığını kaydeden Köse, bunların kamuoyu nezdinde olumsuz imaj oluşturduğunu belirtti.
Köse, France 24 tarafından yapılan haber hakkında ise konunun gündemde olduğunu belirterek "Fransa'da son eylemle birlikte yasa dışı örgütün yaptığı işler daha görünür hale geldi. Bu protestolar, Fransız kamuoyu için olumsuz bir görüntü ortaya çıkardı. Söz konusu haberle olumsuz görüntünün meşrulaştırılmak istendiği ve olumlu bir imaj oluşturma çabasının olduğu söylenebilir. Haberi, bunların bir yansıması olarak algılamak gerek." diye konuştu.
Haberle "örgütün aslında o kadar da kötü olmadığını" göstermeye çalıştıklarını aktaran Köse, Fransız kamuoyunca protestoların açıklanmaya ve meşrulaştırılmaya çalışıldığına dikkati çekti.
Köse, devlet politikası olarak bu yapıların desteklendiğini ifade ederek "Sol kesimler bu yapılanmalara destek veriyor ancak diğer kesimler bundan rahatsızlık duyabiliyor. Rahatsızlığın üzerini örtmek ve grubun propagandasını yapmak için (bu haberin) yapıldığı kanaatindeyim." dedi.
Emperyalist ülkelerin azınlık yapıları kullandığına ve ülke içerisindeki dengeleri bozmak istediğine değinen Köse, azınlıklar üzerinden uygulanan politikaların o toplumlarda kalıcı hasarlara neden olduğunu vurguladı.
Köse, emperyalizmin genel yaklaşım olarak Kürtler üzerinden Türkiye'ye ve Avrupa'daki Türk toplumuna baskı oluşturduğunu belirtti.
"Bölgede devam eden sorunlarda Fransa'nın da çok ciddi bir sorumluluğu söz konusu"
Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Levant Çalışmaları Koordinatörü Oytun Orhan da France 24'ün haberindeki iddialara yönelik, "Birinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında emperyalist ülkelerin bölgeyi paylaşım planları ve yapay olarak çizdikleri sınırlar, bölgede yaşanan birçok sorunun temelini oluşturuyor. (Bu bağlamda) şu anda bölgede devam eden sorunlarda Fransa'nın da çok ciddi bir sorumluluğu söz konusu." ifadelerini kullandı.
Orhan, Osmanlı Devleti'nde kurulmuş bir millet düzeni olduğunu ve herkesi barış içinde barındıran bir yapı bulunduğunu belirterek Osmanlı'nın yıkılışıyla bölgede istikrarsızlık başladığını vurguladı.
Osmanlı Devleti'nden ziyade Osmanlı'yı parçalamak için bölgeye giren diğer ülkelerin politikalarına değinen Orhan, "Böl ve yönet politikası, etnik, mezhepsel ve dinsel ayrıma dayalı çizgiler, şu anda yaşanan sorunların temeli. Fransa, bölgeye girdiğinde manda yönetimi oluşturarak Suriye'de etnik ve mezhepsel olmak üzere yerel otonom bölgeler oluşturmuştu." dedi.
Orhan, mevcut sorunların temelinde Birinci Dünya Savaşı dönemindeki emperyalist ülkelerin politikaları olduğunu kaydederek "Osmanlı dönemi, büyük ölçüde istikrarın hakim olduğu, bölgelerin doğrudan değil yerel unsurlar üzerinde yönetildiği bir yapıya sahipti. Dolayısıyla (France 24'ün iddiaları) o suçlama çok mantıklı değil." diye konuştu.
Fransa'da yaşanan protesto gösterilerinden ve terör örgütü ile Fransa'nın ilişkilerinden bahseden Orhan, "Fransa, PKK'nın Avrupa'da en rahat faaliyet gösterdiği ülkelerin başında geliyor. Fransa, uzun zamandır bu örgütün faaliyetlerine ülkesinde imkan sağlıyor. Suriye'de de terör örgütü YPG'ye destekleri söz konusu. Bu tür örgütler zaman içerisinde onları destekleyen ülkelere karşı da tehdit unsuruna dönüşebiliyor. Fransa'nın şu anda yaşadığı bu." değerlendirmesini yaptı.
PKK yanlılarının protestoları
Fransa’nın başkenti Paris’te 23 Aralık 2022 tarihinde 69 yaşında bir saldırgan, bir kültür merkezine ateş açarak 3 kişinin ölümüne sebep olmuştu. Ülke basınında yer alan haberlerde saldırganın, William M. adında silah meraklısı ve sabıkalı emekli bir makinist olduğu belirtilmişti.
Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmain’in olay yerini ziyaretinden kısa süre sonra PKK destekçileri, saldırının olduğu yerde toplanmaya başlamıştı.
Toplantı kısa sürede protesto gösterisine dönüşürken, PKK yanlıları şiddete başvurarak polisle çatışmış, olaylarda 20’nin üzerinde polis yaralanmıştı.
Saldırıdan bir gün sonra PKK destekçileri şiddet eylemlerini Avrupa’nın diğer ülkelerine yayarken İngiltere’nin başkenti Londra’da da terör örgütü yanlıları, polisle çatışmıştı.
Kaynak: