Doç. Dr. Zübarioğlu, özellikle kızlar arasında çok moda haline gelen ve uzamış açlık veya aralıklı oruç olarak bilinen Intermittent-Fasting (IF) diyetinin uzman gözetiminde yapılmadığında kilo vermek şöyle dursun, yeme bozukluklarına dahi yol açabildiğinin bilimsel çalışmalarla gösterildiğini söyledi.
Türk Pediatri Kurumu'nun (TPK) 22-26 Mayıs tarihleri arasında KKTC'de gerçekleştirdiği 59'uncu Türk Pediatri Kongresi'nde, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı'ndan Doç. Dr. Tanyel Zübarioğlu, ergenler arasındaki 'Popüler Beslenme Akımları' konusunda bilimsel bir sunum gerçekleştirdi. Demirören Haber Ajansı'na önemli açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Zübarioğlu, adölesan yani 12-18 ergen yaş grubunun en çok, akran önerisi ya da sosyal medya influencerlarının etkisiyle diyet akımlarına yöneldiğini, kızların daha çok uzamış açlık veya aralıklı oruç olarak bilinen IF diyeti ile bazı besinlerin katı bir şekilde kısıtlandığı Fodmap diyeti ve glutensiz beslenmeye rağbet gösterirken, erkeklerinse kas kütlesini artırmak için ketojenik diyetleri tercih ettiğini belirtti. Özellikle son yıllarda moda olan IF diyetinin, uzman kontrolü olmadan yapılmasının yarardan çok tehlike yaratabileceğine dikkat çeken Çocuk Metabolizma ve Beslenme Uzmanı Doç. Dr. Tanyel Zübarioğlu, bu konuda Kanada'da yapılan ve yaklaşık 2 bin 800 ergenin takip edildiği araştırmanın detaylarına da değindi. Doç. Dr. Zübarioğlu, “Son 1 yıl içinde IF diyetini kullanan ergenlerde belirgin bir şekilde beslenme bozukluğu skorlarının arttığı görülmüş. İlerleyen dönemlerde ise aralarda hiçbir şey yemeyip beslenme döneminde tıkınırcasına, kendini durduramadan yeme atakları, kendini kusturma, ilaçlarla tuvalete çıkmanın uyarılması ve kapasitesinin çok daha üzerinde kompülsif yani mantık dışı derecede fiziksel aktivite yaparak kilo kaybı ve kas kütlesi artışı sağlanmaya çalışıldığı ortaya çıkmış" dedi.
“AKRAN YA DA INFLUENCER ETKİSİYLE GİRİYOR"
Doç. Dr. Zübarioğlu, “Popüler beslenme akımları oldukça fazla. Bir kısım ergen, daha çok kimlik mücadelesi ile bitkisel bazlı beslenmelere yöneliyor; vejetaryen, vegan beslenmeler gibi. Bir diğer grup da daha çok beden imajı kaygısıyla daha fazla kas kitlesine sahip olabilmek ya da kilo verebilmek adına glutensiz diyet, ketojenik beslenme, aralıklı oruç yani IF diyetlerine başvurabiliyorlar. Bahsettiğimiz kesim aslında 12-18 yaş grubu. Maalesef çoğunluğu medikal ya da diyetetik bir süpervizyon ile bu işi yapmıyorlar. Ya bir akran önerisi ya da sosyal medyadaki influencer veya site önerileriyle motive oluyorlar. Buradaki temel sorun, oralarda verilen önerilerin doğruluğunu ya da yanlışlığını, besinlerin içeriğinin yeterliliğini, kendi vücudunun ihtiyaçlarını çok da gözetmeden; daha çok 'bir akımın parçası olma, bir kimliğin parçası olma' şeklinde uyguluyor olmaları. Kızlardaki temel motivasyon genellikle kilo vermek. Uzamış açlık diyeti, hem kilo vermek hem de cilt sorunlarını düzeltmek, şişkinliği azaltmak için glutensiz diyet veya bu ara biraz sıkça gördüğümüz Fodmap karşımıza çıkıyor" dedi.
“ERKEKLER KASLI OLMAK İÇİN KETOJENİK DİYETE YÖNELİYOR"
Fodmap diyetinin de çok katı kuralları olduğu için uzman gözetimi olmadan kesinlikle yapılmaması gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Zübarioğlu, “Çok fazla çeşitli besin diyetten alındığı için özellikle eğer doktor tarafından endikasyon konmadıysa, yakın bir şekilde diyetisyen tarafından izlenmiyorsa, ciddi olarak kaloride eksiklik ve hastalarda ciddi yeme bozukluklarıyla kendisini gösterebilir" diye konuştu. Adölesan yaş gurubu erkeklerde ise diyet motivasyonunun daha çok kas yapmaya yönelik olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Zübarioğlu, “Beden algısıyla ilgili bir diyet tercihi yapılıyorsa erkeklerin daha çok ketojenik diyeti tercih ettiğini görüyoruz" dedi.
YEME BOZUKLUĞUNA YOL AÇABİLİR
Bu diyetler içerisinde ergenlerde beslenme ya da yeme davranışı bozukluğuna yol açması bakımından bakıldığında IF diyetleriyle ilgili çok belirgin araştırmalar olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Zübarioğlu, bu konuda yakın tarihlerde Kanada'da yapılan geniş çaplı bir araştırmadan bahsederek şu bilgileri verdi: “Oldukça da yakın tarihli bir çalışma. Yaklaşık 2 bin 800 adölesan yani genç erişkin arasında yapılan çalışmada, en fazla kullanılan 16 saatlik açlık 8 saatlik tokluk penceresini yapmışlar. Burada özellikle 16/8'in de ötesinde, mesela kişi 5 gün serbest besleniyor ama 2 gün hiçbir şey yemiyor. Böyle bir formu var. Bu zaten bir ergenin beslenme ilkesine çok aykırı. Çünkü o yaşta birinin bir gün boyunca sadece kahve, su veya çay ile günü geçirmesi, çocukluk yaş grubunda bir hekimin önerebileceği bir şey olamaz. Yapılan çalışmada da görülmüş ki gerçekten de son 1 yıl içerisinde IF diyetini uygulayan adölesanlarda beslenme bozukluğu skorlarında çok belirgin artış görülmüş. Yine bu çalışmada ilerleyen dönemlerde hastalarda bir 'binge eating' dediğimiz, aralarda hiçbir şey yemeyip sonrasında tıkanırcasına, kendini durduramadan yeme atakları, kendini zorla kusturma, birtakım ilaçlar kullanarak tuvalete çıkmanın uyarılması ve kendi performansının çok çok üzerinde, bizim kompülsif (mantık dışı) dediğimiz, aşırı miktarda fiziksel aktivite yaparak kilo kaybı ve kas alımını sağlanmaya çalıştıkları kanıtlanmış."
“ETKİSİ YILLAR SÜREN KÖTÜ ETKİLERİ OLABİLİR"
Bütün bu bahsedilen diyetlerin hepsinin gerçekten yapılmasını gerektiren tıbbi durumların da olabildiğini, ancak “hekimin karar vermesi ile kontrol altında uygulanması" gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Zübarioğlu, sözlerini şöyle noktaladı: “Buradaki temel kural, hekim bunun kararını verecek ve bir diyetisyenle beraber, hem hasta, hem ailesinin de katılımıyla takip ediliyor olmaları. Aksi takdirde belki de yıllar boyunca etkisini gösterecek yeme davranışı üzerine olumsuz etkiler dahi ortaya çıkabilir. Ama bu diyetler hekim ve diyetisyenler gözetiminde yapıldığında bu sorunların çoğunun üzerinden geçiliyor. O nedenle genç erişkin dediğimiz ergenlik çağındaki çocuklarımız sosyal medyadan kendilerine verilen hiçbir bilginin gerçekliğini teyit etmeden kesinlikle uygulamasın. Beslenme, bir hekim tarafından verildiğinde bile aynı kişiye birden fazla beslenme modeli tanımlanabilir, çünkü beslenme çok bireysel bir şeydir. Sonrasında hayatlarında yeme ile ilgili kötü anılara da sahip olmamaları için bu süreci ille de kararlılarsa, mutlaka bir hekim ve diyetisyen kontrolünde birlikte yürütsünler."
Kaynak: DHA