Depremlerden etkilenen bölgelerde gönüllü olarak görev yapan madencilerin, "domuzdamı" ve "direk vurma" adını verdikleri tahkimat yöntemleriyle bulundukları yerden çıkarılan Tunç çiftinin tedavileri Nevşehir Devlet Hastanesinde sürüyor.
Sadık Tunç, deprem anı ve sonrasında yaşadıklarının kelimelerle anlatılmasının mümkün olmadığını belirterek, tekrarının yaşanmaması için dua ettiğini söyledi.
Gece sallantıyla uyandığını anlatan Tunç, okulda öğrencilerle yaptıkları deprem tatbikatında öğrendikleri sayesinde yatağın yanına çöktüğünü, oluşan yaşam üçgeni sayesinde hayatta kalabildiğini belirtti.
"Enkaz altındayken gökyüzünün maviliğini düşünüyordum"
Bulundukları alanın dar olması nedeniyle hareket etme konusunda günlerce zorluk yaşadığını dile getiren Tunç, şöyle devam etti: "Depremin gürültüsüyle uyandım. Eşim benden önce uyanmış. Dolabın parçalanıp duvarların oynadığını görünce yatağın yan tarafına diz üstü çöktüm, eşimi de yanıma çektim. İkinci kattaydık, üstümüzde dört kat vardı, üzerimize çökmüş. Diz üstü çökünce dizlerim yaralandı. Bir müddet şaşkınlık geçirdikten sonra el yordamıyla etrafı kontrol ettiğimde taşlar ve beton blok vardı. Eşimin ayağı kalorifer peteğinin altındaydı. Çok dardı, eşim belki yarım gün uğraşınca ayağını kurtarabildi. 2 hafta önce okulda tatbikat yapmıştık. O anda aniden aklıma geldi. Bizim yaşayabileceğimiz tek yer orasıymış. Her taraf pestil gibi olmuş. Tatbikatla bir bilinç oluşuyor. Eşimle yan yana düşmemiz de şans, günleri saatleri bilmek çok önemliymiş. Enkaz altındayken gökyüzünün maviliğini düşünüyordum."
"Altıncı gün bizi termal cihazlarla bulmuşlar"
Enkaz altındaki ilk günün sabahında namaz için kurduğu alarmın çalmasıyla telefonu bulduğunu, enkazın altında şebeke çekmediğini ancak gün ve saati kontrol ettiği telefonun ışığından da faydalandığını anlatan Tunç, "Üzerimizde çalışan iş makinelerini sesini duyunca çok seviniyorduk. Altıncı gün bizi termal cihazlarla bulmuşlar. Biraz kazıyınca bağırdılar. Biz iletişim haline geçince kazmaya başladılar. Enkazdan önce eşim çıkarıldı. Sağ olsun madenci arkadaşlar kurtardı. Madencilerin yaptıklarını hayatım boyunca unutamam." diye konuştu.
"6 gün boyunca çocuklarıma kavuşmayı umut ettim"
Sebahat Tunç ise aynı binadaki kardeşinin hayatını kaybetmesi nedeniyle depremden sağ kurtulmanın buruk sevincini yaşadığını ifade etti.
Eline geçirdiği taşla sürekli ütü masasının metal ayağına vurduğunu anlatan Sebahat Tunç, şunları kaydetti:"6 gün boyunca çocuklarıma kavuşmayı umut ettim. Umudumu hiç kaybetmeden çocuklarımın İstanbul ve Antalya'dan gelme sürelerini hesapladım. Sadece onlara kavuşmayı umut ettim. Oradan çıkmak için bütün gücümü kullandım. Vurmaktan ellerim patladı. Maden işçileri Mustafa Uçar ve ekibine teşekkür ediyorum. Bizim için hiç uyumadan, aç, susuz orada mücadele vermişler. Onları son nefesime kadar unutmayacağım."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.