TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Kanunu Teklifi'nin tümü üzerinde milletvekilleri söz aldı.
CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, vakfın kurulmasının bütçe ve hazine birliği ilkesine aykırı olduğunu öne sürerek, "Tamamen ticari bir vakıf, ticaretle uğraşacak." diye konuştu.
Türeli, böyle bir kanun teklifine neden ihtiyaç duyulduğunu anlayamadığını savunarak, "Dışişleri Bakanlığının teşkilatının iyi çalışmasını isteriz ama bunun için böyle bir vakfa ihtiyaç yok." ifadelerini kullandı.
Vakfın taşınır taşınmaz mal almak, kiralamak, inşa etmek, şirket ve ticari işletme kurmak gibi ticari faaliyetleri bulunacağının belirtildiğini dile getiren Türeli, bu faaliyetlerin Dışişleri Bakanlığıyla ilgisi olamayacağını ifade etti.
Türeli, kamuda tasarruf doğrultusunda 3 yıl süreyle mal alınamayacağı, araç kiralaması yapılamayacağına dair açıklama yapıldığını anımsatarak, vakfın faaliyetlerini nasıl yürüteceğini sordu.
Tasarruf paketinin delineceğini iddia eden Türeli, "Hem bütçe birliği açısından hem Dışişleri Bakanlığı gibi Türkiye'nin en köklü teşkilatlarından, bakanlıklarından biri açısından ona halel getirebilecek, yarın öbür gün ticari faaliyetlerle uğraştığı için sıkıntı getirebilecek bir yapının kurulmasını son derece yanlış buluyoruz." dedi.
DEM Parti Ağrı Milletvekili Heval Bozdağ, kanun teklifine göre Dışişleri Bakanlığının çalışma ve yetki alanındaki bazı faaliyet ve uygulamaların kurulmak istenen vakfa aktarıldığını ifade ederek, vakfa bağış alma, yurt dışında eğitim kurumları açma, taşınmaz mal satın alma, seminer, konferans gibi faaliyetlerden kar elde etme gibi geniş yetkiler verildiğini ileri sürdü.
Bir yandan kamuda tasarruf tedbirleri açıklanırken diğer yandan Dışişleri Bakanlığı bütçesinden 10 milyon liranın vakfa aktarılacağını ifade eden Bozdağ, faaliyet, harcama ve gelir elde etme konusundaki karar ve denetleme mekanizmasının tamamen atanmış bakanların inisiyatifine terk edildiğini iddia etti.
"Dışişleri Bakanlığının itibarını zedeleyeceğini düşünüyoruz"
İYİ Parti İzmir Milletvekili Ümit Özlale, Dışişleri Bakanlığı gibi saygın bir kamu kurumunun içerisinde böyle bir vakfın akçeli işlere girmesini sakıncalı bulduğunu ifade etti.
Özlale, temsil kabiliyeti yüksek bir dış politika oluşturmak hedefleniyorsa o zaman büyükelçilerin liyakatli kişilerden atanması gerektiğini dile getirerek, "Dışişleri Bakanlığının itibarını zedelemeye son derece müsait olan ve adeta bakanlık içerisinde gelir üretip bu geliri nasıl harcanacağı konusunda da hesap vermek niyetinde olmayan bir kanun teklifi var. Biz bu yüzden bu kanun teklifinin hem Dışişleri Bakanlığının itibarını hem de devletin itibarını zedeleyeceğini düşünüyoruz ve şiddetle reddediyoruz." diye konuştu.
Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Selim Temurci, dış politikada parti olmayacağını, herkesin aynı tarafta bulunduğunu kaydetti.
Temurci, başında değerli bir bakan bulunan ve bu kadar başarılı olduğu düşünülen Dışişleri Bakanlığının neden böyle bir yapıya ihtiyaç duyduğunu sordu.
Böyle bir vakfa ihtiyaç varsa bile teklifin özensiz hazırlandığını ifade eden Temurci, "Dışişleri Bakanlığı ikili bir yapıda maalesef itibarını da kaybeder. Dışişleri Bakanlığına bu şekilde bir kötülük yapmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Bu vakıf meselesi bu şekilde değil, başka bir şekilde çözülebilir." dedi.
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, vakıf müessesinin Türk kültüründe çok önemli bir yeri olduğunu belirtti.
Vakfın kuruluşunun tasarruf tedbirlerine aykırı olduğu iddialarına ilişkin Kalaycı, "Dışişleri Bakanlığına bağlı bir kurum kurulmuyor, bir vakıf kuruluyor. Vakıflar, Vakıflar Kanunu'nda da çok açık bir şekilde ifade edildiği üzere özel hukuk tüzel kişiliğine sahip kurumlardır ve Vakıflar Genel Müdürlüğünün de denetimine tabidir; öyle denetimsiz, şeffaf olmayan bir yapı da asla değildir." dedi.
Kalaycı, vakfa Dışişleri Bakanlığının ana faaliyet konusuyla ilgili hiçbir yetki verilmediğini vurguladı.
AK Parti Uşak Milletvekili İsmail Güneş, daha önce de vakıflar kurulduğunu ifade ederek, örneğin Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı kurulmamış olsaydı ASELSAN, HAVELSAN, TUSAŞ, ASPİLSAN, NETAY, ROKETSAN ve TAİ gibi kurumların olmayacağını söyledi.
Güneş, "Vakfın kurulmasındaki temel amaç hem insanımızı yetiştirmek hem de Dışişlerini tüm dünyada daha etkin hale getirmektir. Dolayısıyla buna bu pencereden bakmak lazım. Eğer olaya bu pencereden bakmazsak biz yanlış yaparız. Bu vakıf sayesinde yetişen insanlar, bilgi ve birikimi genç kuşağa aktaracaktır. Dolayısıyla bizim kamu personelinin daha iyi yetişmesine imkan sağlayacaktır." diye konuştu.
Kaynak: AA