Neredeyse günün tamamını "Mihriban"la geçiren Avcı, Türk Kızılay Toplumsal Hizmet Merkezi'nde psikososyal destek uzmanları eşliğindeki el işi faaliyetine de köpeğiyle katılıyor.
"İlk üç gün hiç yemek yemedi, çok korkmuştu"Hatice Avcı, AA muhabirine, depreme eşi, kızı ve köpeğiyle beşinci kattaki evlerinde yakalandıklarını söyledi.
"Mihriban"ın çok uysal bir hayvan olduğunu hatta normalde hiç havlamadığını anlatan Avcı, köpeğinin depremin olduğu gün 04.00'te kendisini tırmalayarak uyandırdığını belirtti.
Avcı, "tuvaleti gelmiştir" düşüncesiyle balkona çıkardığı köpeğinin sandalyeye çıkıp ulumaya başladığını ifade ederek, "Huysuzluk yapmaya başlayınca komşular rahatsız olmasın diye içeri aldım. O tekrardan balkona koştu ve yine ulumaya başladı. Yeniden içeriye aldım kucağımda huysuzluk ediyor, tırmalıyor ve dışarı çıkmak istiyordu." dedi.
O sırada sarsıntının başladığını, eşi ve kızının da yanına geldiğini anlatan Avcı, şöyle devam etti:"Kızım, Mihriban'ı sakinleştirmeye çalıştı ama korkmuş, ağlıyordu. Sarsıntının geçmesinin ardından karşı dairedekiler dolap düşmüş kapıyı açamıyorlardı, onları da kurtarıp aşağıya indik. Şimdi çadırda birlikteyiz, kucağımızda yatıyor. İlk üç gün hiç yemek yemedi, çok korkmuştu. Biliyor yani o anı yaşıyor sanki. Çadırda rahat, eve girdiği zaman ise çok huysuz."
Depremin ardından ilk üç gün eşi, kızı ve köpeği ile araçta kaldıklarını dile getiren Avcı, daha sonrasında gittikleri toplanma merkezinden AFAD görevlilerince çadır kente getirildiklerini söyledi.
Avcı, köpeğin aradan geçen zamana rağmen korkudan binaya giremediğini, en son bayram ziyareti için gittikleri yakınlarının evinde duramadığı için kızının onu dışarıya çıkardığını belirtti.Depremin üçüncü günü geldikleri çadır kentte devletin her türlü ihtiyaçlarını karşıladığını ifade eden Avcı, "Burada rahatız, en azından deprem olduğunda korkmuyoruz." diye konuştu.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
