Bu kapsamda, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü öncülüğünde çadır kentlerde birinci basamak sağlık hizmetlerinin oluşturulması, toplu alanların dezenfekte edilmesi, kemirgen ve haşerelere karşı ilaçlanması, köylerde sağlık taramalarının yapılmasının yanı sıra su kaynaklarına yoğun klor verilmesi, bölgede farklı noktalardan su örneklerinin toplanması, şüpheli ishal vakalarının düzenli takip edilmesi, bölgeye kuduz ve tetanos aşılarının dağıtılması gibi çalışmalar aralıksız sürdürülüyor.
Depremlerden etkilenen il ve ilçelerde saha epidemiyologlarından oluşan ekipler, salgın hastalık riskine karşı numune toplayıp düzenli analiz ediyor.
Analizler "İZCİ" sistemi üzerinden inceleniyor
Deprem bölgelerinden alınan bulaşıcı hastalık verileri ve yapılan analizler, Bakanlığın oluşabilecek salgınları izlemek amacıyla bir süre önce hayata geçirdiği bulaşıcı hastalık sürveyans ve erken uyarı sistemi "İZCİ" üzerinden anlık takip ediliyor.
Vaka bildirimlerinin elektronik ortamda anlık yüklenebildiği sistemle, bulaşıcı hastalıkların yayılımı takip edilerek tehdit oluşturan durumlarda gerekli koruma ve kontrol önlemlerinin alınması sağlanıyor.
Salgın hastalık saptanmadı
Bakanlık, ayrıca depremden en çok etkilenen bazı illerde elektrik kesintisi ve internet sorunları nedeniyle İZCİ'ye veri aktaramayan sağlık birimleri için de farklı bir izleme sistemi oluşturdu. Bu yolla da verilerin sisteme alınması sağlandı.
Bu kapsamda alınan veriler ve yapılan analizler sonucunda şu ana kadar herhangi bir bulaşıcı hastalık salgını saptanmadı.
Deprem bölgesindeki şebeke sularına yoğun klorlama
Uzmanlar sudan bulaşabilecek hastalıklara karşı 10 ilde şebeke sularını da sürekli takip ediyor. Şehirlerde suya yoğun klorlama yapılırken, farklı noktalardan düzenli alınan numunelerle bakiye klor ölçümleri ve mikrobiyolojik incelemeler yürütülüyor.
Afetlerden sonra görülebilecek bulaşıcı hastalıkları önlemek için kişisel hijyen, karbonmonoksit zehirlenmeleri, soğuğa karşı alınması gereken tedbirler, su dezenfeksiyonu, bit ve uyuz hastalığıyla ilgili broşürler hazırlanırken, şehirlerde uyuz tedavisi için de ilaç dağıtımı yapıldı.
Son verilere göre, 6-17 Şubat arasında deprem bölgesinde 8 bin 379 noktada bakiye klor ölçümü yapılırken bakiye klor yüzde 81,54 oranında uygun olarak saptandı. Mikrobiyolojik incelemelerde ise halk sağlığı laboratuvarlarında analizi tamamlanan 2 bin 632 su örneğinden yüzde 77'si "mikrobiyolojik olarak uygun" şeklinde raporlandı.
Olası risklere karşı çadır kentlerde içme suyu paketli olarak dağıtılırken, tankerle gelen kullanma suları da düzenli klorlanıyor. Bölgede döküntülü hastalık, akut bağırsak enfeksiyonları açısından salgın durumunun söz konusu olmadığı ifade ediliyor.
Bakanlık, depremden etkilenen illerde çadır kentler ve hastanelerde, çocukluk çağı aşılamalarına ilişkin de çalışmaları yürütüyor.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.