Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti;
Sevgili dava ve yol arkadaşlarım, AK Partimizin değerli mensupları, Kıymetli misafirler, salonumuzun dışında, ülkemizin ve dünyanın dört bir yanında gönlüyle, kalbiyle burada olan değerli kardeşlerim, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle, hürmetle selamlıyorum. Kongremizi teşrif eden saygıdeğer devlet başkanlarına, bakanlara ve parti temsilcilerine hoş geldiniz diyorum.
Hakka ve millete hizmet sevdasına, Türkiye sevdasına gönül veren herkes bedeniyle olmasa bile kalbiyle, ruhuyla, aşkıyla, sevdasıyla bu salondadır. Bu sevda, hayatımızın gayesi olan davamızı yüceltme sevdasıdır. Bu sevda, Türkiye Yüzyılını inşa etme sevdasıdır. Bu sevda, Türkiye Binyılına yürüyüş sevdasıdır. Bu sevda, şehitleri ve gazileriyle ecdadın emanetine sahip çıkma sevdasıdır. Bu sevda, “yok sayıldıkça daha çok var olanların” sevdasıdır. Bu sevda, kutsalları, ülkesi ve milleti için gözünü kırpmadan canını ortaya koyanların sevdasıdır. Bu sevda, ak saçlı ninelerimizin, ak sakallı dedelerimizin, gözleri umutla parlayan kadınlarımızın, erkeklerimizin, gençlerimizin sevdasıdır. Bu sevda, daha doğmamış bebeklerin, gelecek kuşakların sevdasıdır.
Bu sevda, her gün yeni bir umutla uyanan mazlumların, mağdurların sevdasıdır. Bu sevda, her seçimde sandıklardan partimizi birinci çıkaran ana kadememizin, kadın kollarımızın, gençlik kollarımızın, mahalle ve sandık temsilcilerimizin, velhasıl teşkilatımızın tüm mensuplarının, AK Parti’ye gönül veren herkesin, AK Parti ailesinin tüm üyelerinin sevdasıdır. Bu sevda, ülkemizin, milletimizin ve devletimizin beka mücadelesinin adı olan Cumhur İttifakının sevdasıdır. Bu sevda, bin yılda bu toprakları vatan yapan, Allah’tan başka kimseden korkusu olmayan, vicdanı ve irfanıyla, bilgisi ve görgüsüyle insanlığa örnek olan aziz milletimizin her bir ferdinin sevdasıdır.
Yoluna kurban olduğumuz bu sevda… Adana’nın, Adıyaman’ın, Afyonkarahisar’ın, Ağrı’nın, Aksaray’ın, Amasya’nın, Ankara’nın sevdasıdır. Bizi biz yapan; bir yapan, diri tutan, hayat veren bu sevda… Antalya’nın, Artvin’in, Aydın’ın, Ardahan’ın, Balıkesir’in, Bartın’ın, Batman’ın, Bayburt’un, Bilecik’in sevdasıdır. Kapılmaktan şeref duyduğumuz bu sevda… Bingöl’ün, Bitlis’in, Bolu’nun, Burdur’un, Bursa’nın, Çanakkale’nin, Çankırı’nın, Çorum’un, Denizli’nin, Diyarbakır’ın sevdasıdır. Uğruna varlığımızı adadığımız bu sevda… Düzce’nin, Edirne’nin, Elazığ’ın, Erzincan’ın, Erzurum’un, Eskişehir’in, Gaziantep’in, Giresun’un, Gümüşhane’nin, Hakkâri’nin, Hatay’ın sevdasıdır.
Kalbimizde sönmeyen bir ocak gibi tüten bu sevda… Iğdır’ın, Isparta’nın, İstanbul’un, İzmir’in, Kahramanmaraş’ın, Karabük’ün, Karaman’ın, Kars’ın, Kastamonu’nun, Kayseri’nin, Kırıkkale’nin sevdasıdır. Dilimize destan olan bu sevda; Kırklareli’nin, Kırşehir’in, Kilis’in, Kocaeli’nin, Konya’nın, Kütahya’nın, Malatya’nın, Manisa’nın, Mardin’in, Mersin’in, Muğla’nın, Muş’un sevdasıdır. Su gibi, ekmek gibi, aş gibi aziz bildiğimiz bu sevda… Nevşehir’in, Niğde’nin, Ordu’nun, Osmaniye’nin, Rize’nin, Sakarya’nın, Samsun’un, Siirt’in, Sinop’un, Sivas’ın sevdasıdır. Bize haysiyetli, basiretli, hamiyetli ve asil bir millet olduğumuzu hatırlatan bu sevda… Şanlıurfa’nın, Şırnak’ın, Tekirdağ’ın, Tokat’ın, Trabzon’un, Tunceli’nin, Uşak’ın, Van’ın, Yalova’nın, Yozgat’ın, Zonguldak’ın sevdasıdır.
Gönül coğrafyamızı kucaklayan bu sevda; Lefkoşa’dan Karabağ’a… Saraybosna’dan Sarı Irmak’a… Medine’den Semerkant’a… Kudüs’ten Kazan’a… Alp Dağlarından Altay Dağları’na… Adriyatik’ten Afrika’nın ortalarına kadar… Gerisinde binlerce yıllık tarih, kültür, medeniyet kardeşliği ve kader ortaklığı olan necip bir milletin sevdasıdır. kardeşlerimi bir kez daha muhabbetle selamlıyorum.
"Türkiye Yüzyılının muştusunu bir kez daha cümle aleme beraberce ilan edeceğiz"
Kuruluşundun bugüne AK Parti’nin temsilcisi olduğu sevdaya, davaya, yürüttüğü çalışmalara, verdiği mücadeleye destek olan, katkı sağlayan, fedakarca sorumluluk üstlenen herkese şükranlarımı sunuyorum. AK Parti çatısı altında ülkeye ve millete hizmet verip de ebediyete irtihal etmiş kardeşlerimizi rahmetle, minnetle yâd ediyorum. Bilhassa, ülkemizin üzerinde son dönemde oynanan en büyük oyunların tekmilinin birden sergilendiği 14 ve 28 Mayıs seçimlerindeki gayretlerinizi asla unutmayacağız. Bu seçimlerde, milli iradenin tecellisi için gece-gündüz çalışan her bir teşkilat mensubumuz ile milli iradeye sahip çıkan her bir vatandaşıma, buradan tekrar teşekkür ediyorum. Bu seçimlerde omuz omuza mücadele ettiğimiz Cumhur İttifakındaki her bir ortağımıza, ittifak partilerimize gönül veren kardeşlerimize hassaten teşekkürlerimi sunuyorum. İnşallah 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak mahalli idareler seçimlerinde bu kararlı tutumu tekrar sergileyerek, Türkiye Yüzyılının muştusunu bir kez daha cümle aleme beraberce ilan edeceğiz.
“Her dem yeniden doğarız, bizden kim usanası” diyen Yunus Emre’nin izinde… “Dün dünle gitti cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım” diyen Hazreti Mevlana’nın yolunda… “Lütfunu dilediğine vereceğini” buyuran Rabbimize ram olarak…Yeminli İslam ve Türk düşmanlarının ne dediğine bakmadan… Davamızın ve memleketimizin söz konusu olduğu her durumda, geri kalan her şeyi teferruat görerek durmadan, yorulmadan, usanmadan yolumuza devam edeceğiz.
"Sivil, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasayı inşallah ülkemize kazandıracağız"
Güven ve istikrar iklimini tahkim etmek, insanımızın refahını artırmak başta olmak üzere, milletimize verdiğimiz tüm sözleri yerine getireceğiz. Cumhurla Cumhuriyetin arasındaki duvarları yıktığımız gibi, Cumhuriyeti gerçek demokrasiyle kucaklaştıracak sivil, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasayı inşallah ülkemize kazandıracağız.
"Milletimizi, karamsarlığa sürüklemek isteyenlere izin vermeyeceğiz"
Depremle yıkılan şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmakla kalmayacak, deprem tehdidi altındaki tüm yerleşim birimlerini tekrar inşa ve ihya edeceğiz. Siyasi, sosyal, bireysel sapkın akımları destekleyerek milli bünyemizi, aile kurumumuzu, değerlerimizi yıkmayı hedef alan sinsi faaliyetlerin kökünü kurutacağız. Yarısı yalan, yarısı yanlış haberler ve beyanlarla milletimizi, özellikle de gençlerimizi karamsarlığa sürüklemek isteyenlere izin vermeyeceğiz.
"Kanlı canilerden döktükleri her damla kanın hesabını misliyle soracağız"
Sınırlarımız içinde ve dışında tek bir insanımızın dahi burnunun kanamasına, onurunun zedelenmesine, hayallerinin gölgelenmesine rıza göstermeyeceğiz. “Terörü kaynağında kurutma” stratejimizi kararlılıkla uygulayacak, PKK’sından FETÖ’süne, DEAŞ’ından marjinal örgütlere kadar eli kanlı canilerden döktükleri her damla kanın hesabını misliyle soracağız. “Bir gece ansızın gelebiliriz” ikazının, vatanımızın bekasına kast eden alçakların yüreklerine saldığı korkuyu hiç eksiltmeyeceğiz.
"İşçi, memur ve emeklilerimize yeni müjdeler vermeye devam edeceğiz"
Bu ülkenin her bir vatandaşının, doğumundan ölümüne kadar “adalet, güvenlik, eğitim ve sağlık” başta olmak üzere her türlü hizmetten en üst düzeyde yararlanabilmesini sağlayacağız. Son 21 yıldır enflasyona ezdirmediğimiz işçi, memur ve emeklilerimize inşallah önümüzdeki dönemde yeni müjdeler vermeye devam edeceğiz. Emekli memurlarımızın maaşlarıyla ilgili bakanlığımız çalışmasını yapıyor. İlk Kabine toplantımızdan sonra yeni müjdemizi de inşallah emekli memurlarımıza açıklayacağız. Tüm dünyayla birlikte ülkemizi de olumsuz etkileyen hayat pahalılığı meselesini, gereken her türlü tedbiri alarak çözmekte kararlıyız.
Kaderini ülkesinin ve milletinin kaderiyle bütünleştirmiş bir partiye, bir kadroya ve bir ittifaka yakışan da budur. Bize düşen hak ve hakikat mücadelesini son nefesimize kadar sabırla sürdürmektir. Bugün buradaki birlikteliğimizi, işte bu ahdin ve azmin sembolü olarak görüyoruz. Rabbim bu kutlu mücadelede yolumuzu, bahtımızı açık eylesin… Rabbim bu meşakkatli yolda istikametini kaybedenleri de ıslah eylesin…
"Türkiye, yeni bir çağın, yeni bir dönemin eşiğindedir"
AK Parti, kadrosuyla, teşkilatıyla, programıyla, eser ve hizmetleriyle, milletimizi hayalleriyle buluşturan siyasetiyle ülkemizi bugünlere getirdi. Şimdi Türkiye, yine Cumhur İttifakının ve AK Partinin kılavuzluğunda yeni bir çağın, yeni bir dönemin eşiğindedir. Bu yeni dönemde, son iki asırdır bize dayatılan fiziki ve zihni sınırlara teslim olmayacağız. Gönlümüze dar gelen hudutlara sıkışıp kalmayacağız.
"Dünyanın yeni düzeninde belirleyici olarak yerimizi alacağız"
Sahibi Hak olduğu için zaferinin mutlaklığına tüm kalbimizle inandığımız davamızın bayrağını hep yükselteceğiz. Bu ufku önce Türkiye Yüzyılıyla aydınlatacak, ardından hedeflediğimiz asıl yere çıkartacağız. İnsanlığın geleceğine yön veren, ruhunu şekillendiren, yolunu çizen ne varsa, hepsine de kendi değerlerimizin, kendi ülkülerimizin, kendi sevdalarımızın damgasını vuracağız. İnsanıyla, tabiatıyla, teknolojisiyle her alanda dünyanın yeni düzeninde bize sunulana tâbi olarak değil, belirleyici olarak yerimizi alacağız.
Kuruluşumuzdan bugüne 22 yıldır yaptığımız her işi, ülkemize kazandırdığımız her eser ve hizmeti, bu büyük şahlanışın girizgâhı, dibacesi, besmelesi olarak görüyoruz. Ömrümüz yeterse biz, yetmezse gözlerindeki ışıltıyı, yüreklerindeki coşkuyu buradan bile görebildiğim gençlerimizin gayretiyle hedeflerimize mutlaka ulaşacağız. İnşallah, bu bayrak yarışında, son 21 yılda olduğu gibi, bundan sonra da en önde hep sizler yer alacaksınız.
Bazıları, nasıl olup da bunca zamandır partimizin girdiği her seçimden açık ara birinci çıkabildiğini bir türlü anlayamıyor. Hâlbuki ülkenin 21 yılda kat ettiği kalkınma ve demokrasi mesafesine baksalar, bu sorunun cevabını kendiliğinden bulacaklar. Maalesef bunların gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyor, dilleri var hakikati söyleyemiyor; kalpleri ve vicdanları zaten nasır bağlamış durumda… Şöyle azıcık gözlerini açsalar, kulaklarını kabartsalar, gönüllerinin pasını silseler, her şeyin farkına varacaklar.
Eğitime baksalar; Derslik sayımızı 343 binden 620 bine, üniversite sayımızı 76’dan 208’e yükselttiğimizi, okullarımıza 800 bin yeni öğretmen atadığımızı, üniversite öğrenci sayımızı 7,5 milyona çıkarttığımızı, yurt kapasitesini 950 bine ulaştırdığımızı, mesleki eğitimi güçlendirdiğimizi görecekler.
Sağlığa baksalar; Hastane yatak kapasitemizi 164 binden 268 bine ulaştırdığımızı, şehir hastaneleriyle hizmet kalitesini zirveye çıkardığımızı, sağlık sistemini baştan sona yenilediğimizi görecekler.
Adalete baksalar; Hâkim-savcı sayımızı 24 bine yaklaştırdığımızı, yargının yükünü azalttığımızı, adalet sisteminin altyapısını yenilediğimizi, yargıyı vesayetin güdümünden kurtarıp adına hüküm verdiği millete ram ettiğimizi görecekler.
Güvenliğe baksalar;İstiklalimize ve istikbalimize göz diken terör örgütlerinin, onları üzerimize salan emperyalistlerin heveslerini nasıl kursaklarında bıraktığımızı, sınır ötesi harekâtları ve 15 Temmuz gibi destanları nasıl yazdığımızı görecekler.
Sosyal yardımlara baksalar; Ülkemizdeki ihtiyaç sahibi her vatandaşımızın, her mazlumun yanında yer aldığımızı, engellileri eğitimden istihdama hayatın her alanında desteklediğimizi, kimsesizlerin kimsesi olduğumuzu görecekler.
Ulaştırmaya baksalar; Bölünmüş yol uzunluğumuzu 29 bin kilometreye, otoyol uzunluğumuzu 3 bin 630 kilometreye, tünellerimizin adedini 486’ya, havalimanlarımızın sayısını 57’ye çıkardığımızı, ülkemizi hızlı trenle tanıştırdığımızı, internet ve e-devlet gibi haberleşme devrimleri gerçekleştirdiğimizi görecekler.
Enerjiye baksalar; Kurulu gücümüzü 105 bin 417 megavata yükselttiğimizi, Karadeniz’de tarihimizin en büyük doğalgaz keşfini yaptığımızı ve bunun sevincini faturalardaki indirimle milletimizle paylaştığımızı, yenilenebilir enerji yatırımlarıyla ülkemizi öne geçirdiğimizi görecekler.
Tarıma baksalar;Çiftçilerimize güncel rakamıyla 844 milyar lira tarımsal destek verdiğimizi, baraj sayımızı 992’ye, hidroelektrik santrali sayımızı 740’a, içme suyu tesisimizi 386’ya, sulama tesisimizi 3 bin 400’e çıkardığımızı, orman varlığımızı artırdığımızı görecekler.
Ticarete baksalar; İhracatımızı 36 milyar dolardan her ay rekor kırarak 254 milyar dolara yükselttiğimizi, böylece istihdamı ve üretimi sürekli güçlendirdiğimizi, turizmde 51 milyonun üzerinde turist ve 46,5 milyar dolar turizm gelirine nasıl ulaştığımızı görecekler.
Ekonomiye baksalar; Maruz kaldığımız tüm tuzaklara ve yaşadığımız sıkıntılara rağmen ülkemizi 1 trilyon doların üzerinde milli gelire çıkardığımızı, satın alma paritesine göre dünyada 11’inci sıraya yükselttiğimizi görecekler.
Sanayiye baksalar;Ülkemizin artık 90 milyar doları bulan proje büyüklüğüyle savunma sanayinde dünyanın önde gelen aktörleri arasına girdiğini, faaliyete geçirdiği 163 yeni organize sanayi bölgesi, 37 endüstri bölgesi, 100 teknoparkıyla küresel bir üretim üssü haline geldiğini görecekler.
Çevre ve şehirciliğe baksalar; Teslim ettiğimiz 1 milyon 158 bin ve inşası süren 413 bin konutla, 81 ilimize yayılan 81 milyon metrekare millet bahçeleriyle, dünyaya örnek olan sıfır atık uygulamalarıyla, deprem bölgelerini yeniden ayağa kaldırma çalışmalarıyla kendimizle yarıştığımızı görecekler.
Çalışma hayatına baksalar; Asgari ücreti 184 liradan 11 bin 402 liraya, en düşük emekli maaşını 64 liradan 7 bin 500 liraya çıkardığımızı, istihdamı 32 milyona yaklaştırdığımızı, çalışma şartlarını iyileştirdiğimizi görecekler. Velhasıl hangi alana baksalar; büyüyen, güçlenen, itibarı artan, refahı yükselen, huzuru ve güvenliği tahkim olan bir Türkiye görecekler.
Milletimiz, bu tarihi yürüyüşünde yanında olanlarla, kendisini yalnız bırakanları ve karşısında yer alanları hiçbir vakit unutmayacaktır. Bu ülkeye müstemleke muamelesi yapılırken seslerini çıkarmayan kimi siyasetçi ve aydın kesiminin, kendi politikasını belirleyip bağımsızca uygulayan Türkiye gerçeğini inkâr etmek için gösterdikleri çaba ibretliktir.
Ayaklarındaki prangaları parçalayıp atan Türkiye’nin paçasından çekiştirenlerin gayretleri beyhudedir. Siyasi ikballeri uğruna etnik köken, mezhep ve meşrep üzerinden milletimizin arasına nifak sokmaya çalışanlar, boşuna uğraşmasın… Bölgesel ve küresel denklemlerin anahtar ülkesi haline gelen Türkiye’nin, bu noktadan geriye dönüşü asla olmayacaktır. Bizim dilimiz artık sadece “Yüksel ki yerin bu yer değildir; dünyaya gelmek hüner” mısralarını terennüm edecektir.
"Büyük ve güçlü Türkiye’nin doğuşuna engel olamayacaksınız"
Bugün buradan bir kez daha ilan ediyorum: Büyük ve güçlü Türkiye’nin doğuşuna engel olamayacaksınız. Türkiye Yüzyılı’nın yükselişine engel olamayacaksınız. Türk Milletinin binlerce yıllık devlet ve medeniyet birikiminin inkişafına engel olamayacaksınız. Mazlumların ahıyla çınlayan yeryüzünün adalet ve merhametle yeniden dirilişine engel olamayacaksınız. İnsanlığın ortak sesi haline dönüşen hak ve hakkaniyet mücadelemizin yayılışına engel olamayacaksınız. Dünyada asırlardır süren sömürge ve zulüm düzeninin çöküşüne engel olamayacaksınız.
Çünkü Cumhur İttifakı dimdik ayaktadır. Çünkü Cumhuriyetin yüz akı, Türkiye’nin ortak aklı AK Parti, kadroları ve müktesebatıyla dimdik ayaktadır. Çünkü aziz milletimiz, iradesi ve kararlılığıyla dimdik ayaktadır. Dünya yıkılsa, âlem üstümüze gelse, “gök girse kızıl çıksa”, Allah’ın izniyle biz bu davadan, bu yoldan, bu mücadeleden asla geri dönmeyiz.
AK Parti, Türkiye’nin, kendi iradesiyle kendini sürekli yenilemeyi başarabilen en büyük siyasi organizasyonudur. Bunun için AK Parti’nin her kongresi bir değişim rüzgârına şahit olur. Bunun için her milletvekili seçimi, AK Parti açısından bir değişim esintisi, bir yenilenme heyecanı eşliğinde gerçekleşir. Bunun için her mahalli idareler seçimi, AK Parti veçhesinde yeni seslerin, yeni yüzlerin, yeni isimlerin temayüz vesilesi haline dönüşür.
Ana kademesiyle, kadın kollarıyla, gençlik kollarıyla partimizin tüm kadroları, hem kendi içinde, hem de dışarıdan beslenerek kendini sürekli diri, dinamik, üretken tutar. Kuruluş yıllarımızda ve daha sonraki dönemlerde il ve ilçe teşkilatlarımızda, kadın ve gençlik kollarımızda görev alan arkadaşlarımızın serencamını yakından takip ettim. Bu arkadaşlarımız sorumluluk üstlendikleri teşkilat kademelerinde yetiştikçe, piştikçe, kendilerini geliştirdikçe hep daha üst basamaklara yürüdüler.
Kimi milletvekili, kimi belediye başkanı, kimi genel merkez yöneticisi, kimi bakan veya bakan yardımcısı, kimi benzer görevler üstlendi. Aralarından rotayı iş dünyasına, bürokrasiye, sivil toplum faaliyetlerine çevirerek, oralardaki başarılarıyla göğsümüzü kabartanlar çıktı. Bugünkü kongremizde de Merkez Karar ve Yönetim Kurulumuzla, diğer genel merkez organlarımızla aynı heyecanı tekrar yaşayacağız. Kurullardaki görevlerine devam edenler yanında, yeniden ve ilk defa bu kademelerde vazife üstlenecek arkadaşlarımızı da göreceğiz.
"Durgun su kirlenmeye ve yosun tutmaya mahkumdur"
AK Parti olarak kendi içimizdeki bu değişim ruhuna sahip çıktığımız sürece, Allah’ın izni ve milletimizin desteğiyle, daha nice zaferlerin, nice başarıların bizi beklediğine inanıyorum. Ne zaman ki, değişim irademizi kaybederiz, işte o vakit bir kısırdöngüye düşeriz. Biliyorsunuz, akan ve sürekli yeni katılımlarla kendini yenileyen bir nehir, hep temiz kalır. Buna karşılık, durgun su kirlenmeye ve yosun tutmaya mahkûmdur. AK Parti akan nehir olarak varlığını sürdürdüğü müddetçe, geçtiğimiz 22 yılın üzerine nice 22 yıllar ekleyerek yoluna devam edecektir.
"Siyasi ikballerini garanti altına almak için gösterdikleri çabanın binde birini ülkemiz ve milletimiz için sergilemiyorlar"
Değişimden uzaklaşırsak, tıpkı ülkemizdeki muhalefet partilerinin çoğu gibi, kendi içimizdeki kavga ve çekişmelerden, “küçük olsun benim olsun” zihniyetinin bünyemizi yiyip bitirmesinden kendimizi kurtaramayız. Lafa gelince “değişim” konusunda mangalda kül bırakmayanların, koltuklarını korumak uğruna düştüğü ibretlik halleri hepimiz görüyoruz. Seçim yenilgilerini dahi kırsal kesimden ve depremzedelerimizden başlayarak millete fatura edecek kadar kendilerini sorgulamaktan uzaklar. Siyasi ikballerini garanti altına almak için gösterdikleri çabanın binde birini ülkemiz ve milletimiz için sergilemiyorlar.
Biz, partimizi böyle bir duruma asla düşürmeyeceğiz. Bu partide hiçbir makam kimseye baki değildir. Aynı şekilde bu partide herkese her makamın kapısı hep açıktır. Her birimiz, bugün şu unvanla, yarın başka bir sorumlulukla, ama daima aynı feraset ve sadakatle, ülkenin ve milletin hayrı için çalışmakla mükellefiz. Mayıs ayında milletvekili olarak Meclis’e gelen arkadaşlarımızın her birinin bu anlayışla görevlerini yürüttüğüne inanıyorum.
Kongremizde, Merkez Karar ve Yönetim Kurulumuz ile diğer organlarımıza seçilecek arkadaşlarımızdan beklentim de, devralacakları hizmet bayrağını mümkün olan en yükseğe çıkarmak için çalışmalarıdır. Önümüzdeki Mart ayındaki mahalli idareler seçimlerinde görevlerine devam edecek veya yeni görev alacak belediye başkanlarımızdan, belediye ve il genel meclis üyelerimizden de aynı hassasiyeti bekliyorum.
Milletimizin umutlarını, gençlerimizin hayallerini hayata geçirme mesuliyetini üstlenmiş kadrolar olarak, başka türlü davranma lüksüne sahip değiliz. Üzerimizdeki vebalin büyüklüğünü anlamak için, milletimizin son iki asırda yaşadıklarına bakmamız yeterlidir. Kayıplarımız için hayıflandığımız, kazançlarımız için sevindiğimiz bu tarihi süreci yeni bir evreye taşımanın eşiğindeyiz. Ümidim; bir asır, iki asır sonra bugünleri değerlendirenlerin bizim için verecekleri hükmün, “Allah onlardan razı olsun” duasıyla bitmesidir.
Bugün için bize düşen görev, 22 yıldır AK Parti çatısı altında ülkemize ve milletimize aydınlık bir gelecek hazırlamak için çalışan, çabalayan herkesten “Allah razı olsun” demektir. Gelecekte aynı niyazın bize edilmesini sağlamak için daha çok çalışacağız, daha çok çabalayacağız, daha çok ter dökeceğiz. Bu zorlu mücadeleyi de inşallah kimseyi ayırmadan, hiç kimseyi dışarıda bırakmadan, kimseyi ötekileştirmeden, hangi görüşten olursa olsun 85 milyonun tamamını samimiyetle bağrımıza basarak yürüteceğiz. Rabbim bizleri millete ve memlekete hizmet yolundan ayırmasın diyorum. Bu duygularla, 4’üncü Olağanüstü Büyük Kongremizin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Kurullarımızda görev alacak arkadaşlarımızı tebrik ediyorum.
Kaynak: AA
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.