Okul yıllarında resme olan yeteneğini zamanla hat sanatına kaydırdığını anlatan Ören, "Çıraklık dönemimden beri çalıştığım 50 camiyi bulmuştur. İstifade ettiğimiz yer ecdadımızdır. Selçuklu ve Osmanlı sanatını en iyi şekilde harmanlayıp kendimizden de bir şeyler katarak daha iyisini yapmaya gayret gösteriyoruz. Bir cami yapılacak işçiliğine göre değişiklik gösteriyor, azami kubbe dahil 1,5 ayda tamamlıyorum. Fırçalarımız özeldir, hat işine özgü samur tüylerinden veya at kılındandır. Kalem işine uygundur." diye konuştu.
Her yeni camide kendini yeniliyor
Selçuklu motiflerine ayrı bir sevgi ve hayranlık duyduğunu ifade eden Ören, "Çalışmalarımda Selçuklu ağırlıklı motifler var ama Osmanlı tarzı da mevcut. Her yerde kendimizi yenilemeye çalışıyoruz. Ayrıca bu işin ehillerinin bizlere bıraktığı, sunduğu, kitaplardan, eserlerden, uygulamaların birleşimine kendi yorumumuzu katarak farklı çalışmalar yaparak işimizi daha ileriye taşımaya çalışıyorum. Daha önce yapılmamış, standart dışı yeni çalışmaları yapmaya gayret gösteriyorum." ifadesini kullandı.
Yalnız çalıştığını dile getiren Ören, camileri dantel gibi işlemenin verdiği mutluluğun hiçbir şeyle ölçülemeyeceğini vurguladı.
Ören, çalışmalarında en iyi örneklerin, Hatay Kırıkhan Ahmet Yesevi Camisi, Konya Altınekin Camisi, Konya Akıncılar Camisi olduğunu da sözlerine ekledi.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.