İklim değişikliğinin olumsuz etkilerini görmeye başladıklarını anlatan Tunçtürk, son 2 yıllık verileri incelediklerinde özellikle Doğu Anadolu Bölgesi'nde yağışların azaldığını, sıcaklığın da bir derece arttığını gözlemlediklerini vurguladı.
Tunçtürk, ocak, şubat ve mart dönemlerinde sıcaklığın mevsim normallerinin üzerinde olacağını bildirerek, yağışlar bakımından kurak bir döneme girildiğini, bu durumun birçok olumsuzluğu beraberinde getirdiğini aktardı.
Kuraklığın bölgedeki flora için tehdit oluşturduğuna işaret eden Tunçtürk, şunları kaydetti:"İki yıldır ülkemizin farklı bölgelerinde yaptığımız arazi çalışmalarında özellikle gölet, dere, baraj, sazlık, çayır ve meralarda su sıkıntısının olduğunu, göllerde diplerin görüldüğünü tespit ettik. Bölgede yağışın olmaması floradaki bitkileri de olumsuz etkiliyor. Son yıllarda iklim değişikliğinden kaynaklı bitkilerin çiçeklenme ve gelişim sürelerinde değişiklikler olduğunu, aşırı sıcaktan bitkilerin olumsuz etkilendiğini gözlemliyoruz. Kuraklık bu şekilde devam ederse 2050 yılında bitki türlerinin yüzde 10'unun yok olacağı tahmin ediliyor. Bu çok ciddi bir rakam. Doğada görmeye alışık olduğumuz birçok bitki türünü artık göremeyeceğiz. Bunların yerine istilacı bitkileri ya da kuraklığa toleransı daha fazla olan bitkileri göreceğiz."
"Sürdürülebilir hasat ilkelerinin ortaya konulması gerekiyor"
Tunçtürk, yağışların yetersiz olması ve sıcaklığın artmasının yem bitkilerinde verimin azalmasına yol açtığına değinerek, özellikle erken dönemde meralarda otlatma yapılmaması gerektiği uyarısında bulundu.
Bölgede nesli tükenen bitkilerin belirlenip koruma altına alınması gerektiğine dikkati çeken Tunçtürk, "Kuraklık ve iklim değişikliğine karşı eylem planlarının hazırlanması gerekiyor. Doğal floradaki biyoçeşitliliğin olduğu alanlarda sürdürülebilir hasat ilkelerinin ortaya konulması, aşırı kuraklıktan dolayı sanayide, tarımda ve günlük hayatımızda suyu etkili ve tasarruflu kullanmamız lazım. Tarımsal sulamalarda kısıtlı sulama tekniklerini hayata geçirmemiz şart. Bölgeye uygun ve az su isteyen bitkilerin üretimine geçilmesi önemli." değerlendirmesinde bulundu.
"Yeni dönem, bitkilerin de dengelerini değiştiriyor"
Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu da iklim değişikliğinin birçok olumsuzluğu beraberinde getirdiğini dile getirdi. Van Gölü havzasının korunması için eylem planına ihtiyaç duyulduğuna dikkati çeken Alaeddinoğlu, şunları kaydetti: "Her şeyden önce ortam sıcaklığı arttı. Sıcaklığın artmasıyla buharlaşma fazlalaştı. Bitkilerin ihtiyaç duyduğu topraktaki su da atmosfere karıştı. Yeni dönem, bitkilerin de dengelerini değiştiriyor. Kutuplara doğru sıcaklıkla birlikte geçişgenlik arttı. Bu da kış aylarında hiç karşılaşmadığımız ekstrem soğuklarla karşılaşmamıza neden oldu. Bu bitkiler için tehdit. Yaz aylarında hiç beklemediğimiz aşırı sıcaklıkları bir anda görebiliriz. Bu durum doğal ortamdaki bitkilerin zarar görmesine, hatta ortadan kaybolmasına neden olacak. Bitkiler buna adapte olmazsa büyük ölçüde alan kaybedecekler."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.