Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
"Bir kez daha zafere ulaşacağımızdan şüphe duymuyoruz"
Allah'ın izni, milletimizin desteği ve sizlerin gayretiyle 14 Mayıs seçimlerinde de hem Cumhurbaşkanlığında hem de milletvekilliğinde bir kez daha zafere ulaşacağımızdan şüphe duymuyoruz. Amacımız ülkemizin demokrasi ve kalkınma yolunda elde ettiği kazanımları Türkiye Yüzyılı'nın girizgahı yaparak milletimizi hayallerine kavuşturacağımız yeni bir dönemin kapılarını açmaktır.
"14 Mayıs destanını Cumhur İttifakı olarak beraberce yazacağız"
İşte bu kutlu mücadelenin son dönemeci olan 14 Mayıs destanını bir süredir yol yürüdüğümüz, aramıza yeni katılan ve katılacak olan dostlarımızla Cumhur İttifakı olarak inşallah beraberce yazacağız. Bu destanı yazmaya deprem yaralarını sararak yıkılan şehirlerimizi yeninden inşa ve ihya ederek başlayacağız. Tabii bu arada uzunca bir süredir hazırlıklarını yaptığımız yatırımları, istihdamı, üretimi, ihracatı katlayarak artıracak, insanımızın refahını yükseltecek programımızı da kararlılıkla uygulamayı sürdüreceğiz.
"Yaşanan kritik gelişmeler 14 Mayıs seçimini farklı bir yere taşımıştır"
Deprem felaketini hedeflerimizi öteleyen değil, tam tersine daha da güçlendiren bir vesileye dönüştürmek için daha çok çalışacak, daha çok gayret göstereceğiz. Elbette her seçim zordur. Her seçim hayatidir, her seçim önemlidir ama ülkemizin içinden geçtiği süreç, son deprem afetinin yol açtığı ağır kayıplar, bölgemizde ve dünyada yaşanan kritik gelişmeler 14 Mayıs seçimini farklı bir yere taşımıştır. Bu durumu karşımızda kurulan derme çatma ittifakın yapısına ve motivasyonuna bakarak rahatlıkla anlayabiliriz. Gerçi artık karşımızda bir ittifak değil, tıpkı eski Türkiye'de olduğu gibi tamamen kavga, ayak oyunu ve pazarlık üzerine kurulu bir koalisyon yapısı vardır.
"Bu koalisyonun gündeminde ülkenin ve milletin hiçbir meselesi yoktur"
İşe altılı olarak başlayan artık 8'li mi, 10'lu mu olduğu meçhul hale gelen bu koalisyonun yayınladığı 12 maddelik bildiri bile tek başına ülkemizin nereye sürüklenmek istendiğinin yazılı ispatıdır. Masanın altını üstüne getirme pahasına bay bay Kemal'i Cumhurbaşkanı adayı olarak gösteren bu koalisyonun gündeminde ülkenin ve milletin hiçbir meselesi yoktur. Ne depremin yol açtığı acılar ne depremzedelerimizin yürek sızıları ne de deprem yaralarının bir an önce sarılması ihtiyacı bunların gündeminde yer almıyor.
Küresel ve bölgesel krizlerin Türk ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin giderilmesine dair herhangi bir niyet, teklif, proje bunların gündeminde yer almıyor. Türkiye'nin 20 yılda kat ettiği gelişmeyi, büyümeyi, kalkınmayı sürdürmeye yönelik tek bir adım bunların gündeminde yer almadığı gibi tam tersine yapılanları yıkmayı vadediyorlar. Milletin sıkıntılarını çözecek, refahını artıracak, güvenliğini ve huzurunu güçlendirecek, hayallerini gerçekleştirecek hiçbir irade beyanı, hazırlık, program bunların gündeminde yer almıyor.
"Bunların gündeminde makam ve mevki paylaşımı var"
Sınırlarımızı tehdit edecek, birlik ve beraberliğimize gözünü dikecek kadar azan terör örgütlerinin başını ezmek için yürüttüğümüz mücadeleyi sürdürme kararlılığı bunların gündeminde yer almıyor. Peki bu koalisyonun gündeminde ne var? Bunların gündeminde sadece siyasi ihtiras var, makam ve mevki paylaşımı var, ülkenin kaynaklarının nasıl yağmalanacağı hesabı var, milli birlik ve beraberliğimizi bozma niyeti var, ülkemize ve insanımıza ağır maliyetleri olan eski Türkiye'yi geri getirme çabası var. Altılı koalisyonun güçlendirilmiş parlamenter sistem diye başladığı yolculuğun sonu önce kumar masasına, sonra at pazarlığından beter bir Cumhurbaşkanı yardımcılığı ve milletvekili paylaşımı kavgasına çıktı. Üstelik öyle bir kavga ki içinde tehditten rüşvete, hakaretten şantaja, aba altından değil alenen sopa göstermekten sürüden ayrılmaya kalkanları bindirilmiş kıtalarla linç ettirmeye kadar her türlü rezillik var.
"Bizansvari taht kavgalarını aylarca seyrettik"
Böyle 32 kısım tekmili birden entrikayı ne sinemada ne televizyon dizilerinde ne de romanlarda bulursunuz ama ülke olarak bunların Bizansvari taht kavgalarını aylarca, günlerce naklen seyrettik, satır satır okuduk, cümle cümle dinledik.
"Böyle bir faciaya izin veremeyiz"
Türkiye, Türk demokrasisi, milletimiz böyle hazin bir tabloyu hak etmiyor. Milletimize karşı sorumluluğumuzun gereği olarak ülkemizi bu içi karmaşık, arkası karanlık, şekli bozuk, yönü belirsiz, hırsı boyunu aşan koalisyonun insafına terk edemeyiz. Cumhuriyetimizin ilk asrındaki kayıpları ve kazanımları geride bırakarak Türkiye Yüzyılı'nı yükseltmek için hızlandığımız dönemde böyle bir faciaya izin veremeyiz. Depremde yakınlarını kaybeden, yıkılan evleri ve iş yerleri ile birlikte hayalleri de harap olan insanlarımızı tekrar hızla hayata bağlamak için yürüttüğümüz çalışmaların tehlikeye girmesine rıza gösteremeyiz. Kadınlarımızla ve gençlerimizle paylaştığımız, umutların, birlikte geliştirdiğimiz vizyonun bir avuç muhteris yüzünden elimizden kayıp gitmesine göz yumamayız. Bölgesinde ve dünyada yıldızı parlayan Türkiye'nin ışığını söndürmek, nefesini kesmek, dizlerinin bağını çözmek için ellerini ovuşturarak bekleyenlere zafer çığlıkları attıramayız.
Dualarını aldığımız mazlumların ve mağdurların uzunca bir aradan sonra yeniden birlik ve beraberlik ikliminde kucaklaştığımız dostlarımızın, kardeşlerimizin yüreklerine sızı saramayız. Bunun için her seçimde çalıştığımızdan daha çok çalışacağız. Bunun için her seçimde ulaştığımızdan daha çok insana ulaşacağız. Bunun için her seçimde kazandığımızdan daha fazla gönül kazanacağız. Aksi takdirde ülkenin ve milletin yaşayacağı büyük facianın vebali altında kalırız.
"14 Mayıs seçimlerine de aynı samimiyetle hazırlanıyoruz"
Biz bugüne kadar Allah'ın takdirinin üzerinde bir kader, milletin ferasetinin üzerinde bir güç, insanımızın basiretinin üzerinde bir terazi görmedik, tanımadık. Gayreti kendimizden, tevfiki Allah'tan bilerek 14 Mayıs seçimlerine de aynı samimiyetle hazırlanıyoruz.
"Müzikli mitingi ve benzeri klasik kampanya yöntemlerini kullanmayacağız"
Dün imzalayarak Resmi Gazete'de yayımladığımız seçimlerin yenilenmesi kararının ardından YSK seçim takvimini oluşturmaya başladı. Seçim kampanyamızı ülkemizin 11 ilinde büyük yıkıma yol açan depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza hürmetimizin ve mağdur insanlarımıza olan saygımızın gerektirdiği bir hassasiyetle yürüteceğiz. Daha depremin kırkı çıkmadan genel merkezleri önünde vur patlasın çal oynasın aday kutlaması yapanlar gibi kesinlikle olmayacağız. Müzikli mitingi ve benzeri klasik kampanya yöntemlerini kullanmayacağız. Aslında hep yaptığımız gibi insanlarımızla yüz yüze, kalp kalbe hasbihal edecek, yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı anlatacak, ortak hayallerimizi paylaşacak, umutlarımızı canlandıracağız.
"Programlarımızı, projelerimizi anlatacağız"
Türkiye için hemen şimdi diyerek 20 yıllık eser ve hizmet altyapımızın üzerine bina edeceğimiz programlarımızı, projelerimizi anlatacağız. Her bir şehrimiz için hemen şimdi diyerek doğusu ve batısıyla, kuzeyi ve güneyiyle, ülkemizin tamamını kalkındırma hedeflerimizi anlatacağız. Demokrasimiz için hemen şimdi diyerek temel hak ve özgürlüklerde ülkemizi getirdiğimiz seviyeyi daha ileri taşıma irademizi anlatacağız. Daha adil bir dünya için hemen şimdi diyerek umudunu bize bağlamış, gözlerini bize dikmiş tüm mazlumların gür sesi olmayı sürdüreceğiz. Sosyal devlet için hemen şimdi diyerek kadınlarımıza, gençlerimize, çocuklarımıza, yaşlılarımıza, engellilerimize, kimsesizlerimize hep yanlarında olduğumuzu gösterecek yeni adımlar atacağız. Üreten Türkiye için hemen şimdi diyerek çalışanlarımıza, esnaf ve sanatkarımıza, işletmecilerimize, girişimcilerimize, sanayicilerimize, ihracatçılarımıza daha çok destek vereceğiz. Velhasıl bu ülkenin her bir insanını hemen şimdi diyerek hak ettiği güçlü, güvenli, huzurlu, müreffeh Türkiye yolunda birlikte yürümeye, birlikte mücadele etmeye çağıracağız.
"Yardımcımız Allah, yoldaşımız milletimizdir"
Milletimizle bizim aramızda rahmetli Neşet Ertaş'ın, Anadolu irfanının göze dökülmüş o güzel ifadesiyle, "Kalpten kalbe giden gizli bir yol var, yeter ki biz bu yoldan sapmayalım" bu yolu açık tutalım, bu yolu her türlü taştan, dikenden, kirden, hesaptan ırak tutalım. Yardımcımız Allah, yoldaşımız milletimizdir.
"Tek bir an bile kaybetmeden her an sahada olmalıyız"
Seçim takvimi bize kısa bir süreye pek çok çalışmayı sığdırmamız gerektiğini gösteriyor. Sizlerden aday adaylığı müracaatlarından temayül yoklamalarına, seçim karargahlarından kampanya planlamasına kadar her konuda genel merkezimizle yakın iş birliği içinde hızlı bir çalışma yürütmenizi bekliyorum. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak özellikle il ve ilçe başkanlarımızla, onlarla beraber kadın ve gençlik kollarımızla, milletvekillerimizle, adaylarımızla tek bir an bile kaybetmeden her an sahada olmalıyız.
Seçim çalışması elbette evde, sokakta, hayatın içinde yapılır. Ama unutmayınız tüm bunların sonunda seçim sandıkta kazanılır. Bunun için sandıklara sıkı sahip çıkacak, en küçük bir kaçağa, göçeğe, hileye, hurdaya, meydan vermeyecek güçlü bir organizasyon kuracağız. Bugüne kadar genel merkezimizden mahalle temsilcilerimize, sandık üyelerimize kadar uzanan bir hazırlığımız zaten var.
Seçim gününe kadar bu hazırlığı tahkim edecek, varsa eksikliği hızla gidereceğiz. İnşallah önümüzdeki günlerde bu tür istişarelerimizi devam ettirerek beraberce 14 Mayıs'a hazırlanacağız. AK Parti'nin 16'ncı seçim zaferinin altında inşallah sizlerin imzası olacak. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
Kaynak: