Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Akçaabat Adalet Sarayı'nın temel atma töreninde, Karadeniz'in lider şehirlerinden Trabzon'da bulunmaktan dolayı mutlu olduğunu ifade ederek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını katılımcılara iletti.
Trabzon'un her daim Erdoğan'a destek olduğunu vurgulayan Tunç, "Trabzon hep reisinin yanında oldu. En son yapılan seçimlerde Trabzon'da ve Akçaabat'ta yüzde 70 oranında güçlü bir destek sağladınız. Her seçimde burada milli iradenin yanında, Türkiye Yüzyılı'na omuz vererek hep destek oldunuz. Biz Akçaabat'ımıza ve Trabzonlu hemşehrilerimize şükran borçluyuz. İnşallah onların güvenine layık olabilmenin gayretiyle çalışmalarımızı sürdürmeye Cumhurbaşkanımızın liderliğinde devam edeceğiz inşallah." diye konuştu.
Bakan Tunç, Irak'ın kuzeyinde hain terör saldırısında şehit olan askerlere Allah'tan rahmet, millete ve ailelerine başsağlığı dileyerek, "Onların kahraman arkadaşları, onların kanlarını yerde bırakmamak için mücadeleye devam ediyorlar. Terörle mücadelede hiçbir zaman kararlılığımızdan taviz vermeyeceğiz. Hem terörün siyasi uzantılarıyla, hem onları tutan içte ve dışta küresel ne varsa maşalarıyla da mücadele etmenin gayreti içerisinde kararlılığımızdan zerre kadar taviz vermeden, ülkemizde milletimizin huzurunu bozan, güvenliğini tehdit eden terörün tüm unsurlarıyla çetin mücadelemiz hep devam edecek." ifadesini kullandı.
Filistin'de insanlığın gözü önünde çocuk ve sivil katliamı yapıldığını anımsatan Tunç, uluslararası kuruluşların etkisiz kalmaya devam ettiğinin altını çizdi.
Tunç, yıllardır İsrail tarafından Filistin topraklarının işgal edildiğini, mazlum insanların küçük bir alana sıkıştırılarak bombaların altında katliama maruz bırakıldıklarını vurguladı.
Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde, Filistin'in yanında olmaya devam edeceğini belirten Tunç, şöyle devam etti:
"Dünyada haksızlıklara ses çıkarmaya, adaleti savunmaya hep devam edeceğiz. Bugüne kadar 20 binden fazla Filistinli, maalesef İsrail'in saldırılarında şehit oldu ve bunun yüzde 70'i kadın ve çocuklardan oluşuyor. 8 binden fazla çocuk maalesef katledildi, insanlığın gözü önünde yapıldı. Koca koca dünya devletlerinin liderleri koşarak o katliamcılara, o Netanyahu'ya sarılarak, o katliama adeta destek verdiler. Bebekler kuvözlerde katledilirken, savaş gemilerini yola çıkardılar. Maalesef savaş suçlularına destek olarak o savaş suçunun, soykırımın ortağı oldular. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi etkisiz kaldı. Bir üyenin, ABD'nin vetosuyla maalesef ateşkes önerileri kabul edilmedi. Hatta insani yardım önergeleri bile reddedildi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda 120 ülke 'ateşkes olsun' dedi, 14 ülke maalesef ateşkese 'hayır' dedi. Kendilerinin, insan haklarının savunucusu, demokrasinin beşiği olduğunu söyleyen o ülkeler, dünya tarihine kara leke olarak geçecek."
"Çağın ihtiyaçlarına cevap vermeyen temel kanunlarımızın tamamını yeniledik"
Yılmaz Tunç, Akçaabat'ın yeni bir adliye sarayı ihtiyacının daha önceki dönemlerde milletvekilleri tarafından takip edildiğini ve yatırım programına alınmasının sağlandığını söyledi.
Yapılan çalışmalarla ihale sürecinin tamamlandığını aktaran Tunç, "İnşallah adliye sarayımızı belirtilen süreden önce kazandırarak burada yargı hizmetlerimizin kaliteli ve etkin bir şekilde, avukatlarımızın, hakimlerimizin, savcılarımızın daha güzel fiziki bir mekanda vatandaşlarımıza hizmet vermelerini sağlamanın gayreti içerisinde olacağız. Biraz sonra temelini hep beraber atacağız. Kısa süre içerisinde tamamlanması için gayretimizi göstereceğiz." sözlerini sarf etti.
Tunç, adaletin tam anlamıyla tesis edildiği yerde insanlığın, toplumun ve devletin güçlü olabileceğine işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu:
"Adaleti tesis etmenin yegane yolu da hukuk devleti olmaktır. Hukuk devleti, tüm iş ve işlemleri yargı denetimine tabi olan devlettir. Bağımsız ve tarafsız yargı da hukuk devletinin olmazsa olmaz şartıdır. Tarafsız ve bağımsız yargının tesisi için de son 21 yıl içerisinde çok önemli adımlar attık, atmaya da devam ediyoruz. Özellikle vatandaşlarımızın yargı hizmetinden en etkin şekilde, en adil şekilde yararlanabilmesinin yolunu açmak için çok önemli çalışmalar yaptık. Özellikle yargı mensuplarımızın, savcı ve hakimlerimizin kürsüde uygulayacakları mevzuatı yeniledik. Çağın ihtiyaçlarına cevap verebilecek hale getirdik. 80 yıldan bu yana uygulanan ama artık çağın ihtiyaçlarına cevap vermeyen temel kanunlarımızın tamamını yeniledik. Artık çağın ihtiyacına cevap veren, Avrupa'nın da dünyanın da en yeni temel mevzuatına sahip ülke Türkiye. Bu mevzuatın uygulanacağı yerler de önemli. Bu fiziki mekanları da son yıllarda yeniledik, çok sayıda illerimize, ilçelerimize adalet sarayları kazandırdık ve kazandırmaya devam ediyoruz."
"Tüm bunlar aslında sessiz devrim sayılabilen değişiklikler ve reformlardı"
Anadolu'da görev yapan bir hakimin, Cumhuriyet'in 100. yılı için 2000'li yıllarda yazdığı mektubun Adalet Bakanlığı'na ulaştığını dile getiren Tunç, hakimin, 21 yıl önce kaleme aldığı mektubunda ülkenin ekonomik sorunlarının yanı sıra fiziki imkansızlıklara da değindiğini anlattı.
Tunç, hakimin mektupta, "Telefon ve bilgisayarım yok, sadece bilgisayar seçim hakiminde. İlçede de bir tane fırın var, öğleden sonra ekmek bulamazsınız. Memleket ekonomik kriz içerisinde. İnsanlar ekonomik krizden kurtulmaya çalışıyor. Şehre de bir minibüs gittiğinde onu kaçırdığımızda vilayetimize gitmekte zorluk çekiyoruz" yazdığını ifade ederek, "760 milyon lira maaş alıyorum diyor, tabi o zaman sıfırlar vardı. Dolara çevirdiğimizde bugün ki parayla 450 dolara tekabül ediyor. Yeni başlayan bir hakim, savcı maaşı. 'İnşallah geleceğe ve gençlerimize güveniyoruz, 2023'te Türkiye bundan daha iyi olacaktır' diyor." dedi.
Aradan geçen 21 yılda Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde önemli adımlar atıldığının altını çizen Tunç, mektupta paylaşılanların nereden nereye gelindiğinin önemli bir göstergesi olduğunu aktardı.
Tunç, reform sayılabilecek anayasa değişikliklerini hayata geçirdiklerini, darbe anayasasında vesayetçi ruhu tamamen kaldırabilmenin tümden bir değişiklikle yapılabileceğini belirtti.
Hakimler ve Savcılar Kurulu, Anayasa Mahkemesi ile Milli Güvenlik Kurulu'ndaki yapıların daha demokratik ve hukuk devleti ilkesine uygun hale getirildiğini anlatan Tunç, şunları kaydetti:
"Yargı birliğinin sağlanması, askeri yargının kaldırılması, askeri yargıtayın, askeri yüksek idare mahkemesinin, devlet güvenlik mahkemelerinin, özel yetkili mahkemelerin kaldırılarak yargı birliğinin sağlanması. Yani düşünün bir sivil kişi askeri mahkemede yargılanabiliyordu. Böyle bir demokrasi, böyle bir demokratik hukuk devleti olabilir miydi? Tüm bunlar aslında sessiz devrim sayılabilen değişiklikler ve reformlardı. Anayasamızda sıkıyönetim maddesi vardı, kaldırdık. 'Darbeciler yargılanamaz' diye madde vardı, bunu kaldırdık. Darbecilerin yargılanmasını sağladık. Tüm bu değişikliklerle, özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle de demokrasimizi, Cumhuriyetimizi güçlendirdik. Halkın doğrudan doğruya hükümetinin başkanını, devletin başını kendi eliyle seçebilmesi nedir? Cumhuriyettir. Birileri Cumhuriyet rejiminin, demokrasinin zayıflatıldığından bahsediyor. Halbuki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle, halkın doğrudan doğruya yürütmeyi belirlediği, aynı zamanda yasamayı da belirlediği yasama, yürütme, yargının kuvvetler ayrılığının birbirinden kesin çizgilerle ayrıldığı, ama birbirini denetlediği bir sisteme milletimiz geçti."
"Avukatlık stajına başlayabilmek için hukuk mesleklerine giriş sınavını kazanmak gerekecek"
Bakan Tunç, hakim, savcı ve avukatların güçlendirilmesiyle ilgili de çalışmalar olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunlardan birisi de hukuk fakültelerindeki eğitimin daha kaliteli hale getirilmesi. Bunu YÖK'le işbirliği içerisinde gerçekleştirmenin gayreti içerisindeyiz. Hukuk fakültesini bitiren genç kardeşlerimizin, hakim ve savcı olmak isteyen genç kardeşlerimizin öncelikle fakülte bittikten sonra bir ön elemeye tabi tutulmasını istiyoruz. Bu anlamda Meclisimizde yasası gerçekleşti. Yürürlüğe de 2024 yılından itibaren giriyor. Artık avukatlık stajına başlayabilmek için hukuk mesleklerine giriş sınavını kazanmak gerekecek. Hakimlik ve savcılık sınavına girebilmek için de yine bu sınavı kazanmak gerekecek. Sonrasında avukat olmak isteyenler avukatlık stajını yapacak. Hakim ve savcı olmak isteyenler de o sınavı kazandıktan sonra. Bundan sonra hakim ve savcı adaylığı yok, onu da kaldırıyoruz. İki yıl süren hakim ve savcı adaylığı yerine, üç yıl süren hakim savcı yardımcılığı sistemine geçtik. Üç yıl boyunca hakim ve savcı yardımcılarımız bir yıl Adalet Akademisinde eğitim görecekler. O akademide ara sınavları geçecekler ve iki yıl boyunca tecrübeli hakim ve savcılarımızın yanında çalışacaklar. Kürsüye çıkmadan önce gerek ilk derece, gerek istinaf, gerek Yargıtay tüm aşamaları tanımış, görmüş, teorisiyle, uygulamasıyla daha donanımlı, daha hazırlıklı bir şekilde kürsüye çıkarak adaletin hizmetinde olacaklar."
Adalet Akademisi programlarıyla kürsüye çıkan gençleri desteklemeye devam edeceklerini aktaran Tunç, şunları paylaştı:
"Yüzde 45'i 5 yılın altında kıdeme sahip, yüzde 70'i de 10 yılın altında kıdeme sahip, genç bir kadroya sahip yargı teşkilatımız. Adalet Akademimizin bünyesindeki programlar çerçevesinde gerek yüksek yargı mensuplarımızın, gerek akademisyenlerimizin orada sağlayacağı eğitim programlarına katılarak, onların bu programlara katılması da terfilerinde bir gösterge olarak sağlanacak. Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun teftiş mekanizmasını güçlendirerek vatandaşlarımızın adil yargılanma hakkının ihlallerinin önüne geçecek tedbirleri hep beraber almanın gayreti içerisinde olacağız. Teknolojinin bütün imkanlarını yargımızın hizmetine vermeye devam edeceğiz. UYAP, görüntülü duruşmalar ve SEGBİS ile yapay zekanın, yargının hizmetinde kullandırılmasıyla ilgili önemli projelerimiz var. Bunları da süreç içerisinde hayata geçirmenin gayreti içerisinde olacağız. Yargı reformu strateji belgelerimiz vardı önceki dönemlerde ve insan hakları eylem planımız vardı, bunları da güncelliyoruz. 2024 yılının başında, Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamasıyla beraber o belgelerdeki hedeflerimizi hızlı bir şekilde hayata geçirmenin gayreti içerisinde olacağız."
"Önceliğimiz deprem bölgesi"
Ülke genelinde her alanda önemli yatırımlar yaptıklarını kaydeden Tunç, deprem bölgesindeki şehirleri adeta yeniden ayağa kaldırdıklarını söyledi.
Tunç, yıkılan ve hasar gören binaların çoğunluğunun 20 yıl ve daha önceki yapılar olduğuna değinerek, "Önceliğimiz deprem bölgesi. 15 adliye sarayımız, kullanılamaz hale geldi. İki müstakil adliye sarayımız ağır hasarlı olduğu için yıkılmak zorunda kaldı. Tüm bunların ihale süreçlerini Malatya'dan Adıyaman Besni'ye varıncaya kadar tamamladık ve temel atma aşamalarına getirdik. Hızlı bir şekilde deprem bölgesini yeniden inşa ediyoruz, şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırıyoruz. Oradaki çalışmalarımız hızlı bir şekilde devam ederken, diğer illerimizdeki yatırım programlarımızı unutmuyoruz." dedi.
Bakan Tunç, 16 hakim ve 5 savcının görev yapacağı Akçaabat Adalet Sarayı'nda, 9 duruşma salonunun yer alacağını dile getirdi.
Araklı, Of, Çaykara, Maçka, Tonya ve Vakfıkebir adliyelerinin hükümet konaklarının içinde hizmet verdiğine işaret eden Tunç, "Bizim hükümetlerimiz döneminde 41 bin 277 metrekare kapalı alana sahip olan Trabzon merkez adalet binamızı 2013 yılında tamamlamıştık. 2011'de Sürmene adalet binamız tamamlanmıştı. Yine 2011'de Trabzon Adli Tıp Grup Başkanlığı binamız tamamlanmıştı. Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi de restore edilerek yeni binasına kavuşmuştu. Biz bu yatırımlarla yetinmiyoruz, yeni yatırımları planladık." diye konuştu.
Tunç, bu kapsamda eski cezaevinin bulunduğu arsa üzerine temelini atacakları ve 14 bin 869 metrekare kapalı alana sahip olacak Akçaabat Adalet Sarayı'nın, ilçeye hayırlı olmasını temenni etti.
Trabzon'un diğer ilçelerinde de adalet yatırımlarını sürdürdüklerini belirten Tunç, "Bu kapsamda Vakfıkebir adalet binamızın 9 Ocak'ta proje ihalesini gerçekleştireceğiz. Vakfıkebir ilçemize hayırlı ve uğurlu olsun. Araklı adalet binamızın da yapım ihalesini gerçekleştiriyoruz Türkiye Yüzyılı'nın başında. Bir asrın sonunda Akçaabat'ın temeli, ikinci asrın başında da Araklı'nın yapım ihalesini gerçekleştiriyoruz. 6 bin 635 metrekare kapalı alana sahip olacak Of adalet binamızın proje çalışmalarına başladık." değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmaların ardından Bakan Tunç ve protokol üyeleri, butona basarak Akçaabat Adalet Sarayı'nın temelini attı.
Törene, Vali Aziz Yıldırım, Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu, Trabzon Cumhuriyet Başsavcısı Sedat Çelik, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Trabzon Milletvekili Mustafa Şen, AK Parti Trabzon milletvekilleri Yılmaz Büyükaydın ve Vehbi Koç, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Mustafa Erdem, AK Parti İl Başkanı Sezgin Mumcu, İl Emniyet Müdürü Murat Esertürk, Trabzon Baro Başkanı Duygu Keleş Aydın, yargı mensupları, diğer ilgililer ve vatandaşlar katıldı.
Kaynak: AA