'ULUSLARARASI ADLİ İŞ BİRLİĞİNİN ÖNEMİ ARTMAKTADIR'
Tunç, ticaret, sanayi, turizm, ulaşım ve savunma gibi alanlar dışında devletlerin yoğun etkileşim ve diyalog içerisinde bulunduğu alanlardan bir diğerinin de hukuk ve yargı alanı olduğunu belirterek, "Devletler arasındaki bu etkileşimin hukuk ve yargı boyutuyla uluslararası zemindeki yansıması da adli iş birliğidir. 21’inci yüzyılda işlenen suçlar, örgütlü olarak sınır aşan bir niteliğe bürünmüş ve daha kolay işlenebilir hale gelmiştir. Suçtan elde edilen varlıklar elektronik ortamda rahatlıkla taşınabilmekte ve bir ülkeden başka bir ülkeye rahatlıkla aktarılabilmektedir. Özellikle sınır aşan suçların ve terörist eylemlerin hızlı artışıyla, bu suçlarla mücadelede karşılaşılan zorluklar sadece ülkemiz için değil tüm dünya için önemli bir sorun teşkil etmektedir. İşte bu noktada uluslararası adli iş birliğinin önemi gün geçtikçe daha da artmaktadır. Bakanlık olarak terörle ve sınır aşan suçlarla mücadele ve adli iş birliği konularında diğer ülkelerle ilişkilerimizi artırmak için çalışmalarımız hızla devam ediyor" ifadelerini kullandı.
Sınır aşan suçların geniş yelpazedeki çeşitliliği ve karmaşıklığının, devletlerin bu suçlarla münferit olarak mücadele etmelerini zorlaştırdığına dikkat çeken Tunç, "Bu tablo içinde, yabancılık unsuru taşıyan her türlü suç ve suçlulukla etkin biçimde mücadele, devletlerin kendi imkan ve kabiliyetlerini aşan boyutlar kazanmıştır. Bu nedenle terör ve organize suçlarla mücadelede uluslararası adli iş birliği, çok daha fazla önem kazanmıştır. Türkiye olarak şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da adli iş birliği konusunda uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerimizi yerine getirmekte kararlıyız" dedi.
'TERÖRLE MÜCADELENİN EN ETKİLİ AYAĞI ADLİ YARDIMLAŞMADIR'
Tunç, terörle mücadeleyi tüm boyutlarıyla, hak ve özgürlük mücadelesi olarak gördüklerini ve bu nedenle de tüm terör örgütlerinin kökünü kurutma konusunda kararlı olduklarını vurguladı.
Terörle mücadelenin hukuk zeminindeki önemli bir boyutunun da ülkeler arasındaki iade talepleri olduğunu ifade eden Tunç, şöyle konuştu:
"Türkiye olarak adli iş birliği konusunda uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklerimize şimdiye kadar samimiyetle uyduk. Bundan sonra da aynı ciddiyet ve kararlılıkla bu yükümlülüğümüze uymaya devam edeceğiz. Fakat aynı bakış açısını tüm dünyadan beklediğimiz gibi; tarihi, kültürel birçok ortak ve akrabalık bağımızın olduğu Türk Dünyası ülkelerinden özellikle beklediğimizin altını çizerek vurgulamak isterim. Çünkü; terör örgütleri ile hukuki mücadelenin en etkili ve önemli ayağı adli yardımlaşmadır. Suçluların iadesine ilişkin taleplerimiz konusunda Türk dünyası ülkeleri başta olmak üzere dünyadan, hassasiyet ve samimiyetle davranılmasını bekliyoruz. Bu çağrımıza olumlu cevap veren ülkelerin dostane ve yapıcı yaklaşımlarını memnuniyetle karşılıyoruz. Fakat söz konusu istisnalar dışında genel olarak tüm dünya, iade taleplerimiz konusunda üzülerek söylüyorum başarılı bir sınav vermemiştir. Tüm dünyayı bu çifte standardı sonlandırmaya davet ediyorum."
Tunç, Bakanlık olarak ileriki dönemlerde de uluslararası anlamda ikili ilişkileri adli yardım boyutuyla geliştirecek adımlar atmaya devam edeceklerini bildirdi. Tunç, adli iş birliğini daha ileri seviyelere taşımak, daha organize hareket etmek ve kurumsal yapımızı güçlendirmek adına çok taraflı sözleşmeler yapılmasını ve Türk yargı ağının kurulmasını hedeflediklerini de dile getirdi.
BİNALİ YILDIRIM: GAZZE'DE VAHŞET YAŞANIYOR
Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım ise, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına dikkat çekerek, "Maalesef Gazze’de bir vahşet yaşanıyor. Masum insanlar vahşice katlediliyor, insanlık ölüyor. Bugün bunlar yaşanabilir; ama bunların elbette bir gün hesabı sorulacak. Uluslararası Ceza Mahkemesi geçmişte Bosna'da yaşananların peşini bırakmadığı gibi bu savaş suçunu işleyenlerin de yaptıklarını yanına bırakmayacaktır. Adalet herkese lazım. Dolayısıyla bugün hiçbir hukuk tanımadan vahşice saldırmanın yarın bedelini ödeyeceğini herkesin bilmesi gerekiyor. Bu mesele meydana çıkınca, kardeş Azerbaycan'ın İsrail'i desteklediği gibi bir yalan ortaya atıldı. Bunun ne anlama geldiğini biz biliyoruz. Çünkü bu kara propagandayı ortaya çıkaranlar, Karabağ'dan karın ağrısı olanlardır. Filistin konusunda Azerbaycan'ın görüşüyle Türkiye'nin görüşünde zerre kadar fark yoktur" dedi.
Kaynak: DHA
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.