Yapılan tüm tarihi kazılarda medeniyetlerin hep verimli sulak tarım topraklarında kurulduğunun ortaya çıktığını ifade eden Kirişci, "Teknoloji ne kadarda ilerlerse ilerlesin mutlaka insanoğlu gıdaya ihtiyaç duymaktadır. Kovid-19 pandemisi ile Rusya-Ukrayna Savaşı, geçtiğimiz dönemde buna en iyi iki örnektir. Tarımsal üretim, sağladığı katma değerin yanı sıra ve sanayi için tedarik edilen ham madde açısından ekonominin çarklarının dönmesinde büyük fayda sağlamaktadır. Bu nedenle Bakanlık olarak tarım sektörünün durumunu analiz ederken geleceğe dönük sürdürülebilir politikalar üretmek zorundayız." diye konuştu.
Tarım ve orman sektörünün ve kırsal alanın geliştirilerek desteklenmesi için düzenlemelerin yapılmasına olanak sağlayan başta Tarım Kanunu olmak üzere birçok yasal düzenlemenin hayata geçirildiğini dile getiren Kirişci, gıda arz güvenliğini destekleyecek 15 kanunun yasalaştırıldığını belirtti.
"Dünyanın en büyük un ihracatçısıyız"
Türkiye'nin tarımsal üretimde dünyada ilk 10 ülke arasında bulunduğunu vurgulayan Kirişci, şöyle devam etti:"Dünyanın en büyük un ihracatçısıyız. Dünyanın en büyük ikinci makarna ihracatçısıyız. Tarımsal ihracatta söz sahibiyiz. 30 milyar dolar ihracat, 85 milyon nüfus, 52 milyon turist, 182 milyon hava yolu yolcusunun gıda ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Biz bu başarıyı nasıl sağladık? Üreticimizin rekabet gücünü artırmak ve üretim planlaması yapmak için çiftçimizi desteklememiz gerekiyordu. Son 20 yılda sektörü rekabet gücünü artıracak destek, hibe ve yatırımlarla kırsalı cazibe merkezi haline getirdik. Bu kapsamda, son 20 yılda reel rakamlarla 830 milyar lira tarımsal destek sağladık. Bu sayede üretimi ve verimliliği artırdık. İşletmelerimiz daha modern bir yapıya sahip olurken, çiftçimizin, yetiştirdiği hayvan ve üretimde kullandığı tohumdan aldığı verimle yüzü güldü."
"97 ülkeye tohum ihraç etmeye başladık"
Kirişci, son 20 yılda tarımsal üretimdeki desteklerle bitkisel üretimde Cumhuriyet tarihinin rekorunun kırıldığına dikkati çekerek, bitkisel üretimin yaklaşık 128,6 milyon tona çıktığını, bitkisel üretimde stratejik öneme sahip ürünlerdeki fark ödemesinde 5 olan ürün sayısının 18'e yükseltildiğini söyledi.
Sertifikalı tohumluk üretimin 9 kat artışla 1,4 milyon tona çıktığını belirten Kirişci, "İhtiyacımız olan sertifikalı tohumluğun yüzde 96'sı yurt içinden. 97 ülkeye tohum ihraç etmeye başladık." dedi.Tarımsal üretimin ana unsurunun toprak olduğunu, tarım alanlarının korunması için 9,3 milyon hektar büyüklüğündeki 440 büyük ovanın tarımsal sit alanı ilan edildiğini anlatan Kirişci, yeter gelirli arazi büyüklüğü düzenlemesiyle satış ve miras yoluyla tarım arazilerinin bölünmesini önlediklerini ifade etti.
"5 milyar 511 milyon lira desteklemede bulunacağız"
Kirişci, tarım sektörünün son 20 yılın 16'sında büyüme gösterdiğini belirterek şunları kaydetti:
"2023 yılı tarımsal destekleme bütçesi 57,6 milyar lira. Sadece bugün 5,5 milyar liralık tarımsal desteklemeleri çiftçimizin hesabına aktarıyoruz. Çiftçimize 5,1 milyar lirası yağlı tohum bitkileri olmak üzere 9 kalemde toplam 5 milyar 511 milyon lira desteklemede bulunacağız. Böylece 2023 yılında ödemesini yaptığımız, yapacağımız tarımsal destekleme bütçemiz 57,6 milyar liraya ulaşmıştır. Yani yılın üçte birini tamamlamadan 2023 yılı desteklemelerimizin yüzde 56'lık kısmını oluşturan 32,4 milyar lirayı çiftçimizin hesaplarını aktarmış olduk."
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, orman alanlarını genişleterek dünya ortalaması olan yüzde 30'un üzerinde çıkaracaklarını belirterek, "Orman yangınlarıyla etkin mücadele için hükümetlerimiz döneminde kurduğumuz hava filomuzu güçlendirecek, yapay zeka uygulamalarını yaygınlaştıracağız." dedi.
Kirişci, tarım sektörü temsilcileriyle bir termal otelde bir araya geldiği toplantıda, dünyada görülen küresel iklim değişikliği, salgın, savaşlar ve doğal afetlerin gıdanın önemini her geçen gün artırdığını söyledi.
Ülkelerin, artık tarımsal üretimde korumacı politikalar uygulamaya başladığını aktaran Kirişci, gelecek 30 yıl içinde, ülke nüfusunun yüzde 25 artacağını, artan nüfus, tüketiciler, gıda sanayicileri ve tarım ürünleri ihracatçıları açısından talep artışına neden olacağını dile getirdi.
Kirişci, artık devletlerin gıda konusunda daha çok korumacı bir yapıya bürünmeye başladığını kaydetti.
Ülkelerin gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun, dünya için tarım, ikamesi mümkün olmayan ve hayati önem taşıyan bir sektör olmaya doğru hızla ilerlediğini vurgulayan Kirişci, kendilerinin de artık tarımsal politikaları bu doğrultuda planladıklarını, vizyoner projelerle sektöre yön verdiklerini bildirdi.
Tarım-orman sürdürülebilirliği için vizyon projeleri belirlediklerini, hayata geçirmek için çalışmaya başladıklarını anlatan Kirişci, tarımsal örgütleri kendi aralarında yarıştıracaklarını söyledi.
"Büyükbaş varlığımız yüzde 86 artışla 188 bin başa çıktı"
Ülkede lif ve tohum üretimi amacıyla izinli olarak üretilen kenevir, yapılan değişiklikle ilaç etkin maddesi olarak da üretilebileceğine değinen Kirişci, "Uluslararası anlaşmalara uygun olarak halen haşhaş üretim ve işleme süreçlerini başarıyla yürüten TMO kontrolünde ilaç etkin maddesi için kenevir üretilmesi ve işlenmesi sağlanacak. Gerektiğinde ülke arz ve talep durumuna göre Cumhurbaşkanınca belirlenen kota doğrultusunda, TMO kontrolünde gerçek veya tüzel kişilere yaptırılabilecek, kenevir üretiminin tüm aşamaları etkin şekilde kontrol edilecek ve izlenecek." diye konuştu.
Büyükbaş varlığının yüzde 86 artışla 188 bin başa çıktığını, küçükbaş varlığının yüzde 55 artışla 1,2 milyon başa çıktığını belirten Kirişci, şöyle konuştu:
"Arılı kovan varlığımız yüzde 136 artışla 50 bin adete çıktı. Su ürünlerinde iç su avcılığı ve yetiştiricilik faaliyetleri yüzde 266 artışla 684 tona çıktı. Kırsal Kalkınma Alanında Genç Çiftçi Projesi kapsamında; 927 projeye 167 milyon lira hibe, ORKÖY kapsamında; 3 bin 891 aileye 321 milyon lira hibe ve kredi, IPARD-TKDK kapsamında ise bugüne kadar 1024 projeye 1 milyar 157 milyon lira hibe desteği sağladık. Kırsal Kalkınma Destekleri kapsamında ise bugüne kadar 370 projeye 424 milyon lira hibe desteği sağladık. Sulama alanında 86 projeyi hizmete alarak toplam 711 bin dekar araziyi sulamaya açtık. Bu sayede yaklaşık 2,1 milyar lira zirai gelir artışı sağladık. Arazi toplulaştırma faaliyetleri kapsamında ise toplam 13 yerleşim yerindeki 292 bin dekar araziyi toplulaştırdık. 229 derenin ıslahı ve taşkın projesini yaparak vatandaşların can ve mal güvenliğini sağladık."
Orman köylerde yaşayan vatandaşların gelirlerini artırmak amacıyla Gelir Getirici Orman Projesi kapsamında ceviz ve badem gibi ağaç fidanları dikerek gelir getirici ormanlar kurduklarını aktaran Kirişci, "Vatandaşları tabiatla buluşturmak maksadıyla, 1 milli park, 7 tabiat parkı, 2 tabiat anıtı, 20 devlet avlağı, 27 genel avlak, 2 yaban hayatı geliştirme sahası, 3 örnek avlak sahası, 1 tabiatı koruma alanı, 4 ulusal öneme haiz sulak alan tesis ettik." dedi.
Karadeniz doğal gazından gübre
Karadeniz'den çıkan doğal gaz ile Filyos Endüstri Bölgesi'nde 1 milyon 855 bin ton kapasiteli gübre fabrikaları kurulacağını vurgulayan Kirişci, şöyle devam etti:
"2023’te inşasına başlanacak olan fabrikaların, kısa sürede tamamlanması planlanmakta ve bu sayede sektöre 31,5 milyar lira sabit yatırım yapılacak. Bugünkü fiyatlarla yeni kurulacak gübre fabrikalarında üretilecek gübrenin maliyetinin 19 milyar liranın üzerinde olacağını öngörüyoruz. Kurulacak yeni tesislerle ülkemizin kurulu gübre kapasitesi yüzde 26 artarak 9 milyon tonun üzerine çıkacaktır. Kurulacak üre tesisiyle 2022 yılında yapılan 4 milyon 263 bin 896 ton gübre ithalatının yüzde 56'sını oluşturan 2 milyon 369 bin 530 ton üre gübresinde kurulu kapasite 550 bin tondan 1 milyon 131 bin tona çıkarak ithalata olan bağımlılığımız azalacaktır. Söz konusu tesislerde üretilecek gübre ülkemiz gübre tüketiminin üçte birini karşılayacak kapasitededir. Ülkemizde geçtiğimiz şubat ayında ilk defa görülen Sat-2 serotipi şap hastalığına karşı önemli bir mücadele yürüttük. 8 Mart 2023'de ülke genelinde kesim, ithalat ve ihracat amaçlı yapılan sevkler dışındaki hayvan hareketlerine kısıtlama getirdik. 37 günde sat-2'ye karşı aşı geliştirdik ve sahada uyguladık. Bu sayede hastalığı kontrol altına almayı başardık."
Son 20 yılda 85 milyon dekar sulanabilir arazinin yüzde 80'i olan 70 milyon dekarını sulanabilir hale getirdiklerini anımsatan Kirişci, Tarımsal Sulama Amaçlı Su Kullanım Hizmet Bedelinin Desteklenmesine İlişkin Karar ile 2023 yılı tarımsal sulama ücretlerinin yüzde 50'sinin devlet tarafından karşılanacağını kaydetti.
Yerinde tüketim anlayışını geliştirmek için Kent Tarımı uygulamalarını yaygınlaştıracaklarını anlatan Kirişci, "Jeotermal kaynaklarımızı kullandığımız gibi rüzgar, güneş ve biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklarımızı kullanarak Tarıma Dayalı OSB’lerin sayılarını artıracağız. Bu kapsamda önümüzdeki 5 yılda 5 milyon ton sebze üretip, 200 bin kişiye yerinde istihdam oluşturacağız. Yerli ve milli tohumculuğumuzu geliştirmek için İhtisas Tohum Üretim Bölgeleri oluşturacağız. Karadeniz doğal gazından yerli üre gübresi üretmeye başlayarak gübrenin dışa bağımlılığını azaltacağız." diye konuştu.
Kirişci, çiğ süt ve kırmızı et üreticilerimizin gelirlerini garanti altına alacak modeli hayata geçireceklerini söyledi.
Gençlere ve kadınlara ilave destekler sağlayacaklarını anlatan Kirişci, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ayrıca genç ve kadın çiftçilerin sosyal güvenlik primlerine destek olacağız. Orman alanımızı genişleterek dünya ortalaması olan yüzde 30'un üzerine çıkaracağız. Bütün illerde Millet Ormanları kuracağız. Orman yangınlarıyla etkin mücadele için hükümetler döneminde kurduğumuz hava filomuzu güçlendirecek ve yapay zeka uygulamalarını yaygınlaştıracağız. Arazi toplulaştırmada tescil edilen alan büyüklüğünü 68 milyon dekardan 100 milyon dekara çıkaracağız. Denizlere dökülen sularımızın, su potansiyelinin yetersiz olduğu iç bölgelere aktarılmasını yaygınlaştıracağız."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.