Erol Güngör ile anılarını anlatan Bilgin, Güngör'ün ''Türk Kültürü ve Milliyetçilik'' kitabını babasının kendisine lise öğrencisiyken hediye ettiğini söyledi.
Prof. Dr. Erol Güngör'ün yazdığı yazıları takip ettiğini anlatan Bilgin, "Türkiye'de aydınlar arasında iyi kötü, sağcı solcu demeden herkesin bildiği bir isim Erol Bey. Değer verdiği bir isim. Yani sevmeyenlerin de kıskanarak veya başka sebeplerle takip ettikleri bir isim. Onun için ben çok heyecanlandım hocamla ilk karşılaşmamızda." diye konuştu.
Bilgin, Güngör'ün Türk düşünce hayatındaki yerinin aydınlar arasında çok bilinmediğini ve tartışılmadığını belirterek, ''Maalesef Türk aydınları biraz duyarsız, ilgisiz, tembel. Biraz da aktüaliteye çok boğulmuş oluyorlar, politik tartışmaları çok daha fazla önemsiyorlar. Ben 17 yaşından beri milliyetçiyim. Erol Güngör Bey'i de aşağı yukarı o zamanlarda tanıdım. O zamandan beri takip ediyorum." dedi.
Vedat Bilgin, Türk düşüncesinin belli başlı büyük meselelerini, büyük düşünürlerini tanımak, onların üzerinde tartışmalar yapmak gerektiğini söyledi.
Güngör'ün batılılaşma ihanetine yönelik eleştirilerinin rastgele ve politik bir eleştiri olmadığını, aynı zamanda bilimsel bir yönü bulunduğunu vurgulayan Bilgin, "Batılılaşma ne diyor, 'Siz kendi kültürünüzü bırakın. Bir başka kültürü ikame edin kendi kültürünüze.' Kültür öyle bir eşya değil ki. İkame edemezsiniz. İkame edilecek bir eşya değil. Bunu diyenler kültürü anlayamayacak kadar cahiller." dedi.
Bilgin, sosyal bilimler metodolojisiyle kültürün anlaşılması konusunun Erol Güngör ile fikir hayatında önemli yer edindiğini, ancak fazla takip edilemediğini, kendisinin de yeterince takip edemediği için üzüldüğünü söyledi.
"Onun izinin genç akademisyenler tarafından sürülmesi gerektiğini düşünüyorum"
Öğrenciyken hocalarının, az gelişmişliğin kısır döngüsü teorisini anlatırken, Türkiye'nin buradan çıkma yolunun bulunmasına dair ümitsiz olduklarını belirten Bilgin, şöyle dedi:
"Şimdi çıktık oradan. Türkiye 1 trilyon dolarlık bir ekonomi haline geliyor. Türkiye bunu başardı. Daha başaracağımız çok şey var. Onun için bu öz güveni, tarih bilincini bize bilimsel sosyal bilimlerin tüm kavramlarını, teorilerini analiz ederek, onlardan yeni sentezler üreterek pekiştiren hocamıza şükran duyuyoruz. Onun izinin genç akademisyenler tarafından sürülmesi gerektiğini düşünüyorum."
Programın sonunda Bakan Bilgin, Güngör'ün eşi Şeyma Güngör ve katılımcılarla hatıra fotoğrafı çektirdi.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.