TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ HAKKINA SINIRLAMA VURGUSU
AYM kararında, dava konusu kuralda; bekçilerinin önleyici ve koruyucu görev ve yetkileri kapsamında konut, iş yeri ve araçların sahiplerinin noksan aldıkları tedbirlerin neler olduğunun açıklanmadığı belirtildi. Kararda, yeterli kanuni ilke ve çerçeveyi öngörmemesi nedeniyle kuralın belirsiz olduğu, kamu düzenini bozacak eylem ve durumların mahiyeti, boyutu ve sınırlarının neler olduğu belirlenmediği değerlendirmesinde bulunuldu. Ayrıca, 'kamu düzenini bozacak mahiyetteki gösteri, yürüyüş ve karışıklıkların önlenmesi amacıyla genel kolluk kuvvetleri gelinceye kadar önleyici tedbirleri alma' yetkisi veren düzenlemenin, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sınırlama getirdiğine vurgu yapıldı.
Mahkeme, kanunda bekçilere verilen, 'halkın sükun ve istirahatini bozanları ve başkalarını rahatsız edenleri engelleme' yetkisine ilişkin kuralı da iptal etti. İptal gerekçesinde, kuralda yer alan eylemlerin kabahat kapsamındaki eylemler olarak mı değerlendirileceği, engellemenin kapsamı, hangi yetkileri içerdiği ve sınırları konusunda bir belirleme bulunmadığı anlatıldı.
EL İLE DIŞTAN ARAMA YAPAMAYACAK
Bekçilere el ile dıştan kontrol yetkisi veren düzenleme de Anayasa’ya aykırı bulundu. Kararda söz konusu düzenlemenin, 'kişilerin özel hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına' sınırlama getirdiği kaydedilerek, kuralın hem belirsizlik içerdiği hem de keyfiliği önleyecek güvenceleri sağlamadığı belirtildi.
AYM’nin iptal ettiği maddeler arasında, bekçilere, 'görev bölgeleri içinde bulunan konut, iş yeri ve araçlar gibi malların korunmasında sahipleri tarafından noksan alınan tedbirleri tamamlattırma' yetkisi de yer aldı. Kararda, "Bekçilerin önleyici ve koruyucu görev ve yetkileri kapsamında konut iş yeri ve araç sahiplerinin noksan aldıkları tedbirlerin neler olduğu açıklanmadığı gibi, bu tedbirlerin tamamlanmasından ne anlaşılması gerektiği, bu yetkinin kapsam ve sınırları ile nasıl gerçekleştirileceğinin belirli olmadığı, yeterli kanuni ilke ve çerçeveyi ön görmemesi nedeniyle kuralın belirsiz olduğu sonucuna ulaşılmıştır" değerlendirmesi yapıldı.
BAKANLIK YÖNETMELİĞİNE BIRAKILAMAZ
Bekçilerin istihdamı ve işe alınmalarından sonraki hiyerarşilerine ilişkin düzenlemeler de iptal edildi. Mahkeme, bekçilerin istihdamı için 'İçişleri Bakanlığı'nca çıkarılan yönetmelikle belirlenen eğitim, yaş, sağlık ve fiziki yeterlilik gibi özel şartlar aranır' ve 'çarşı ve mahalle bekçisi olarak istihdam edilmek için İçişleri Bakanlığı'nca çıkarılan yönetmelikte belirlenen usul ve esaslara göre yapılacak giriş sınavında başarılı olmak şarttır' şeklindeki hükümleri de Anayasa'ya aykırı buldu.
ASTLIK-ÜSTLÜK İLİŞKİSİ
Kanunun 2'nci maddesinde yer alan ve bekçilerin amirlerinin meslek hiyerarşisi içinde belirlenmesini düzenleyen hüküm de iptal edildi. İptal kararında, söz konusu düzenlemede bekçilerin astlık-üstlük ilişkisi içerisinde mesleki hiyerarşideki konumları ve amirlerinin kimler olduğunun açıklanmadığı belirtilerek, "Amirlerinin nasıl ve hangi ölçütler dikkate alınarak tespit edileceği açık ve net biçimde ifade edilmediğinden belirli ve öngörülebilir nitelikte bir düzenleme içermeyen kural kanunilik ilkesine aykırıdır" denildi.
KİMLİK KONTROLÜ DEVAM EDECEK
Ayrıca, bekçilere, 'suç işlenmesi, suçun faillerinin ya da aranan kişilerin kimliklerini tespiti ile mevcut ve muhtemel tehlikeleri önleme' amacıyla kişileri durdurma ve kimlik tespiti yetkisi veren düzenlemenin iptal talebi ise reddedildi. Bekçilere, kimlik ya da belge göstermekten ve açıklamada bulunmaktan kaçınan ve yalan beyanda bulunulması nedeniyle kimliği belirlenemeyen kişileri 'tutma' yetkisi veren düzenleme de Anayasa’ya aykırı bulunmadı.
SİLAH KULLANMA YETKİSİNİN İPTALİ İSTEMİNE RET
Mahkeme, bekçilere silah kullanma yetkisi verilen düzenlemenin iptali talebini de reddetti. Ret kararının gerekçesinde, bekçilere bu yetki verilirken Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’na atıfta bulunulduğu belirtilerek, "Saldırıları etkisiz kılmak ve hakkında tutuklama, gözaltına alma zorla getirme veya yakalama emri verilmiş kişileri ya da suç üstü halinde şüphelileri yakalamak amacıyla silah kullanılabileceğinin hüküm altına alındığı, böylece yetkinin veriliş amacına aykırı ve orantısız şekilde kullanılmasını engelleyecek güvenceye yer verildiği görülmektedir" denildi.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.