Törende konuşan gazeteci ve yazar Ahmet Özdemir, aradan geçen yıllarda Aşık Veysel'in unutulmadığına dikkati çekerek, "Unutmuş olsaydık, onun adı okullara, mahallelere, sokaklara verilmezdi ve UNESCO da bu yılı ona adamazdı." dedi.
Özdemir, Atatürk'ün "Efendiler, hepiniz mebus olabilirsiniz, vekil olabilirsiniz, hatta reisicumhur olabilirsiniz fakat sanatkar olamazsınız." sözüne işaret ederek, "Aşık Veysel sevgisi giderek büyüyor. Bunun nedeni, Veysel'in gerçek anlamda bir halk şairi olmasıydı. 20. yüzyılın yeni Türkiye'sinde cumhuriyetçi bir halk aşığı oldu. Birlik, beraberlik, sevgi ve hoşgörü kaynağıydı." ifadelerini kullandı.
"Aşık Veysel'in tasavvufi yönünü keşfettim"
Aşık Veysel'in tasavvufi yönüne de dikkati çeken Özdemir, "Aşık Veysel'i araştırmaya başlayıp iç dünyasını keşfettikçe yeni şeyler buldum. Azerbaycanlı yazar Bahtiyar Vahapzade, Aşık Veysel'in tasavvuf tarafını keşfetmemi sağladı. Sonra anladım ki onun sesinde Ahmet Yesevi'den, Yunus'tan gelen bir tını var." şeklinde konuştu.
Ahmet Özdemir, Aşık Veysel'in yüzyıllardır süren ozanlık ve dervişlik geleneğini yaşattığına işaret ederek, "Bana göre Yunus'tan 700 yıl sonra Türk halkının bağrından Aşık Veysel'in sesi yükselmiş ve Yunus, onun aracılığıyla yeniden konuşmaya başlamıştır." değerlendirmesinde bulundu.
Aşık Veysel'e göre ayrımcılığın, Türk milletinin birliğinin temeline konulan en büyük dinamit olduğunu kaydeden Özdemir, "Ozanımız her zaman birliği öğütledi, hilenin zararlarını işledi ve ahlakın erdemini yansıttı." dedi.
Programda, müzisyenler Neşe Demir ve Tekin Büyükkaya, Aşık Veysel'in sevilen eserlerini yorumladı.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.