Forumun açılışında konuşan İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Türkiye'de bir ilk niteliği taşıyan Türkiye Ulus Markalama Forumu'nu gerçekleştirmenin mutluluğu ve gururunu yaşadıklarını belirterek alanında uzman yerli ve yabancı katılımcılarla gerçekleştirilen forumla ulus markalama alanında uluslararası bir etkileşim oluşturmak istediklerini söyledi.
Kamu, akademi, sivil toplum ve özel sektörden paydaşları bir araya getirerek Türkiye markasının gücüne güç katacak bir sinerji oluşturmayı hedeflediklerini vurgulayan Altun, "Forumumuzun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak temel hedefimiz olan Türkiye markasını güçlendirme doğrultusunda yürüttüğümüz faaliyetlere katkı sağlamasını temenni ediyorum" dedi.
Uluslararası düzeyde saygın uzmanları bir araya getiren forumda yaklaşık 42 panelist ve konuşmacının yer aldığını anlatan Altun, aynı zamanda Türkiye markasını temsil eden birçok ismi ağırladıklarını belirtti.
Tecrübeleri, birikimleri ve iştirakleriyle foruma katkı sunmak üzere Türkiye'nin marka şehri, medeniyetlerin beşiği İstanbul'a gelen katılımcılara teşekkür eden Altun, "Bildiğiniz üzere, ülkelerin kendilerini tanıtma ihtiyacı çok eski tarihlere uzanır. Bu ihtiyaç, özellikle bilgi-enformasyon çağıyla daha da önem kazandı ve 1960'larda 'kamu diplomasisi' kavramı ortaya çıktı. Devletlerin yanı sıra doğrudan ülke halklarına yönelik politikalar uygulamanın öneminin belirgin şekilde kavranmasıyla artan kamu diplomasi faaliyetleri, yumuşak gücün temel bir alanı haline geldi. Zaman içinde birçok unsurla beslenen yumuşak güç alanına 'ulus markalama' kavramı da dahil oldu. Ulus markalamayı, 'devletlerin belli bir imajı üretmek adına yaptıkları etkinlikler' olarak tanımlıyoruz” dedi.
"Sosyal medya platformlarının özgür olmadığı Twitter skandalında bir kez daha gözler önüne serildi"
"Ulus markalama" kavramının iletişim disiplini çatısı altında pazarlamadan uluslararası ilişkilere birden fazla alanı kapsadığını dile getiren Altun, bugün devletlerin küresel ekosistem içinde varlık göstermek, daha fazla yatırımcı ve turist çekmek, acımasız bir rekabete sahne olan uluslararası sistemde kendilerine yer edinmek, itibar kazanmak ve daha görünür hale gelmek üzere ulus markalama faaliyetlerini etkin olarak yürüttüğünü söyledi. Bu faaliyetlerin ciddi yatırım ve planlama yapıldığında büyük getiriler sağladığına dikkati çeken Altun, şöyle konuştu:
"Dijitalleşmenin yadsınamaz bir gerçek haline geldiği günümüzde sosyal medya platformları da marka mecraları anlamında kritik alanlar olarak karşımıza çıkıyorlar. Ancak bu platformların sanılanın aksine özgür, bağımsız ve tarafsız olmadıkları, çeşitli kereler karşımıza çıkıyor. En son Twitter skandalında bu gerçeği bir kez daha açık ve net bir şekilde gördük. Sabık Twitter yönetiminin içerik silme, engelleme, hesap kapatma gibi uygulamalarda kendi moderasyon sınırlarını keyfi olarak esnettiğini, içerik politikalarını kendilerine göre karşıt görüşlü kullanıcılara ve aktörlere karşı bir silaha çevirdiğini belgeleriyle gördük. Mevcut Twitter yönetimi bu belgeleri bütün uluslararası kamuoyuyla paylaşıyor. Bu tablo kişiler, toplumlar ve ülkeler açısından çok ciddi bir tehditle karşı karşıya olduğumuzu açık ve net bir şekilde gösteriyor. Bu skandal, sosyal medya platformları aracılığıyla bir ülke markasına dair algının nasıl yönlendirilebileceğini, hatta nasıl manipüle edileceğine dair ipuçları veriyor. Dolayısıyla ülke markasını güçlendirmekle birlikte onu bu gibi sistematik algı operasyonlarından korumak da hayati derecede önemli bir meseledir. Hakikatin ölümünün ilan edildiği 'hakikat ötesi' çağda, ulus markalama çabalarında da elbette en temel düsturumuz hakikat çizgisinden ayrılmamak olmalıdır."
“Ülkemizin potansiyelini dış dünyaya yansıtmaya gayret gösteriyoruz”
Uluslararası politik arenada, ülkelerin marka değerinin ekonomik ve siyasi ilişkiler açısından merkezi bir konuma yerleştiğini ve ülkelerin marka değerlerini kimlik ve itibar değerlerinin toplamının belirlediğini ifade eden Fahrettin Altun, "Marka, bir iletişim şeklidir. Bir değeri, diğerlerinden ayırt etmeye yarayan unsurların bütününü ihtiva eder. Markalama ise tanıtım ve reklamdan çok daha sofistike kurgulanması gereken bir alandır. İletişim teknolojilerindeki gelişmelerin küresel rekabetin yapısında yarattığı değişim, markalama faaliyetlerinde daha karmaşık ve özel kurgulanmış iletişim stratejilerine olan ihtiyacı da ortaya çıkardı. Kavramın adında da görüldüğü gibi, ulus markalama, ulusların topyekun çabasıyla yürütülen bir iletişim çabasıdır" diye konuştu.
Bir ülkenin marka değerini artıracak yegane marka elçilerinin, o ülkenin vatandaşları olduğunu işaret eden Altun, "İyi bir ajandaya sahip gönüllü vatandaş diplomatlar, bir ülke için dünyadaki en değerli marka yüzleridir. Türkiye Cumhuriyeti İletişim Başkanlığı olarak yürüttüğümüz kamu diplomasisi faaliyetlerinde gönüllü vatandaş diplomatlarımızı aynı zamanda birer kamu diplomasisi aktörü olarak görüyoruz. Kültürler arası etkileşimde ülkemizin potansiyelini dış dünyaya başarıyla yansıtmaya gayret gösteriyoruz" ifadelerini kullandı.
"Türkiye merkez ülke konumuna yerleşmiş durumdadır"
Dünyanın ciddi sınamalardan geçtiğini anımsatan Altun, şöyle devam etti: "Şubat 2022'den bu yana Rusya-Ukrayna arasında devam eden savaşın ciddi yansımalarıyla karşı karşıya olduğumuz bir gerçek. Her geçen gün giderek artan belirsizlik ve istikrarsızlık ortamı herkesin ortak meselesi konumunda. Bugün yeni bir düzen ihtiyacının çok daha yüksek sesle dile getirildiği zorlu bir süreçten geçiyoruz. İşte bu küresel sınamalardan başarıyla çıkan Türkiye, aynı zamanda bölgesel krizlerin ve küresel ihtilafların çözümüne katkı sunuyor. Biz de şunu defaatle açık ve net olarak ifade ediyoruz: Bu küresel belirsizlik çağında Türkiye sadece istikrar adası olarak öne çıkmıyor, aynı zamanda istikrarlaştırıcı bir güç olarak dünya barışına, esenliğine katkı veriyor. Türkiye olarak Rusya-Ukrayna savaşındaki arabuluculuk çabaları ve gıda krizinin çözümü için sağlanan tahıl anlaşmalarıyla tüm dünyada umuda hizmet etmenin gururunu yaşadık. Türkiye, ilkeli dış politikasıyla küresel barış ve istikrar için merkez ülke konumuna yerleşmiş durumdadır. Diplomasiden insani yardıma, sağlıktan çevreye inşa ettiğimiz Türkiye modelleri bugün dünyaya örnek olmuş durumdadır. Bu zincire Türkiye İletişim Modeli'ni de eklemenin gayreti içerisindeyiz."
"Çalışmalarımızı Cumhurbaşkanı'mızın lider marka kişiliğinden aldığımız özgüvenle gerçekleştiriyoruz"
Türkiye'nin özellikle son 20 yıldır birçok alanda önemli gelişmeler ve başarılar kaydettiğini söyleyen Fahrettin Altun, yatırımdan ticarete, sağlıktan eğitime, sürdürülebilir enerjiden teknoloji ve inovasyona, insani diplomasiden barış için arabuluculuk çabalarına kadar, bütün alanlarda atılan güçlü adımlarla bugün Türkiye'nin bölgesel bir güç, küresel bir oyuncu olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak Türkiye'nin gücünü itibarlı ve güvenilir bir markaya dönüştürmek ve bunu sürdürebilir kılmak üzere faaliyetler yürüttüklerini belirten Altun, şöyle konuştu:
"Bu noktada şunu bütün açıklığıyla vurgulamak istiyorum: Bugün Türkiye'nin en büyük ve en güçlü markası Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Biz de bu yoldaki çalışmalarımızı, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın lider marka kişiliğinden aldığımız özgüvenle gerçekleştiriyoruz. Hakikatin her geçen gün giderek daha da kaybolduğu günümüzde gerçeklere sahip çıkmak ve yaşatmak düsturuyla görev yapıyoruz. Türkiye'nin küresel çapta yürüttüğü barışçıl ve sürdürülebilir politikalarla daha yaşanabilir bir gelecek inşasına iletişim boyutunda katkı sağlamak üzere var gücümüzle çalışıyoruz. Binlerce yıllık köklü bir geçmişe dayanan medeniyet değerlerimizin ışığında Türkiye markasını güçlendirmek ve yurt dışında tanınırlığını artırmak için gerekli faaliyetlerin koordinasyonunu sağlıyoruz. Bu doğrultuda temel görevimizin, milletimize yakışır, nitelikli ve değerli çalışmalarla kültür ve değerlerimizi tanıtmak olduğu bilinciyle hareket ediyoruz."
"Karalama çalışmalarına karşı mücadele yürütüyoruz"
Devletin ve milletin geçmişten geleceğe başarı hikayeleriyle ulus marka değerini küresel rekabette daha da güçlendirmeyi hedeflediklerini açıklayan Altun, "Tüm dünyada Türkiye markasına ve Türkiye'nin uluslararası alandaki imajına zarar verecek karalama çalışmalarına karşı mücadele yürütüyoruz. Ülkemizin itibarının korunması ve yükseltilmesi için çok boyutlu bir gayret içerisindeyiz. Ülke markamızın güçlendirilmesi hedefi, 'Türkiye İletişim Modeli'nin merkezinde yer alıyor. 360 derece iletişim anlayışıyla işleyen bu modelde Türkiye markasını, iletişimin tüm safhalarıyla değerlendiriyor ve besliyoruz. Bunu yaparken de ulus marka kimliğimizi tüm değerleriyle yaşatmaya odaklanıyoruz. Çalışmalarımızda elbette Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 2023, 2053 ve 2071 vizyonlarının ayrılmaz parçası olan 'Güçlü Türkiye' markasına yönelik faaliyetlerin kurumsallaştırılması temel hedefimiz olarak öne çıkmaktadır" dedi.
"Ülkemizin adını 'Türkiye' olarak kullanmaya davet ediyoruz"
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak Türkiye markasını güçlendirme faaliyetlerinin kapsamını geçen mayıs ayında faaliyete geçirilen Türkiye Marka Ofisi Koordinatörlüğü ile genişlettiklerini anlatan Altun, şöyle devam etti:
"Türkiye Marka Ofisimizin yapmakta olduğu çalışmalarla bu alanda bütünlüklü bir strateji oluşturmayı hedefliyoruz. Uluslararası arenada 'Türkiye' adının kullanılması konusunda Cumhurbaşkanı'mızın öncülüğünde attığımız adım, bu stratejinin temelinde yer alıyor. Bu konuda farkındalık oluşturmak üzere çeşitli düzeylerde iletişim kampanyalarımıza devam ediyoruz. Bu vesileyle yurt dışından gelen konuklarımızı bu forumdaki konuşmalarından başlamak üzere ülkemizin adını 'Türkiye' olarak kullanmaya davet ediyoruz. Bunun yanı sıra Yunus Emre Enstitüsü ile yürüttüğümüz, uluslararası basın mensuplarına Türkçe eğitimi çalışmalarımız da devam ediyor. Bu çalışmalarla da Türkiye'de görev yapan uluslararası basın mensuplarının kültürel anlamda Türkiye'yi gerçek renkleriyle tanımalarını ve dünyaya daha doğru bir şekilde aktarabilmelerini amaçlıyoruz."
Türkiye’nin coğrafi konumu, tarihsel derinliği ve kültürel zenginliğiyle doğal bir marka statüsüne sahip olduğunu belirten Altun, şu ifadeleri kullandı: "Türkiye, devraldığı imparatorluk mirasıyla dini ve kültürel çeşitliliğiyle farklılıkların yüzyıllardır barış içerisinde yaşadığı bir toplumsal deneyimle müstesna bir ülkedir. Bu yönleriyle ülkemiz adeta renklerin ahenkli uyumunu yansıtmaktadır. Tarihin en eski çağlarında bir ticaret ve marka merkezi olan İstanbul, dünyada eşi benzeri olmayan bir marka şehirdir. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminden itibaren İstanbul'a yaptığı yatırımlar bu tarihi şehrin marka kimliğini güçlendirmiştir. Türkiye olarak ulus markalama faaliyetlerini de bütün paydaşlarla eş güdüm ve koordinasyon içinde yürütüyoruz. Sahip olduğumuz değerleri, köklü kültürel mirası ve ekonomik dinamizmi ulus marka kimliğimiz olarak belirledik ve küresel açıdan görünür kıldık. Bugün Türkiye gücünü keşfetmiştir ve birçok ürüne 'Made in Türkiye' imzası atarak marka kalitesini kanıtlamıştır. Bu güç, bugün tüm dünyada yankılanmaktadır. Bugün Türkiye, istikrarlı ve kararlı bir ulus marka mesajını, barış ve insanlık için üstlendiği politikalarla vermiş durumdadır. Bugün Türkiye hemen her alanda fikrine ve tecrübesine başvurulan, anlaşmazlıkların çözüm adresi olan bir orkestra şefidir. Bugün Türkiye, küresel krizlerin çözümü için aldığı inisiyatiflerle bir kahramandır. Türkiye, mazlumun yanında, zalimin karşısındadır. Türkiye, insanlığa hizmet eden değerlerin savunucusudur."
"Ulus marka kimliğimizi medeniyet değerlerimizin üzerine inşa ediyoruz"
Türkiye'nin bu gelişmeleri Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğiyle hayata geçirebildiğini ifade eden Altun, "İşte bu yüzdende diyoruz ki Türkiye'nin en güçlü markası Recep Tayyip Erdoğan'dır. İdeallerimizi hayata geçirirken, ulus marka kimliğimizi medeniyet değerlerimizin üzerine inşa ediyoruz. Ulusumuzun marka olan tüm dinamiklerini harekete geçiriyoruz. Cumhurbaşkanımızın lider marka kimliği de bu alanda bize yol göstermektedir. Türkiye bugün, küresel krizler karşısında proaktif duruşu, değerler ekseninde ürettiği diplomatik, siyasi, insani, askeri ve ekonomik çözümleriyle, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde markalaşmakta, uluslararası alanda gücünü ve kabiliyetini artırmakta, imkanlarını pekiştirmektedir" dedi.
Türkiye'nin bugün turizm diplomasisi sayesinde gelen kişi sayısı bakımından dünyanın ilk 10 ülkesinden biri olduğu bilgisini veren Altun, Türkiye'nin Best Airport 2022 anketinde İstanbul Havalimanı ile birinci sırada yer aldığını, gayri safi yurt içi hasıla bakımından dünyada insani yardım noktasında birinci, kalkınma yardımı konusunda ABD'den sonra ikinci sırada yer aldığını, uluslararası eğitim konusunda ise dünyada 5 ülkeden biri olduğunu aktardı.
"Türkiye Türkiye'den büyüktür"
Türkiye'nin Politik Olarak En Etkili Ülkeler sıralamasında da üst sıralarda yer aldığını vurgulayan Altun, konuşmasını şöyle tamamladı: "Günümüzde ulus markalama, uluslararası rekabette yer alabilmek ve ülkelerin gelecek hedeflerine ulaşabilmeleri için son derece önemlidir. Diğer yandan adil ve sürdürülebilir bir gelecek için bu alanda yapılan ve yapılacak yatırımlar da bir o kadar önemlidir. Forumumuzun bu perspektifte önemli çıktılar üreteceğine inanıyorum. Zira ulus markalama Türkiye açısından son derece kıymetli bir meseledir. Fakat Türkiye'nin marka değerinin daha da güçlü bir şekilde anlatılması sadece Türkiye'ye hizmet eden bir mesele değildir. Zira Cumhurbaşkanı'mızın ifade ettiği gibi, 'Türkiye Türkiye'den büyüktür.' Dolayısıyla Türkiye markasını güçlendirmek, Türkiye'nin barışa, uluslararası refaha kalkınmaya yaptığı, yapmakta olduğu yatırımları güçlendirmek anlamına gelir. Türkiye'nin itibarını daha da pekiştirmek bu anlamda uluslararası barışa yönelik yatırımları güçlendirmek anlamına gelir. Biz bu yaklaşımla bu perspektifle Türkiye marka ofisimizin koordinatörlüğüyle bu alana yatırım yapmaya devam ediyoruz. Bu vesileyle forumumuzun tüm dünyanın, Türkiye'nin gerçek renklerini keşfetmesine de vesile olmasını temenni ediyorum."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.