Her sabah erken saatlerde dükkanını açtığını belirten Kulcabay, “Mahalleden bir abimiz vardı. Aynı mahallede oturduğumuz abimiz gel seni meslek öğreneceğin bir işe arkadaşımın yanına verelim dedi. İşte biz de o gün bir başladık bugüne kadar devam etti. Yıllardır sarkaçlı saatleri tamir ediyorum” dedi.
“Otomatik veya pilli hiçbir saat yoktu”
Mesleğine kurmalı saatlerle başladığın anlatan saat ustası Üzeyir Kulcabay, “O zamanlar sadece kurmalı saatler vardı. Kuruyorsun çalışıyor sadece onlara bakardık. Otomatik veya pilli hiçbir saat yoktu. O zamanlar yine de işimiz güzel oluyordu. Bu süre zarfı bu şekilde devam etti. Sonra pilli saatler çıktı, daha sonra da otomatik saatler çıktı derken onlar da kendiliğinden öğreniliyor. Ama şimdi çıkan saatlerin çoğunu yapamıyoruz. O kadar karışık ki bir baskı altına bir çok tabaka yapmışlar söksen takılmaz. Şimdi iyi kötü pil takıyoruz bakımlarına bakıyoruz, idare edip gidiyoruz” şeklinde konuştu.
“Devamlı çalışan yok”
Mesleğinin son kuşağı olan Kulcabay, “Şimdi bazı gençler bana geliyor burada çalışalım mı diye. Tamam, güzel çalış diyorum, fakat okullar açılınca biz gideriz diyorlar. Şimdi evet okulları önemli ama bu çocukların meslek edinmesi için iki ay kadar süre yetmesi imkansız. Bir şey diyemiyorum ama devamlı çalışan yok. Çocukluktan aşılamak lazım çocuklara. Mesela ben bazen kendi çocuklarımı bırakıyorum buraya, fazla durmadan hadi baba ya diye canları sıkılıyor. Küçüklükten aşılamak lazım her şeyi” diye konuştu.
Kaynak: