Temelli, "Anayasa ihtiyacı belki de izlerini 1920'de, 1921'de yakalayabilir; toplumun çoğulculuğuna, bir arada yaşama iradesine uygun bir anayasayı bugün hayata geçireceksek, bu tarihe de çok ciddi anlamda sahip çıkmamız gerekiyor." dedi.
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, 27. Dönem'de 80 bin 651 soru önergesi verildiğini, 26 bin 773 önergenin cevaplanmadığını, 42 bininin süresi geçtikten sonra cevaplandığını belirterek, "cevap vermeyen bakana hesap sorulması" gerektiğini ifade etti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile gerçekleştirdikleri ziyarette, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un kendilerini bir saatin üzerinde dinlediğini, notlarını aldığını ve iyi bir yaklaşım gösterdiğini anlatan Başarır, "torba yasa" uygulamasına yönelik eleştirilerini dile getirdi.
Meclis İçtüzüğü'nün yenilenmesine ilişkin Kurtulmuş'un açıklamalarını anımsatan Başarır, "Gerçekten demokratik bir iç tüzük gelecekse, Meclisi eski hale getirecekse, konuşalım Başkanım. Mesela ne güzel söylediniz: 'Komisyonlar güçlenecek, Avrupa'da olduğu gibi komisyonlar canlı yayınlarla verilecek.' Basın video alamıyor ki şu anda; biz neyi konuşuyoruz?" değerlendirmesinde bulundu.
Başarır, komisyonları güçlendirmenin Genel Kurulun sesini kısmak anlamına gelecekse, bunu kabul etmeyeceklerini söyledi.
"Parlamento da yürütme de kafa olarak buna hazır değil"
Başarır, bağımsız bir yargı olmadığı sürece anayasa değişikliklerinin sözde kalacağını ve hiçbir faydası olmayacağını dile getirerek, "Eğer gerçekten bu parlamentodaki tüm gruplar, özgürlükçü bir anayasaya, güçlü bir parlamentoya, bağımsız bir yargıya inanıyorsa, o Adalet Bakanı'nı HSK'de oturtmayacak bir yapıya inanıyorsa; hakimlerin, savcıların kendi yönetimini seçtiği bir yapıya inanıyorsa konuşalım ama bence bundan başka her şey konuşuluyor. Maalesef ki parlamento da yürütme de kafa olarak buna hazır değil." değerlendirmesinde bulundu.
Komisyon toplantısından çıktıktan sonra, Gezi Parkı davası sanığı Can Atalay için Hatay'dan başlatılan "Özgürlük Yürüyüşü"ne katılan TİP Genel Başkanı Erkan Baş'ı Ankara girişinde karşılayacağını söyleyen Başarır, "Egemenliğin tek kişiden alınıp millete verildiği Cumhuriyet'in 100'üncü yılında bir milletvekili cezaevindeyse ve Yargıtay, Anayasa Mahkemesinin kararına direniyorsa; bugün o partinin milletvekilleri, genel başkanı, Hatay'dan Ankara'ya yürüyüp Ankara sınırlarına gelmişse, Meclis olarak çok şeyi düşünmeliyiz." ifadelerini kullandı.
"Parti devleti sisteminin en somut örneği"
İYİ Parti Grup Başkanvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu, Cumhuriyet'in 100. yıl kutlamalarının yüz yılda görülebilecek büyüklükte olmasını arzu ettiklerini ancak Türk milletine bu kutlamaların çok görüldüğünü iddia etti.
Dervişoğlu, "Cumhuriyetin 100'üncü yıl kutlamalarındaki anma programları akışından Mustafa Kemal'in ismini çıkararak, O'nu Türk milletinin kalbinden ve zihninden çıkaracağınızı zannetmeyiniz." dedi.
"Türkiye Yüzyılı" ifadesini de eleştiren Dervişoğlu, "Bundan önceki yüzyıl sanki Türkiye yüzyılı değilmiş gibi, Adalet ve Kalkınma Partisi hükümeti, kendi propagandası olan 'Türkiye Yüzyılı' sloganıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100'üncü yılı konseptini birleştirerek, memleketi sürüklemek istediği parti devleti sisteminin en somut örneğini ortaya koymaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
TBMM'de görev alan milletvekili danışmanlarının ve siyasi parti gruplarında danışman, büro görevlisi kadrosunda bulunan personelin maaş ve özlük haklarıyla ilgili sorunları olduğunu belirten Dervişoğlu, bu personelin TBMM'de açıktan sözleşmeli olarak görev aldığını, herhangi bir iş güvencesine sahip olmadığını anlattı.
Dervişoğlu, eski Meclis Başkanı Mustafa Şentop'un bu konuya ilişkin bir kanun teklifi sunduğunu anımsattı.
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle Meclis asıl fonksiyonuna kavuşturulmuştur"
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, Cumhuriyetin 100. yıl dönümünü kutladığı konuşmasında, "Devletimizin kurucusu, ilk Meclis Başkanımız, ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere kurucu kahramanları, şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet, şükran ve minnetle anıyorum." dedi.
TBMM'nin, hem bir asır önce hem de 15 Temmuz'da işgalcilere direnen, istila emirleri karşısında devleşen "gazi bir Meclis" olduğunu vurgulayan Kalaycı, milli hassasiyetlerin, milli gayelerin, milli birlik ve kardeşliğin ana karargahının yerinin de Meclis olduğunu dile getirdi.
Kalaycı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin merkezinde millet olduğunu, yürütmeyi ve yasamayı da doğrudan milletin seçtiğini dile getirerek, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle TBMM asıl fonksiyon ve vasfına kavuşturulmuştur." diye konuştu.
Kanun yapımında da Meclisin iradesinin ön plana çıkarıldığını ve yürütmenin Meclise sadece bütçe ve kesin hesap kanun teklifleri sunabildiğini, bütçe kanun teklifini aynen ya da değiştirerek onaylama yetkisinin ise yine TBMM'ye ait olduğunu dile getiren Kalaycı, "TBMM'nin bütçe yetkisinin devredildiği iddiaları boş ve asılsızdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi döneminin altıncı bütçesini görüşüyoruz. Uygulamadan da açık ve net görüleceği üzere Cumhurbaşkanı tarafından sunulan bütçe kanunu teklifi TBMM tarafından görüşülüp karara bağlanmaktadır. TBMM'nin bütçe yetkisinin devri asla söz konusu değildir." ifadelerini kullandı.
TBMM İçtüzüğü'nün yeni bir anlayışla ele alınması gerektiğini vurgulayan Kalaycı, MHP'nin daha demokratik, hızlı, etkin, şeffaf, katılımcı ve kaliteli bir yasama sürecinin ortaya çıkarılmasını sağlayacak yeni bir iç tüzüğün hazırlanması konusunda katkı ve destek vermeye hazır olduğunu bildirdi.
"Cumhuriyet sayesinde buradayız"
AK Parti Uşak Milletvekili İsmail Güneş, iki gün sonra Cumhuriyet'in 100. yılını kutlanacağını belirterek, hem ülkenin kurtuluşunda hem de akabinde Cumhuriyet'in ilan edilmesinde emek ve gayret sarf eden, canlarını feda eden şehitlere Allah'tan rahmet diledi.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına da şükranlarını sunan Güneş, Cumhuriyetin 100. yılını kutladı.
Cumhuriyete, yani halkı yönetecek kişinin halk tarafından seçilmesine kimsenin karşı çıkamayacağını ve cumhuriyet sayesinde burada olduklarını vurgulayan Güneş, şöyle konuştu:
"Fakat sizler eğer 'cumhuriyet' adı altında insanların giyim kuşam hakkına müdahale ediyorsanız, eğitim hakkını engelliyorsanız, kamu hizmeti almasını engelliyorsanız ve bunu da cumhuriyete dayandırarak yapıyorsanız, insanların karşı olduğu esas mesele budur. Yani cumhuriyetin kendisine asla karşı değildir. Cumhuriyet adı altında bazı kesimlerin diğer toplum kesimlerine dayatmalara karşıdır. Bu yıllar boyunca hep yanlış algılandı. 85 milyon hepimiz Cumhuriyet'in, bu ülkenin sahibiyiz. Dolayısıyla birlik ve beraberlik içinde bugüne kadar çok büyük mücadeleler vermişiz, ülkemizi buralara taşımışız. Buradan sonra bize düşen bunu daha ileriye taşımaktır."
Cumhuriyetin 85 milyon insanın tamamına ait olduğunu belirten Güneş, "Birlik beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bugünlerde bir grup başkanvekili maalesef farklı bir tutum sergilemiştir. 'Cumhuriyetimizin değerleriyle ilgili kavga ediyorsunuz' ithamını, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'le ilgili bize isnat edilen yakışıksız, seviyesiz iftiraları, Türkiye’nin yeni yüzyılı vizyonumuzla ilgili vizyonsuz tespitleri, 2023 yılı hedeflerimizi görmezlikten gelme basiretsizliğini reddediyoruz. Kendi beceriksiz ve sığ bakış açılarını örtmek adına yapılan bu yakışıksız kalkışma girişimlerinin tamamını reddediyoruz." dedi.
Kaynak: AA
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.