Ancak daha sonra ABD'de hem borç limiti krizi hem de Fed'e ilişkin endişelerin yatışması piyasalarda risk iştahını artırdı.
ABD Senatosu, borç limitinin artırılarak ülkenin temerrüde düşmesini önleyecek yasa tasarısını onaylarken, limitin 1 Ocak 2025'e kadar askıya alınmasını öngören tasarı, yasalaşması için ABD Başkanı Joe Biden'ın imzasına sunulacak.
Ülkede para politikasına ilişkin beklentiler de hafta başına göre önemli oranda değişim gösterirken, söz konusu gelişmede Fed üyelerinin sözle yönlendirmeleri etkili oldu.
Para piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed'in 14 Haziran'daki toplantıda yüzde 72 ihtimalle politika faizinde değişikliğe gitmeyeceği, yüzde 28 ihtimalle de 25 baz puanlık faiz artışına gideceği tahmin edilirken, piyasalarda gözler gelecek hafta yoğun veri gündemine çevrildi.
Söz konusu gelişmeler sonrasında ABD'de 10 yıllık tahvil faizi haftayı yüzde 2,9 azalışla 3,6950 seviyesinden tamamladı.
Emtia fiyatlarında da genel olarak pozitif bir seyir izlendi. Haftayı altının onsu yüzde 0,2 artışla 1.949,7 dolardan, bakırın libresi yüzde 1,6 yükselişle 3,72 dolardan, Brent petrolün varil fiyatı ise yüzde 1 azalışla 76,4 dolardan tamamladı. Bu ayki toplantıda faiz artırımına gidileceğine yönelik fiyatlamaların gerilemesiyle altının ons fiyatı destek buldu.
Analistler, bakır fiyatlarının resesyon endişelerinin hafiflemesinden destek bulduğunu söyledi.
ABD ve Çin'e yönelik talep göstergelerindeki belirsizlikler ise Brent petrol fiyatlarını baskıladı.
Fed üyelerinin tonu yumuşadı
ABD'de pay piyasaları geçen hafta borç limitine ilişkin haber akışı ve Fed üyelerinin açıklamalarının yumuşamasıyla pozitif bir seyir izledi.
Hafta ortasında Fed yetkililerinden şahin açıklamalar gelse de banka üyelerinin daha sonraki açıklamaları endişeleri yatıştırdı.
Richmond Fed Başkanı Thomas Barkin, dün yaptığı açıklamada, enflasyonun düştüğüne ikna olmak için talebin soğuduğuna dair işaretler aradığını belirtirken, enflasyonun birçok kişinin umduğundan daha inatçı olacağını söyledi.
Philadelphia Fed Başkanı Patrick Harker ise Fed'in yaklaşan haziran toplantısında faiz artırımına gitmemesi gerektiğini belirtti. Faiz artırımında bir toplantının atlanabileceğini düşündüğünü aktaran Harker, gelecek verilerin fikrini değiştirebileceğini kaydetti.
Fed Yönetim Kurulu Üyesi Philip Jefferson da Fed'in bir toplantıda faiz oranını sabit tutma kararının para politikası sıkılaşmasını sonlandırdığı anlamına gelmemesi gerektiğini belirtti.
St. Louis Fed Başkanı James Bullard ise faiz artışlarından sonra para politikasının daha iyi durumda olduğunu belirtti.
Ülkede açıklanan veriler de karışık sinyaller vermeye devam etti. S&P Case-Shiller Ulusal Konut Fiyat Endeksi, martta aylık bazda mevsim etkisinden arındırılmış olarak yüzde 0,4 yükseldi.
ABD'nin 20 kentindeki konut fiyatlarına ilişkin endeks, aylık bazda mevsim etkilerinden arındırılmış olarak yüzde 0,5 arttı, yıllık bazda ise yüzde 1,1 ile Mayıs 2012'den bu yana ilk düşüşünü kaydetti.
Öte yandan, ülkede açıklanan makroekonomik verilere göre iş gücü piyasası sıcak kalmaya devam ederken, JOLTS Açık İş Sayısı, nisanda 10 milyon 103 bin ile piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşti.
Buna karşın, Fed'in "Bej Kitap" raporunda ülkede ekonomik faaliyetin nisan ayı ve mayıs başında "çok az" değişim gösterdiği, gelecekteki büyüme beklentilerinin ise biraz kötüleştiği bildirildi.
ABD'de özel sektör istihdamı, mayısta 278 bin kişi artarak piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşirken, söz konusu dönemde yıllık ücret artışı yüzde 6,7'den 6,5'e geriledi.
Analistler, Fed'in enflasyon konusunda ücret artışlarını yakından izlediğini hatırlatarak, bu alandaki gerilemenin Banka'nın politika alanını rahatlatmış olabileceğini söyledi.
ABD'de tarım dışı istihdam mayısta 339 bin bin ile beklentilerin üzerinde artarken, işsizlik oranı yüzde 3,7'ye çıktı. Ortalama saatlik kazanç ise aylık yüzde 0,3 ve yıllık yüzde 4,3 artarak piyasa beklentilerinin altında gerçekleşti. Ortalama saatlik kazançlar nisanda aylık yüzde 0,5, yıllık yüzde 4,4 artmıştı.
Analistler, ülkede açıklanan tarım dışı istihdam verilerinin beklentileri aşmasına karşın işsizlik oranındaki yükseliş ve ortalama saatlik kazançlardaki yükselişin yavaşlamasından dolayı faizlerin değişmeyeceğine ilişkin öngörülerin hala yüksek seviyede olduğunu ifade etti.
Ancak uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, ABD'de borç limiti krizinin aşılmasına rağmen son yaşanan gerilimi tırmandırma politikasının sonuçları ile orta vadeli mali ve borç gidişatına ilişkin görünüm dikkate alınarak ülkenin kredi notunun negatif izlemede olmaya devam ettiğini bildirdi.
Bu gelişmelerle, geçen hafta New York borsasında, S&P 500 yüzde 1,83 ve Nasdaq endeksi yüzde 2,04, Dow Jones endeksi yüzde 2,02 değer kazandı.
5 Haziran ile başlayan haftada pazartesi günü fabrika siparişleri, dayanıklı mal siparişleri, hizmet sektörü Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) ve ISM hizmet sektörü PMI, çarşamba dış ticaret dengesi, perşembe haftalık işsizlik başvuruları ve toptan stoklar takip edilecek.
Avrupa'da enflasyonist baskıların azalmasıyla ECB üyelerinin şahin tonlarında da yumuşama görüldü
Avrupa borsalarında geçen hafta karışık bir seyir izlenirken, enflasyonist baskıların azalmasıyla Avrupa Merkez Bankası (ECB) üyelerinin şahin tonlarında da yumuşama görüldü.
Almanya’da nisanda yüzde 7,2 olan yıllık enflasyon, mayısta yüzde 6,1’ye inerek beklentilerden fazla geriledi.
Avro Bölgesi'nde nisanda yüzde 7 olan yıllık enflasyon, mayısta yüzde 6,1 oldu.
Benzer şekilde Fransa'da da enflasyon, enerji, gıda ve hizmet fiyatlarında artışların azalması dolayısıyla 1 yılın en düşük seviyesi olan yüzde 5,1'e indi.
ECB üyesi Olli Rehn, ECB'nin çekirdek enflasyonda istenilen yavaşlama gerçekleşmeden bankanın faiz indirimini düşünmeyeceğini ifade etmesine karşın ECB Başkanı Christine Lagarde, çekirdek enflasyonun zirveyi gördüğüne ilişkin net bir kanıt olmadığını belirterek faiz artışlarının devam edeceğine işaret etti.
Faiz artışlarının enflasyonda düşüş eğilimini başlattığını ve bundan sonraki faiz artışlarında daha yavaş hareket etmeleri gerektiğini de vurgulayan Lagarde, "15 Haziran'daki toplantımızda yeni projeksiyonlarımızı oluşturacağız ve bu bize sıkılaşma politikamız için güncel resmi sunacak." ifadelerini kullandı.
ECB üyesi Fabio Panetta ise dün bir gazeteye verdiği demeçte, nihai faiz oranının şu anki seviyelerden uzak olmadığını bildirdi.
Geçen hafta İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,26, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,66 değer kaybederken, Almanya'da DAX endeksi yüzde 0,42 ve İtalya'da MIB 30 endeksi yüzde 1,32 değer kazandı.
Gelecek hafta pazartesi günü ECB Başkanı Lagarde'ın konuşması, bölge genelinde hizmet sektörü PMI, salı Almanya'da fabrika siparişleri, Avro Bölgesi'nde perakende satışlar, çarşamba Almanya'da sanayi üretimi, perşembe Avro Bölgesi'nde büyüme takip edilecek.
Asya'da Fed'e ilişkin umutlar bölge ekonomilerine ilişkin endişeleri geride bıraktı
Asya tarafında ise geçen hafta ilk başta açıklanan makroekonomik verilerin ekonomilere yönelik endişeleri tetiklediği görüldü.
Çin'de açıklanan verilere göre, imalat sanayi PMI 48,8'e inerek imalat sanayinde daralmanın hızlandığına işaret ederken, hizmet sektörü PMI da 54,5'e düştü.
Japonya'da sanayi üretimi yıllık bazda yüzde 0,3 azalarak beklentilerin oldukça altında kalırken, yıllık bazda yüzde 5 artan perakende satışlar da öngörüleri karşılayamadı.
Japonya'da işsizlik oranı ise yüzde 2,6'ya geriledi. Öte yandan Japonya Merkez Bankası (BoJ) Başkanı Ueda Kazuo, gerektiği sürece genişleyici para politikalarına devam edeceklerini söyledi.
Kazuo, enflasyonun Banka'nın hedefine ulaşmasının zaman alacağını söyledi.
Fed'in 14 Haziran'da faiz artışına gitmeyebileceğine yönelik beklentilerin güçlenmesi ise bölgede risk iştahını artırdı.
Analistler, özellikle teknoloji yoğun Hong Kong borsasının Fed'in para politikasına yönelik belirsizliklerin bir süredir öne çıkmasıyla nisan ayının ortalarından bu yana negatif seyrettiğini hatırlatarak, faiz oranlarına duyarlı teknoloji şirketlerinin Fed'in bu ayki toplantıda pas geçebileceği ihtimalinden destek aldığını söyledi.
Söz konusu gelişmelerle haftalık bazda Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 1,97, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,55, Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 1,08 ve Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 1,66 yükseldi.
5 Haziran ile başlayan haftanın veri takviminde pazartesi Çin'de Caixin hizmet sektörü PMI, çarşamba Çin'de dış ticaret dengesi, Cuma Çin'de enflasyon verileri takip edilecek.
Yurt içinde gözler enflasyon ve sanayi üretimi verilerine çevrildi
Yurt içinde geçen hafta BIST 100 endeksi yüzde 11,66 yükselişle 5.114,97 puandan tamamlarken, yurt içinde gözler pazartesi açıklanacak enflasyon ve cuma günü açıklanacak sanayi üretimi verilerine çevrildi
Geçen hafta yurt içinde açıklanan verilere göre, Türkiye ekonomisi, yılın ilk çeyreğinde yüzde 4 büyüdü. 11 çeyrek üst üste büyüme kaydeden Türkiye ekonomisi, böylece Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri içinde en yüksek oranda büyüyen ikinci, G20'de de üçüncü ülke olmayı başardı.
Dolar/TL ise haftayı bir önceki haftalık kapanışın yüzde 4,9 üzerinde 20,9610 seviyesinden tamamladı.
Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 5.150 ve 5.200 seviyelerinin direnç, 5.000 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti.
Ekonomistler, mayıs ayında Tüketici Fiyat Endeksi'nin (TÜFE) yüzde 0,07 artmasını bekliyor.
Ekonomistlerin mayıs ayı enflasyon beklentilerinin ortalamasına (yüzde 0,07) göre bir önceki ay yüzde 43,68 olan yıllık enflasyonun yüzde 39,62'ye ineceği hesaplanıyor.
Gelecek hafta yurt içinde salı TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru, çarşamba Hazine nakit dengesi takip edilecek.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.