Kesif yem üretiminde ihtiyaç duyulan ham madde kalemlerinin önemli bölümünün ithal edildiğine dikkati çeken Gedikkaya, dolar kurundaki artışın yem maliyetlerini, altından kalkılamaz seviyeye getirdiğini ifade etti.
Hububat hasılı, mısır, macar fiğ, yonca ve soya fasulyesi silajlarının belli oranlarda karışımıyla sütte istedikleri kaliteyi yakalamayı başardıklarını belirten Gedikkaya, "Küçük aile işletmelerinde kaba yemle hayvan besleme üzerine bir çalışma yaptık. Elde ettiğimiz değerleri analiz ettik. Süt veriminde ve kalitesinde yağ oranını, proteini ve laktozu belirli bir seviyeye getirdik. Hatta ortalama 3,6 olan yağ oranımız bazı işletmelerde 4,1'e kadar geldi." diye konuştu.
- "Meralarımızı ıslah edersek kesif yeme bağımlılığımız kalmaz"
Bu yemleme metodunu genele yayabilmek için meraların ıslah edilip daha aktif kullanılması gerektiğini dile getiren Gedikkaya, şunları kaydetti:
"14 milyon hektar mera alanımızı güçlendirirsek Türkiye'deki hayvancılığı yem sanayisine ve kesif yeme bağımlılıktan kurtarabiliriz. Bizim süt verimliliğimiz ortalama 14 litre. Hayvancılık işletmelerimizin yüzde 85'ini küçük aile işlemeleri oluşturuyor. Bunlar zorunlu olarak hayvancılık yapan işletmeler. Meralarımızı gerektiği gibi ıslah edebilirsek 14 litrelik süt veren hayvanlara sanayi yemlerinden 10-12 kilo yedirmemize gerek kalmayacak. Avrupa'da gezdiğimiz çiftliklerde 28 litre süt verimi olan hayvanların bile tamamen ot silajı, kuru ot ve birkaç kilo soya fasulyesi ile beslendiğini gördük. Tamamen yem sanayisine bağlı olan ülkemizde 36 milyon ton kesif yem tüketiliyor. Kendi kendimize yetebilmek için meralarımızı ıslah edip kaba yemle besleme metoduyla beslememiz gerekiyor."
Gedikkaya, hazırladıkları raporları Tarım ve Orman Bakanlığına sunduklarını, yemleme uygulamasına da kendi üreticileriyle başladıklarını söyledi.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
