Söz konusu çalışmaların, Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi temsilcileri başta olmak üzere üniversitelerden akademisyenler, üretici, sanayici, ihracatçı, sivil toplum kuruluşları ve sektörün tüm paydaşlarının katkısıyla katılımcı bir yaklaşımla yürütüldüğünü, Tarım ve Orman Bakanlığının ilgili birimleriyle birlikte kanun teklifi haline getirildiğini bildiren Yazıcı, çalışmalarda, iç talebi yerli üretimle karşılayacak şekilde çay sektörünün düzenlenmesi ve sürdürülebilirliğin tesis edilmesi amacıyla çayın üretimden tüketime tüm aşamalarının bilimsel ve hukuksal verilerle düzenlenerek ülke ekonomisine katkısının artırılması ve dünya piyasaları ile rekabet edebilecek seviyeye getirilmesine yönelik perspektifin esas alındığını vurguladı.
Bu yaklaşımla çay sektörünün paydaşları ve tüm yönlerini kapsayan kanun teklifinin Meclise sunulduğuna değinen Yazıcı, "Yeni Çay Kanunu teklifimizle Türk çayından marka ürünler oluşturabilmenin yasal zemininin güçlendirilmesi, dünya piyasalarında rekabet edebilecek konuma gelebilmesi için çayın kalitesini iyileştirici tedbirlerin alınması, üretici ve tüketici çıkarlarının korunması ve ülke ekonomisindeki yeri ve önemi hedeflenmiştir" ifadesini kullandı.
"Kaliteli ürün alınmayan çay bahçelerinin yenilenmesine teşvik"
Yaklaşık 70 yılı aşkın süredir fidan yenilemesi yapılmayan çok sayıda çay bahçesi bulunduğunu hatırlatan Yazıcı, "Teklifimizde, kaliteli ürün alınmayan çay bahçelerinin yenilenmesini teşvik edici düzenleme yer alıyor. Çay tarım alanlarının belirlenmesi, ruhsatlandırma gibi işlemlerin nasıl yapılacağına ilişkin düzen kuralları teklifimizde yer alıyor. Ruhsatsız alanlarda yeni çay bahçesi açanlar ile uygun olmayan şekilde çayı işleyen ve pazarlayanlara, belirlenen çay alanları dışında yetkisiz çay alımı ve satımı yapanlara cezai yaptırımlar öngörülüyor. Lisanslı çay işletmeciliği tanımlanıyor, özel sektör çay işletmecilerinin faaliyetin kapsamına göre sınıflandırılmalarına ilişkin kurallar yer alıyor" değerlendirmelerinde bulundu.
Yazıcı, teklifin, çay ürününün dikiminden yetiştirilmesine, toplanıp pazarlanmasına kadar tüm aşamaları kapsayan düzenlemeleri içerdiğine işaret ederek, "Kayıtlılık, izlenebilirlik gibi verilerle üretim planlamasının yapılması, böylece arz ve talep dengesine göre etkin kontrol ve denetimi sağlayan kural ve mekanizmalar öngörülüyor. 2008'den bu yana çay sektörünün tüm tarafların bir araya gelmesiyle kurulmuş olan Ulusal Çay Konseyi, yaş çay yaprağı fiyatının belirlenmesinde aktif ve etkin bir hale getiriliyor, böylece paylaşımcı bir yaklaşımla üretici ve tüketici birlikte gözetilerek yaş çay alım fiyatında istikrar hedefleniyor" bilgisini paylaştı.
"Çay sektörü, sözleşmeli tarım kapsamına alınıyor"
Çay tarımı yapılan tüm illerde mevcut ticaret borsalarında tescil edilen kuru çayın alım ve satımını yapabilmelerine olur verileceğini belirten Yazıcı, şunları kaydetti:
"Kuru çay ürünü elde edilme aşamasında açığa çıkan çay atıklarının, kuru çay ürünü dışında kullanabileceği alanları, bu alanlarda faaliyet gösteren işletmelerin uyması gereken kurallar ve sağlanması gereken koşullar düzenleniyor. Çay atıklarının kaydı, toplanması, muhafazası, işlenmesi, değerlendirilmesi, pazarlanması ve gerektiğinde imhasına ilişkin düzen kuralı getiriliyor.
Planlı tarımın en önemli uygulamalarından biri sözleşmeli tarım. Teklifle çay sektörü, sözleşmeli tarım kapsamına alınıyor. Hedefimiz, bu teklifin TBMM'de sağlanacak kıymetli katkıların sonucunda yasalaşmasıyla birlikte üretici ve tüketiciyi korumak, çayın Türk ekonomisi içindeki yerini güçlendirmek ve Türk çayını dünya markası haline getirerek dış pazarlardaki payını büyütmek."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.