Anız yakmanın toprağın verimlilik unsurlarına uzun vadede ciddi zarar verdiğine dikkati çeken Bayraktar, "Anız toprağın geleceği, toprak ise bizim geleceğimizdir. Anız yakmak geleceğimizi, bize emanet edilen en değerli varlığımızı yakmaktır. Bu gerçek asla unutulmamalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Bayraktar, hasat sonrası tarlada kalan bitki saplarının sürülerek temizlenmesinin masraflı olduğunu düşünen bazı üreticilerin bu artıkları yakmayı tercih ettiğini belirterek, "Anızın yakılması esnasında toprakta sadece hasat sonrası kalan kökler yakılmıyor. Toprağın önemli biyolojik, fiziksel ve kimyasal özellikleri de zarar görüyor." ifadesini kullandı.
- "Anız yakarak orman yangını riski artırılmamalıdır"
Anız yakıldığında topraktaki mikro organizmaların yüzde 70'inin zarar gördüğünü bildiren Bayraktar, verimliliği düşen topraktan daha iyi ürün almak isteyen üreticilerin, daha fazla toprak işleyerek ve kimyasal kullanarak masrafının arttığını ve bunun da çevreyle ilgili sorunlar ortaya çıkardığını ifade etti.
Bu yılın oldukça kurak geçtiğine dikkati çeken Bayraktar, "Bu durum aynı zamanda orman yangınları açısından da risk oluşturdu. Anız yakarak bu risk artırılmamalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Bayraktar, Tarım ve Orman ile Çevre ve Şehircilik bakanlıklarının uyguladığı cezaların yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı gibi kamu kurumlarının da anız yakmanın bir çeşit "doğa katliamı" olduğunu kamuoyuna, özellikle çocuklara öğretmesi gerektiğini kaydetti.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.