Şentop, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenen VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi'nin açılışına katılarak konuşma yaptı.
Azerbaycan'ın haklı davasının uluslararası toplum tarafından da bilinmesini arzu ettiklerini vurgulayan Şentop, hem medyada yer bulması hem de akademik dünyanın ilgisinin Karabağ konusuna çekilmesi için TBMM ve Azerbaycan Milli Meclisinin himayesiyle böyle bir kongre düzenlediklerini belirtti.
Şentop, Türkiye ve Azerbaycan akademisyenlerinin yaptıkları akademik çalışmaların önemine işaret ederek "Akademik dünyadaki yakınlaşmanın, karşılıklı olarak birbirini tanımanın çok büyük faydaları hasıl olacaktır. Türkiye ve Azerbaycan için bu kadar yakın münasebetler varken, Şuşa Beyannamesi varken, orada bu yakınlaşmaya zemin teşkil eden çok güçlü hükümler var, Türkiye ve Azerbaycan arasında üniversite düzeyinde diğer eğitim kurumları düzeyde birlikte atılacak adımlar çok önemlidir ve bunların süratle gerçekleştirilmesi lazım. Çok uzun yıllar ayrı kaldık. Aradaki boşluğu da dolduracak adımları süratle atmamız lazım. Sadece sözde kalmaması lazım bu gayretlerin." dedi.
Söylenen sözlerin hayatta somut karşılığının hızlıca ortaya çıkması gerektiğini vurgulayan Şentop, "Türkiye- Azerbaycan ortak üniversitesinin bir an önce hayata geçirilmesini hatta önümüzdeki öğretim yılında öğretime başlamasını çok önemli buluyorum. Akademisyenler ve öğrencilerin karşılıklı değişimi suretiyle gençlerimiz arasında özellikle tahsilli gençlerimiz arasında iki ülkeyi daha da yakından tanıyacak insanların bulunması bizim bu ilişkilerimizi çok daha sağlam, köklü ve geleceğe bakmak açısından çok daha etkili hale getirecektir." diye konuştu.
Şentop, Karabağ'ın işgalden kurtarılmasından da bahsederek şunları söyledi:
"Karabağ şimdi yaralarını sarmaya başladı. Acılarını anlatmaya ise yeni yeni başlıyor. Bu sebeple aklınıza gelecek her branştan akademisyenin, 28 yıl vatanı gasbedilmiş Karabağlı kardeşlerimizi, her boyutuyla ele almasına ihtiyaç var. Tarihçilere, edebiyatçılara, psikologlara, coğrafi ve stratejik uzmanlara, Karabağ'ın zenginliklerini talan edenleri bizlere anlatacak ekonomi uzmanlarına ihtiyacımız var. Bin yıllardır yaşadığı toprakları gasbedilen, bir gece ansızın, topluca katledilen kundaklarında uyuyan bebekler ve yaşlılar var. Sevdiklerine yaktıkları ağıtlar, şiirler ve hikayelerle, göç yollarında ömür tüketmiş, vatanından ayrılan ve gurbet acısıyla hasretlik çekenlerin öykülere, romanlara işlenen ızdırapları var. Savaş ve göç sonrası tarihe, edebiyata, güzel sanatlara yansıyan Karabağ'ı, 28 yıllık esaretin ve acının ortaya çıkardıklarını, sosyal bilim akademisyenlerinin gözünden görmeye, değerlendirmelerine ihtiyacımız var. Onları bilimsel çalışmalarla bütün dünyaya anlatmaya, yaşananların boyutunu haykırmaya devam edeceğiz."
Azerbaycan'ın yanında olmaya devam edeceğiz
Dünyayı kendi şahsi zenginlikleri ve çıkarları için dizayn eden, medeniyet anlayışlarını bütün dünyaya dayatan Batı egemenliğinin tasallutu altındaki insanlığın her geçen gün yeni sorunlarla karşılaştığına dikkat çeken Şentop, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Batı'nın ve iş birlikçilerinin binlerce yıldır pek çok coğrafyada barış ve esenlik içinde yaşayan insanların arasına nifak tohumları ekerek, onları can kaygısına düşürüp sahip oldukları zenginliklere çökme davranışlarını biliyoruz. Bunlar Sıcak Savaş sonrası hala bitmeyen Soğuk Savaş yöntemlerinin devamıdır. Namertçe ve sinsice faaliyetlerle, insanları ve devletleri parçalama eylemleridir. Burada bulunan tarihçilerimizin muhtemelen tebliğleri olacaktır, Karabağ'da insanımıza reva görülen durum zengin kaynakları olan diğer coğrafyalarda da sahnelenmiştir. Senelerce köpürtülen Filistin, Kıbrıs ve Karabağ meseleleri aslında çözülmek istense bir günde çözülür. Batı tarafından çözüm için kurulan bütün platformlar, sadece süreci çözümsüzlüğe ve bataklığa saplamak gayretlerinden ibarettir.
Bütün irili ufaklı İslam ülkelerinin iç sorunları tarihin her döneminde vardı. Sadece İslam ülkelerinde değil çok daha fazlası Avrupa ve Amerika tarihinde en şedit şekliyle var. Binlerce yıllık kadim coğrafyalardaki küçük çekişmeleri sürekli kaşıyanlar, sinsice bu coğrafyalarda emellerine ulaşmak için dikkat dağıtıyor.
Ermenistan'ın Karabağ'da yaptıkları, sadece Azerbaycan'ın değil savaş suçlusu olarak uluslararası hukukun konusudur. Türkiye'nin Azerbaycan'a destek vermesinin sebebi sadece kardeşlik ve dostluk için değil Azerbaycan'ın haklı bir davayı savunuyor olmasıdır. Kafkasya'da kalıcı barışın tesisi için kardeşlerimizin haklı davasına destek vermeye, her zaman Azerbaycan'ın yanında olmaya devam edeceğiz."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.