Şentop, burada katılımcılara yaptığı konuşmada, güvenlik ve terörle mücadele konusunda da daha yakın ve somut iş birliğine ihtiyaç duyulduğunu belirterek, Türkiye'de 15 Temmuz 2016’da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasının (FETÖ/PDY) hain bir darbe ve hatta işgal girişiminde bulunduğunu hatırlattı.
"FETÖ/PDY eğitim ve hizmet kisvesi altında kavramlarımızı ve değerlerimizi suistimal etmiş, gizli emelleri uğruna gençlerin inanç, duygu ve zihin dünyalarını ifsat etmiş bir terör örgütüdür." diyen Şentop, şöyle devam etti:
"Bu terör örgütü sadece Türkiye için bir tehdit değildir. Faaliyette bulunduğu tüm ülkelerde sosyal doku, toplumsal barış, bürokrasi ve demokrasi için bir tehdittir. Dolayısıyla din ve eğitimi, şiddet ve istismar aracına dönüştüren bu ihanet şebekesi karşısında hepimizin teyakkuzda, tedbirli ve iş birliği içerisinde olmamız gerekir."
Şentop, FETÖ/PDY tarafından 2016'daki darbe teşebbüsü sırasında TBMM'ye 3 bomba atıldığını anlatarak, bombaları atan pilotlara talimatların, bu masum çocukların emanet edildiği okulların ve kolejlerin müdürleri, öğretmenleri tarafından verildiği telsiz kayıtlarının mahkemelerce ortaya çıkarıldığını aktardı.
Söz konusu ihanet şebekesinin görünür faaliyetlerinin yanıltmaması gerektiğini vurgulayan Şentop, "Biz Türkiye olarak vatandaşlarımızın hayatına, demokrasimize, istiklal ve istikbalimize kasteden bu hain Fetullahçı terör yapılanmasına karşı ülke içinde mücadelemizi sona yaklaştırırken, dünyanın her yerinde bu yapıyı yok edene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu, bir devlet kararlığıdır, bir devlet kararıdır." diye konuştu.
"Dünya, Türk devletlerinin sesine ihtiyaç duyuyor"
Şentop, dünyanın savaş, iç karışıklıklar, göç hareketleri, terörizm, iklim değişikliği, doğal kaynakların tükenmesi, çevre kirliliği gibi karmaşık sorunlarla karşı karşıya kaldığına dikkati çekti.
Küresel ve bölgesel sorunların çözümünde çok sesliliğin önemine vurgu yapan Şentop, şu değerlendirmede bulundu:
"Çok sesliliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulsa da uluslararası camiada güçlü olanın yüksek çıkan sesi, çoğu zaman haklıyı bastırıyor. Herhangi bir krizle her karşı karşıya kalışında insanı ikincilleştiren ve araçsallaştıran uluslararası sistem, yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve İslam düşmanlığı gibi hastalıklı fikirlerin esaretine giriyor. Esasen uluslararası sistem de içinde bulunduğu tıkanıklıkları aşmak için böyle bir sese, Türk devletlerinin sesine ihtiyaç duyuyor."
Şentop, 11. Genel Kurul'un konu başlığının “parlamenter diplomasi ile güven ve iş birliğinin güçlendirilmesi" olarak belirlenmesini çok isabetli bulduğunu belirterek, "Gelecekte inşallah bu masanın etrafında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de gözlemci veya özel bir statü ile yer almasını arzu ediyoruz." dedi.
Özbekistan’ın da TÜRKPA’ya katılım sürecinin sonuçlanması ile TÜRKPA daha güçlü bir uluslararası kuruluş haline geleceğini dile getiren Şentop, aynı şekilde Türkmenistan’ın da TÜRKPA faaliyetlerine gözlemci olarak katılmasının önemli olduğunu söyledi.
Şentop, gelecek yıl hem TÜRKPA hem de Türkiye için önemli yıl dönümlerine karşılık geldiğini hatırlatarak, "TÜRKPA’nın 15. ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını idrak edeceğimiz bu dönüm noktasında, TÜRKPA’nın Genel Kurulu'na da Türkiye’nin ev sahipliği yapacak olmasından memnuniyet duyuyoruz." ifadesini kullandı.
"Devletlerimiz arasındaki ulaştırma ağlarının güçlendirilmesinin özel önem taşıdığına inanıyorum"
Birlik olmanın, beraber hareket etmenin sağlayacağı manevi ve maddi gücün farkında olduklarının altını çizen Şentop, TÜRKPA üye ülke devletlerin arasındaki ulaştırma ağlarının güçlendirilmesinin özel önem taşıdığına inandığını söyledi.
Şentop, "Uluslararası Doğu-Batı Orta Koridoru ve Hazar Geçişli Azerbaycan-Nahçıvan bağlantısı gibi adımlarla birbirimize daha sıkı bağlanmamız gerekiyor. Bu da ülkelerimizin ticaret, ulaşım ve üretim merkezleri olarak yükselmesinin önünü açacak, ülkelerimizi birbirine daha da yakınlaştıracaktır." dedi.
Ülkelerin birçok alanda sahip olduğu potansiyelin mevcut seviyenin çok üzerinde olduğuna işaret eden Şentop, "Ticaret, ekonomi, sağlık, eğitim, kültür, turizm, savunma sanayi ve daha birçok alanda katedilecek daha çok mesafe var." diye konuştu.
Şentop, Türk devletlerinin insanı merkeze alan köklü bir medeniyetin temsilcisi ve bu devlet mensuplarının tarih boyunca istişareyi öncelemiş bir yönetim anlayışının mirasçısı olduğunu vurguladı.
Halihazırda ve yakın gelecekte uluslararası sistemin ve demokrasilerin yeni bir görünüm ve işleyiş kazanmasının kaçınılmaz olduğuna işaret eden Şentop, şunları kaydetti:
"Türk devletleri olarak kuvvetli mevcudiyetimizle, uluslararası sistemi, çifte standarttan arındırılmış ve adalet temelinde bir yapıya kavuşturmak için gayret göstermeliyiz. Bu bağlamda parlamentolarımıza da önemli görevler düşüyor ve parlamenter diplomasi ön plana çıkıyor."
Tanrı Dağları'nın gölgesinde aynı atanın evlatları olarak aynı çatının altında, bir masanın etrafında bir araya gelmekten duyduğu mutluluğu paylaşan ve Genel Kurul Toplantısı'nın hayırlara vesile olmasını dileyen Şentop, TÜRKPA Dönem Başkanlığını üstlenen Kırgızistan Meclis Başkanı Talant Mamıtov'a başarılar diledi.
Şentop, Orta Asya’da özel bir yere sahip olan Issık Göl kenarında TÜRKPA’nın 11. Genel Kurul Toplantısı’na ev sahipliği yapan Kırgızistan Meclisine de teşekkürlerini iletti.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.